İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Davacının çıkmak istediği şirket ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, davacının limited şirketin ortağı ve yetkili müdürü olduğu görülmüştür. Dava, şirket ortaklığından ve müdürlük görevinden çıkarılmasına karar verilmesi istemine ilişindir. Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma Türk Ticaret Kanunun 638,639 ve 640. Maddelerinde düzenlenmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında da açıklandığı üzere şirket ortaklığından çıkmaya izin istemine ilişkin davaların da husumetin şirkete yöneltilmesi gerekmekte olup, şirket ortaklarına husumet yöneltilemez. Davacı, davasını çıkmasına izin verilmesini istediği limited şirkete karşı açması gerekir iken, ortaklara karşı davasını açmış olması nedeni ile davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine " gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
a ait olduğunu, yöneticinin görevini gereği gibi yerine getirmediğini, organların toplanamadığını, şirketin ticari faaliyeti olmadığı halde vergi borçları olup bunları kendisinin ödemek zorunda kaldığını ve kar payı ödemesi yapılmadığını belirtip, haklı nedenle şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi ile birilikte ayrılma payının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı şirkete davetiye tebliğ edilmesine rağmen yanıt verilmemiştir. DELİLLER : -Davalı şirketin ticaret sicil bilgileri, -... ve vergi borçları nedeni ile davacının yaptığı ödemelere ilişkin dekontlar, -Davacının yönetici ortağa düzenlediği ihtar, -Tanık beyanı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davadaki talep, haklı nedenle şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve ayrılma payının tahsili istemine ilişkindir. Davalı şirket 23/03/2017 tarihinde tescil ve ilan edilerek kurulmuş olup, ortak ve kurucuları .... pay sahibi davacı ... , ... pay sahibi olan ... ile ......
akabinde taraflarınca kooperatife gidildiğini, kooperatif ana sözleşmesi, ihraç kararı varsa kararın tebliğine ilişkin belge talep edilmiş olsa da, kooperatif tarafından ilgili belgelerin taraflarına verilmediğini, müvekkilinin, kooperatif kurulduğu yıldan beri üyesi olup talep halinde aidatlarını ödediğini, ancak aidatları ödediği halde koopretifte herhangi bir ilerlemenin olmadığı fark ettiğini, ayrıca bu hususta da yönetici ve sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını, ortaklıktan çıkarılma kararının iptali davası, çıkarılma kararının tebliğinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, bu süreden sonra açılan davaların, esasa girilmeden reddolunduğunu, müvekkilinin ortaklıktan çıkarıldığını tesadüfen bu yıl öğrendiğini ve hemen iş bu dava ile davayı açtıklarını, müvekkiline çıkarılma kararının tebliğ edilmediğini, gerekli araştırmalar yapıldığında tebligat parçasının olmadığının ortaya çıkacağını, dolayısıyla tebliğ ile başlayan sürenin işlememiş...
Şti. arasında akdedilmiş, davalı ise bu sözleşmeyi, akit şirket ortağı sıfatıyla değil kendi adına, müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. Kefaletin sona erme şekilleri Borçlar Kanununda düzenleme altına alınmıştır. Bu durumda davalının akit şirket ortaklığından ayrılması, akit şirketin ünvanının değişmesi ve bu değişiklikten sonra yeni ünvanlı şirket ortağının da sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalaması davalının kefaletini sona erdirmeyecek, davalının, yeni ünvanlı şirketin bu sözleşme kapsamında kullandığı kredilerden kefalet limiti dahilinde sorumluluğu devam edecektir. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, sermaye artırımı kararı üzerine davacıya yapılan artırım ihtarlarına rağmen davacının sermaye borcunu artırmadığı, bu nedenle ortaklıktan çıkarılma kararının haklı olduğu, davacının ortaklık payının 28.09.2009 ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının şirketteki %10 hissesinin öz varlık tutarı üzerinden 36.855,12 TL olduğu, ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile davacının ödemesi gereken sermaye miktarı 24.500,00 TL olup ortaklıktan çıkarılması ile bu bedelin ödeme yükümlülüğü kalmadığı, kaldı ki sonrasında bu payın fark konulmadan aynı bedel üzerinden bir başka şirket ortağı tarafından alındığı, bu nedenle davacının talep edebileceği miktarın ortaklıktan çıkarılma tarihi itibarı ile öncesinde sahibi olduğu %10 pay değeri ile ödenmesi gereken sermaye arasındaki fark kadar bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.355,12 TL alacağın 28/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/1004 Esas KARAR NO : 2022/793 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 24/12/2019 KARAR TARİHİ : 26/09/2022 KARARIN YAZILMA TARİHİ : 25/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; resmi evrakta sahtecilik yolu ile adına davalı şirketin kurulduğunu ve kendisinin ortak ve temsilci atandığını belirterek şirketin ortağı temsilcisi ve hissesinin olmadığının tespiti ve sona erdirilmesini talep etmiştir. Deliller; dava dilekçesi, İTO ve Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, Bakırköy .... ASCM ..... sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, ticari Şirket ortaklığından çıkarılma istemine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ :16/12/2020 NUMARASI :2017/872 Esas 2020/818 Karar DAVACILAR : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 02/03/2020 KARAR TARİHİ : 02/05/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2024 Taraflar arasındaki ticari şirkete ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı şirket yetkilisi süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. ASIL DAVADA DAVA Davacı şirket yetkilisi dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin şirket ortağı olan davalı ...'nun genel kurulda alınan haklı sebeplere dayalı oluşturulan şirket ortaklığından çıkarılma kararının mahkeme kanalıyla uygulanmasına ilişkin olduğunu, davacı şirketin Ankara Ticaret Siciline tescilli bir şirket olduğunu, davalı ...'nun, ... ... Sanayi Ticaret Ltd. Şti.'...
Hukuk Dairesince ilamların infaz edilecek kısmının hüküm kısmı olduğu, icra mahkemesince hüküm kısmının yorumlanması veya değiştirilmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar borçlular tarafından TTK.nın 642/1 maddesi gereğince, mahkeme kararı kesinleşmeden ayrılma akçesinin muaccel hale gelmeyeceği iddia edilmiş ise de bu hususun dar yetkili icra mahkemesince incelenemeyeceği, mahkemece açıklanan nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi isabetli değil ise de sonuçta istemin reddedildiği gerekçesi ile, kararın gerekçesi düzeltilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı ve şikayetin reddine karar verildiği, ... bu karara yönelik borçluların temyiz başvurusu üzerine, Dairemizce; "borçluların limited şirket olduğu, takip dayanağı ilamda şirket ortaklığından çıkarılma ile çıkarılma payı ve kar payı ödenmesine karar verildiği, ilamın kişiler hukukuna ilişkin kayıt ve sicillerde değişiklik yaratan ilam niteliğinde olduğu anlaşılmakla kesinleşmeden...
ın davalı şirket ortaklığından haklı nedenlerle ayrılmasına izin verilmesine, karar kesinleştiğinde 263.180,38 TL ayrılma payının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili ve davacı vekili (katılmayla) temyiz etmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, davanın TTK'nın 636/3 maddesinde gösterilen haklı sebeple şirketten çıkmaya ilişkin olup, davacı ile diğer ortak ve 2009 yılından itibaren münferiden yönetici olan ...'...
Davacı ve karşılık davacılar dilekçelerinde, davalı şirketin ortaklığından çıkmalarına izin verilmesini talep etmektedirler. Davalı şirketin tüm ortakları duruşmaya iştirak etmişler, beyanlarında, davalı şirketin feshine karar verilmesini istediklerini bildirmişlerdir. Taraf beyanlarında davalı şirketin ticari faaliyetinin sonlandırıldığı, şirketin tüzel kişiliğinin devamında ortaklar açısndan fayda kalmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne ve TTK'un 636/3 maddesi uyarınca şirketin feshine karar verilmiştir. Şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve fesih istemli davada, ancak şirket tüzel kişiliğine husumet yöneltilecek olması karşısında, ana dosyada şirket ortakları aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir. Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur....