O.. kayıtlarından re'sen kaydının silindiğini, bu hususun Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını ancak şirketin faaliyetine devam ettiğini, şirkette kayıtlı 2 adet taşınmaz, .. plakalı taşıt ve menkul mallar bulunduğunu, kayıtlarının silinmesi sebebiyle muhasebe ve diğer hukuki işlemlerin yapılamaz hale geldiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin B.. O.. kayıtlarının ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davacı şirketin oda kayıtlarının borcundan dolayı kapatılmasının söz konusu olmadığını, ticaret sicil müdürlüğünce adres ve durumunun tespit edilememesi nedeni ile şirketin münfesih durumda olduğu yönünde kanaat edinilmesi nedeniyle şirket kaydının re'sen kapatılarak kararın ilan edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
nin ticaret sicil kaydının silinmiş olduğunun anlaşılması karşısında yapılması gereken iş; anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin ihyası için tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanmalı, 2-Somut olayda davacının davalı işverene ait hangi sicil numaralı işyerinde çalıştığının kararda açıkça gösterilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, Mahkemece davacının davalı işverene ait hangi sicil numaralı işyerinde çalıştığına dair infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurulmadır. Açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Adli sicil kaydının silinmesi konusunda karar verilmesine yer olmadığı, yasaklı hakların geri verilmesi talebinin reddi Hükümlünün adli sicil kaydının silinmesi ile yasaklanmış hakların geri verilmesi talebinde bulunduktan sonra mahkemece verilen talebin reddine ilişkin karar, o yer Cumhuriyet savcısı ve hükümlü tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5271 Sayılı CMK'nın 223.maddesi hükmü karşısında, davayı sonuçlandırıcı nitelikte olmayan "memnu hakların iadesi talebinin reddine" ilişkin karara karşı aynı Kanun’un 267. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığından 5271 sayılı CMK'un 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunda merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağından temyiz dilekçesinin itiraz dilekçesi olarak kabulü ile görevli ve yetkili ilk derece mahkemesince itiraz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hâkimliği SUÇ : Hakaret HÜKÜM : Adli sicil arşiv kaydının silinmesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın niteliğine göre dosya görüşüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 10/10/2006 gün, 2006/8-186 esas, 2006/209 sayılı kararında belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinde yazılı hüküm türlerine dahil bulunmadığı, niteliği ve hasıl ettiği etki ve neticeleri itibariyle infaza ilişkin adli sicil arşiv kaydının silinmesi ve yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin kararlar 5275 sayılı Yasanın 98 ila 101. maddeleri uyarınca itiraz mümkün olup temyiz temyiz olanağı bulunmadığından; O Yer Cumhuriyet Savcısının isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, mercide yanılma nedeniyle CMK'nın 264. maddesi gözetilerek O Yer Cumhuriyet Savcısının isteminin itiraz olarak kabulüyle gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın Yargıtay...
Mahkemece de, ihyası talep edilen şirketin ticari faaliyetinin halen devam ettiği kabul edilerek ihya kararı verilmiş, ancak ticaret siciline tescil, ek tasfiye ile sınırlı tutularak şirkete tasfiye memuru atanmıştır. 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 11. fıkrası gereğince şirketin ticaret sicilinden resen kaydının silinmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğünün evvela geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen hususları yerine getirmesi gereklidir. Ticaret Sicil Müdürlüğü yasada gösterilen bu usule uymadan şirketin kaydını sicilden terkin ettiği takdirde ticaret sicilinden silinme işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilebilir....
Dava, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen kooperatifin ihyası istemine ilişkin olup, davacılar, ihyası talep edilen kooperatifin pay sahipleridir. 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin 11. fıkrası gereğince şirketin ticaret sicilinden resen kaydının silinmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğünün evvela geçici 7. maddenin 4/a ve devamında gösterilen hususları yerine getirmesi gereklidir. Ticaret Sicil Müdürlüğü yasada gösterilen bu usule uymadan kooperatifin kaydını sicilden terkin ettiği takdirde ticaret sicilinden silinme işleminin iptali ile kooperatifin ihyasına karar verilebilir. Somut olayda, Ticaret Sicil Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazı ekindeki belgelerde sadece Ticaret Sicil Gazetesi ilanı bulunmakta olup, TTK'nın geçici 7. maddesinin 4/a fıkrası ile 11. maddesinde gösterildiği gibi ayrıca kooperatifin yönetici ve tesmilcilerine ihtar gönderildiğine ilişkin bir belge sunulmamıştır....
MEZKUR İHBARNAMEDE: Dosya kapsamına göre, her ne kadar mahkemesince adli sicil arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adlî Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğini Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 2. maddesi ile değiştirilen, 5352 sayılı Kanun'un 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği ve yapılan değişiklikle arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme bağlandığı nazara alındığında, 11/04/2012 tarihinden itibaren adlî sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin münhasıran Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nce yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, İsabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma...
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; Dosya kapsamına göre; 1-5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, karar tarihinden önce 11/04/2012 tarihli ve 28261 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6290 sayılı Adlî Sicil Kanunu ile Sporda Şiddet ve Düzensizliğini Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrası (b) bendi ile arşiv kayıtlarının silinmesi koşullarının yeniden düzenlendiği, yapılan değişiklikle arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılacağının hükme bağlandığı gözetilmeden , yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir. 2-Kabule göre de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 2....
nin atandığını, tasfiye memuru ... tarafından 01/06/2023 tarihli tasfiye raporuyla tasfiye işlemlerinin sona ermiş olduğunun bildirildiğini, bunun üzerine mahkemece İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak tasfiyenin kapatılması istenmişse de İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap yazısında, Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E., ...K. Sayılı kararının "şirketin tasfiye sonu bilançosunun kabulü" ve "şirket sicil kaydının silinmesi" hükümlerini içermemesi nedeniyle tasfiyenin kapatılması işleminin yapılamayacağını ifade ettiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle talebimizin kabulü ile Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... E., ... K. Sayılı kararı ile feshine karar verilen davalı şirketin tasfiye sonu bilançosunun kabulüne ve şirket sicil kaydının silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLER: Ticaret Sicil Kayıtları, Bakırköy ......
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK m.32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirketin tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını beyan ettikleri anlaşıldı. DELİLLER Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Şirket kayıtları, ticaret sicil müdürlüğü kayıtları, vergi kayıtları, ticari defter ve belgeler, pay defteri, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi ve raporu vs. her türlü delile dayanmışlardır. İncelenen ticaret sicil kaydına göre; Tasfiye Halinde ......