Maddesi gereğince vergi kaydının resen kapatıldığı, ticari faaliyetine devam etmediği ve davalı şirketin uzun süreden beri gayri faal olduğu, bu kapsamda davalı şirketin feshini gerektirir haklı sebeplerin bulunduğu ancak davacının öncelikle ortaklığın feshi yerine, ortaklıktan çıkma yönünde tercihte bulunduğu, ortaklıktan çıkarılma halinde, çıkma payı isteminde bulunmadığı anlaşılmakla, davacının esas itibarı ile haklı nedenle feshi şartları oluşan davalı şirketten haklı nedenlerle çıkmasını gerektirir şartlar oluştuğu kanaatine varılmakla, davacının davalı şirket aleyhine açmış olduğu davanın kabulü ile, davacının davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına, çıkarılma halinde çıkma payı isteminde bulunulmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, limited şirket ortaklığından çıkma ve şirketin feshi istemine ilişkin davanın şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi yeterli olup, ayrıca şirket yanında şirket ortağı aleyhine, şirketin feshi ve ortaklıktan çıkarılma istemine ilişkin...
Dava, şirketi zarara uğrattıkları belirtilen eski yönetici ... mirasçıları ile mevcut yönetici ...'a karşı açılmış ayrı ayrı 2.000 Euro tazminat talebi ve şirkete karşı açılmış kar payı alacağına ilişkin olup; ihtiyati tedbir talebi ise davalı şirkete ait malvarlığı üzerine bunların devir ve temlikini önleyecek şekilde tedbir konulması, şirkete kayyım tayinine; ihtiyati haciz talebi ise mevcut yönetici ...’ın şirkete karşı sorumluluğuna dayandırılan, hakkında ihtiyati haciz verilmesi talebine ilişkindir....
Şti. bünyesinde ana sözleşme ile şirket yönetiminin bir kısmı kendilerine verilerek ve iç yönerge hazırlanarak kendilerine B grubu yetkisi verilen, şirket müdürü tarafından atanan, 2017 yılı itibari ile iş akitleri feshedilen, halihazırda iş mahkemesinde görülmekte olan davaları bulunan davalı gerçek kişiler ...ve ...' in " Endemol Medya Pro. Tic. Ltd. Şti.'nde TTK’nın 553. maddesi hükmü kapsamında yönetici olup olmadıkları noktasında İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi ile İstanbul BAM 12....
Buna göre, limited şirket ortağı veya müdür değişikliğinin ilan edilmemesi halinde, bu kişilerin şirket adına işlem yapmaları durumunda, değişikliği ilan etmeyen şirket iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sorumlu olur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ticari şirket davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, S.S....
İşbu dosya ile birleşen mahkemenin 2009/453 Esas sayılı dosyada davacılar vekili, ortaklıktan çıkarılma kararının iptalini diğer tüm ortaklara yöneltmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın açıldığı tarihte şirket ortağı olduğu da kabul edilerek davacının davalı şirket ve ortakları aleyhine açtığı davaların kabulü ile davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline, davalı şirketin tasfiyesi ve kayyım tayini istemi ile açılan davanın kabulü ile davalı şirketin tasfiyesine, Tasfiye memuru olarak hukukçu ve mali müşavir bilirkişi tayin edilmesine dair verilen karar davalılar ..., ... ve ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır. Davalılardan ..., ... ve ... vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının varlığını iddia ettiği zararına ilişkin talebini belirsiz alacak davası olarak ikame etmekte hukuki menfaati olmadığını, bu nedenle öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın talebinin Yönetici Sorumluluk Sigortası Poliçesi tahtında sağlanan teminat kapsamında olmayıp ancak bir Emniyeti Suiistimal Poliçesinin kapsamında değerlendirilebileceğini, davacının iddiasının aksine sorumluluğu iddia edilen yönetici----- gerek sigorta poliçesi kullanırken gerekse devamındaki yükümlülükleri yerine getirdiğini, ilgili yöneticinin talebe konu zarara ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, gerek iş sözleşmesi gerekse personel görev talimatı çerçevesinde yöneticiye somut olayla ilgili olarak atfedilebilecek bir sorumluluk olmadığını, davacı tarafın somut olayda varsa zararını belirleyebilecek durumda olduğunu, davacının dava dilekçesinde somut olaya konu talebin dayanağı olan davacının para ve kıymetli eşya nakli...
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının varlığını iddia ettiği zararına ilişkin talebini belirsiz alacak davası olarak ikame etmekte hukuki menfaati olmadığını, bu nedenle öncelikle hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafın talebinin Yönetici Sorumluluk Sigortası Poliçesi tahtında sağlanan teminat kapsamında olmayıp ancak bir Emniyeti Suiistimal Poliçesinin kapsamında değerlendirilebileceğini, davacının iddiasının aksine sorumluluğu iddia edilen yönetici----- gerek sigorta poliçesi kullanırken gerekse devamındaki yükümlülükleri yerine getirdiğini, ilgili yöneticinin talebe konu zarara ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, gerek iş sözleşmesi gerekse personel görev talimatı çerçevesinde yöneticiye somut olayla ilgili olarak atfedilebilecek bir sorumluluk olmadığını, davacı tarafın somut olayda varsa zararını belirleyebilecek durumda olduğunu, davacının dava dilekçesinde somut olaya konu talebin dayanağı olan davacının para ve kıymetli eşya nakli...
Bununla birlikte dosyaya intikal eden ve davalı ----- tarafından davacıya gönderilen ---- tarihli ihtarname içeriğinden, bundan başka ------ esas sayılı davada davacısı ---- tarafından, davalısı -------yönelik tazminat davası ikame edilmiş olduğu hususları hep birlikte gözetildiğinde, davacı yönünden davalı şirket ortaklığından çıkmasına ilişkin haklı sebeplerin meydana geldiği, ortaklar arasındaki güven ve itimadın, ortaklık bağının zedelendiği; davacının ortaklıktan çıkma talebinin hukuki zemininin oluştuğu kanaatiyle davanın davalı şirket yönünden kabulü ile davacının, davalı şirket ortaklığından haklı nedenlerle çıkmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
-STK şirketleri ortaklığından 2.178,14 TL, ...-... iş ortaklığından 10.026,52 TL alacaklı olduğu yönünde görüş belirtildiği anlaşılmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur....