Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların tacir olup olmadığı hususunun anlaşılabilmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğüne, vergi dairesine ve Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkere yazıldığı gelen cevabi yazılardan davacı ve davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, ortaklarından olduğu limited, kollektif ve komandit şirket kaydının olmadığı, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, davacının Ticaret Sicil Müdürlüğünde ortak olduğu şirket kaydına rastlanılmadığı, anlaşılmaktadır. Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davanın tarafların ticari işletmelerine ilişkin olmayıp, ortak olduğu ticari işletmeye ilişkin olduğu, adi ortaklığın TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlendiği, TTK'da düzenlenmediği ve taraflar tacir olmadığından, adi ortaklıkta malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaati ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Taraflar da yargılama süresince mahkemenin görevli olmadığını ileri sürebilirler. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde nisbi ve mutlak ticari davalar düzenlenmiş olup her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nisbi ticari dava olup, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddenin ilk fıkrasında a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan hususlardan doğan hukuk davaları ise mutlak ticari dava niteliğindedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....

    DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 06/05/2019 KARAR TARİHİ : 16/06/2020 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/06/2020 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketi 2018 yılı Haziran ayında %33 hisse ..., %33 hisse ... ... ve %34 hisse ... olaak şekilde kurduklarını, şirket kuruluşundan iki ay sonra tüm ortakların bir araya gelerek kendisinin ortaklıktan ayrılmasına karar verdiklerini, o tarihten sonra işyerine gitmediğini ve iş faaliyetine katılmadığını, ortaklıklarının fiilen bittiğini, bu nedenle davanın kabulü ile TTK md. 638 gereğince haklı sebeplerle ayrılma akçesi almaksızın davalı şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, ön inceleme duruşması sonrası dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile, uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanmış, konunun incelemesi uzmanlık gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.30/10/2020 tarihli bilirkişi rapor içeriğine göre; davalı----- yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; 2015-2016-2017-2018-2019 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümlerine göre zamanında yapıldığı, davacı----- dava konusu işlemlerin kendi işletmeleri üzerinden yapılmadığı, şahsi olarak yapmış olduğundan ticari defterlerine adi ortaklığa ilişkin kayıtlarının yer almadığı beyan edilerek ibraz edilmediğinden incelenemediği, Adi Ortaklığın Varlığı Yönünden : Davacının dava konusu projenin gerçekleşmesinde arsa sahipleri ile yapılan anlaşmalar, inşaatın yapılmasında gerekli olan malzemenin temininde alınan tekliflerde...

        Takip/ dava konusu alacağın taraf şirketlerin ve adi ortaklığın ticari defterlerine yansıyış şeklini de tespit noktasında görevlendirilen mali müşavir bilirkişi ... tarafından adi ortaklığın ticari defterlerinde en son 2014 yılında kayıt oluşturulduğu, 2014 yılı kayıtları kapsamında adi ortaklığın 31/12/2014 tarihi itibariyle mevcut ve alacakları toplamının 3.370.324,00 kısa ve uzun vadeli borçlarının 508.862,23 TL ve kayıtlı değerlere göre özvarlığının 2.861.461,77 TL olduğu, alıcılar hesaplarında 320.549,17 TL ve verilen sipariş avanslarından 155.462,09 TL alacağı ve peşin ödenen vergi ve iş avansları ile vadesi geçen/ erteli 394.849,69 TL vergi borcu, 35.461,05 TL ticari borcu ve 78.547,41 TL diğer borcunun mevcut olduğu, yerine getirilen işe yönelik olarak 9.870,914,02 TL tutarındaki hakediş bedelinin hizmet satışı olarak hesaplarına aktardığı, 7.016.157,81 TL hizmet maliyeti sonrası 2.861.461,77 TL dönem karı ile 2014 yılı kayıtlarının kapatıldığı, adi ortaklıktan davacı şirketin...

          Dava, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin anlaşmadan kaynaklı alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu'nunda veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK'nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir....

            Birden çok kişinin adi şirket şeklinde bir ticarî işletme işletmesi halinde tacir sıfatı adi ortaklığa değil onu oluşturan adi ortaklara ait olacaktır. Hukukumuzda ortağı tacir olabilen "tek şirket" adi şirkettir. Bir ticari işletmenin adi ortaklık altında işletilmesi halinde ise tacir sıfatı adi ortaklığa değil onu oluşturan adi ortaklara ait olacaktır. Çünkü adi şirket ortakları bir ticari işletmeyi hem kendi adlarına hem de diğer ortaklar adına işletmektedirler. Bu adi şirketin temelidir. Ortaklar -aksine bir anlaşma yoksa- muameleleri hem kendi adlarına, hem de diğer ortaklar adına yaparlar. Bu durumda ortaklar TTK 12/1. maddesi uyarınca tacir sıfatını kazanırlar. (Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, 6. Baskı, 2001, s. 108, 109; Reha Poroy, Hamdi Yasaman, Ticari İşletme Hukuku, 15 Baskı, 2015, s. 131; Yargıtay 11....

            Oysa, 6102 sayılı TTK'nın 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiş, 4. maddesinde de ticari dava ve işler sayılmıştır. Aynı Yasa'nın 5. maddesinde ise bir yerde asliye ticaret mahkemesinin bulunması halinde, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağına değinilmiş, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, ihtilaf halinde göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Dosya kapsamından, taraflarca oluşturulduğu iddia edilen ve tasfiyesi istenen adi ortaklığın tacir olan tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olduğu anlaşılmaktadır....

              Şti. arasındaki adi ortaklığın tespitine, adi ortaklığın tespiti kararı akabinde; adi ortaklığın taraflar arasında eşit miktarda alacaklar ve borçlar yönüyle mahkemece re'sen üç adet tasfiye memuru atanmak suretiyle feshi ve tasfiyesine, ilaveten alacaklarının tespitine ve ticari faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 1.000,00TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              . - DAVA :Adi Ortaklığın Tespiti ve Tasfiyesi DAVA TARİHİ :22/01/2020 KARAR TARİHİ :12/10/2021 KR....

                UYAP Entegrasyonu