ifade edildiğini, bu düzenlemeye göre haklı sebep; ortaklığın kuruluşuna yol açan fiili ve kişisel sebeplerin ortaklığın işletme konusunu elde edilmesini imkânsız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalktığını, kişisel sebeplerin yanı sıra nesnel sayılabilecek olgular da şirketin feshine yol açabileceğini, buna göre şirketin kar elde edemez hale gelmesi, uzun süredir gayrı faal olması da şirketin feshine sebebiyet verebileceğini, buna göre davalı ----- kaybolduğundan ve genel kurul toplantılarının yapılamamasından dolayı ortaklığın faaliyetini güçleştirmekte olduğunu, bu kapsamda şirket uzun süredir faaliyetlerini tam anlamıyla sürdürememekte, beklenen gelişimi sağlayamamakta olduğunu belirterek müvekkilleri tarafından şirketin feshi dışında başka bir çözüm yolu bulunmamasından dolayı şirketin feshedilmesi TTK m 636/2,3 uyarınca uzun süredir genel kurul toplantılarının yapılamaması ve şirket bünyesindeki kararların alınıp faaliyetine ticari teamüllere uygun olarak devam ettirememesinden...
Şubesinin hesabının kullanıldığını, bu nedenle iş ortaklığının mevcut alacak/borç ve ticari defter durumunun tespit edilmesi amacıyla ilgili muhasebecinin adresinde banka hesap hareketleri de nazarı dikkate alınarak ilgili muhasebeci adresinde ticari defterlerin incelenmesini ve mevcut durumunun tespiti, tespit aşamasında iş ortaklığına ait ticari defterlerin herhangi bir usulsüz işleme konu olmaması amacıyla mahkeme nezdinde muhafaza edilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda; "... delil tespiti isteyen davacı yan, ticari defter kayıtlarının, banka kayıtlarının, maliye kayıtlarının ve ticari defterlerin mahkemede saklanmasını istemektedir. Davacı yanın talebi 6100 sayılı HMK'nın 400. Maddesinde düzenlenmesi bulunan delil tespiti mahiyetindedir. Şirketlerin tutması gereken ticari defterleri belirli zamanlarda noterden onaylanması gerekir ve bu bir yasal zorunluluktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2015/1149 Esas KARAR NO: 2022/290 DAVA: Tespit DAVA TARİHİ: 12/06/2014 KARAR TARİHİ: 06/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar --- birlikte ---- tarihinde, --- dış ticari faaliyetleri yapmak üzere bir protokol yapıldığını, ortaklığın kuruluşu sırasında her ne kadar ----tabiri kullanılmışsa da, bu isim altında bir şirket kurulmadığını ve bu ismin kısaca --- anılacağını ve diğer tarafta----- olarak anılacağı tabirinin kullanıldığını, tarafların bir araya gelme sebeplerinin adi ortaklık olduğunu, ortaklığın birinci cümlesinde ---- tarihinden itibaren taraflar nasıl ve hangi türden --- yapacaklarsa davacı ve diğer dört isim şirket kuruşlarında yer almasa da hisseleri oranında ortak olduklarını, taraflar arasında ----yılında kurulmuş bulunan ortaklık protokolünde -----zaman ki para ile ---- parayı sermaye olarak --- vermeyi taahhüt ettiğini...
Tarafların tacir olup olmadığı hususunun anlaşılabilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğüne, vergi dairesine ve Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkere yazıldığı gelen cevabi yazılardan davacı ve davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, ortaklarından olduğu limited, kollektif ve komandit şirket kaydının olmadığı, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, davacının Ticaret Sicil Müdürlüğünde ortak olduğu şirket kaydına rastlanılmadığı, anlaşılmaktadır. Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davanın tarafların ticari işletmelerine ilişkin olmayıp, ortak olduğu ticari işletmeye ilişkin olduğu, adi ortaklığın TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, TTK'da düzenlenmediği ve taraflar tacir olmadığından, adi ortaklıkta malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaati ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2024/25 Esas KARAR NO: 2024/287 DAVA: Ticari Şirket (Şirket Gelir Giderlerinin Tespiti ve Tahsili İstemli) DAVA TARİHİ: 09/01/2024 KARAR TARİHİ: 03/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Gelir Giderlerinin Tespiti ve Tahsili İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tespit isteyen --------ŞTİ'nin %50 ortağı olup ,şirketin diğer ortağının --------- olduğunu, şirket gelir gideri hakkında müvekkili --------Ş.'...
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 06/05/2019 KARAR TARİHİ : 16/06/2020 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/06/2020 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketi 2018 yılı Haziran ayında %33 hisse ..., %33 hisse ... ... ve %34 hisse ... olaak şekilde kurduklarını, şirket kuruluşundan iki ay sonra tüm ortakların bir araya gelerek kendisinin ortaklıktan ayrılmasına karar verdiklerini, o tarihten sonra işyerine gitmediğini ve iş faaliyetine katılmadığını, ortaklıklarının fiilen bittiğini, bu nedenle davanın kabulü ile TTK md. 638 gereğince haklı sebeplerle ayrılma akçesi almaksızın davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Takip/ dava konusu alacağın taraf şirketlerin ve adi ortaklığın ticari defterlerine yansıyış şeklini de tespit noktasında görevlendirilen mali müşavir bilirkişi ... tarafından adi ortaklığın ticari defterlerinde en son 2014 yılında kayıt oluşturulduğu, 2014 yılı kayıtları kapsamında adi ortaklığın 31/12/2014 tarihi itibariyle mevcut ve alacakları toplamının 3.370.324,00 kısa ve uzun vadeli borçlarının 508.862,23 TL ve kayıtlı değerlere göre özvarlığının 2.861.461,77 TL olduğu, alıcılar hesaplarında 320.549,17 TL ve verilen sipariş avanslarından 155.462,09 TL alacağı ve peşin ödenen vergi ve iş avansları ile vadesi geçen/ erteli 394.849,69 TL vergi borcu, 35.461,05 TL ticari borcu ve 78.547,41 TL diğer borcunun mevcut olduğu, yerine getirilen işe yönelik olarak 9.870,914,02 TL tutarındaki hakediş bedelinin hizmet satışı olarak hesaplarına aktardığı, 7.016.157,81 TL hizmet maliyeti sonrası 2.861.461,77 TL dönem karı ile 2014 yılı kayıtlarının kapatıldığı, adi ortaklıktan davacı şirketin...
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.30/10/2020 tarihli bilirkişi rapor içeriğine göre; davalı----- yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; 2015-2016-2017-2018-2019 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, davacı----- dava konusu işlemlerin kendi işletmeleri üzerinden yapılmadığı, şahsi olarak yapmış olduğundan ticari defterlerine adi ortaklığa ilişkin kayıtlarının yer almadığı beyan edilerek ibraz edilmediğinden incelenemediği, Adi Ortaklığın Varlığı Yönünden : Davacının dava konusu projenin gerçekleşmesinde arsa sahipleri ile yapılan anlaşmalar, inşaatın yapılmasında gerekli olan malzemenin temininde alınan tekliflerde...
Dava, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin anlaşmadan kaynaklı alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu'nunda veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK'nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....