"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTTEN ÖNCEKİ HUKUKİ SEBEBE DAYALI ŞERH İPTALİ İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava 6831 Sayılı Kanunun 2/B..maddesi kapsamında kalan taşınmazdaki zilyetlik şerhinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. e ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hal böyle olunca; Dairemizce davanın kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olduğu gerekçesiyle Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca davanın reddi gerekeceği şeklinde bozma kararı verilmiş ise de yukarıda anlatıldığı üzere 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 40. maddesine göre davacılar, kadastro tespitinden sonra dava devam ederken revizyon gören kayıtları satın almak sureti ile malik olduklarına göre davanın tespitten sonraki nedene dayalı olarak dava açıldığı kuşkusuz olup, bu nedenle Dairenin bozma gerekçesi yerinde değildir. Ancak, kadastro tespiti sırasında ... sayılı parsel maliki ... adına olan Şubat 1955 tarih 40 (eldeki dosyanın davacılarının dayandığı tapu kaydının geldisi olan) sayılı, Şubat 1955 tarih 41 sayılı ve Ocak 1958 tarih 40 sayılı, her biri 6860 metrekare yüzölçümünde olan tapu kayıtları revizyon görmüş, tutanağın edinme sebebinde de, ...'in imzalı beyanıyla üç tapuyu birleştirerek taşınmazı tek parça haline getirdiği belirtilmiştir....
Öte yandan miras bırakan, taşınmazların geometrik ve hukuksal durumunu belirleyen tespitten sonra öldüğüne göre 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde ifadesini bulan “ kadastrodan önceki hukuki neden” olgusunun gerçekleştiği söylenemez. Esasen Yargıtay uygulamalarında da tutanağın düzenlendiği tarihten sonra ve fakat kesinleşmesinden önceki haklara dayanılarak dava açıldığı takdirde on yıllık hak düşürücü süre kapsamında olmadığı kabul edilmektedir.(8.HD) 19.3.1988 tarih 1.... Karar) Eldeki davada da mirasçılık hakkı murisin ölümüyle tespitten sonra doğmuş olup aksi düşüncenin kabulü halinde bu tür davalara kadastro mahkemesinde bakılması gerekeceği tartışmasızdır....
Asıl ve birleştirilen davalar; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer hukuki sebebine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Bilindiği üzere; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar. Ne var ki; Mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirildiği söylenemez....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Ordu İl Mera Komisyonunun 16.03.2007 tarihli ve 2007/10 sayılı kararı 03.12.2007 ile 02.01.2008 tarihleri arasında askıya çıkarılmış olup dava 16.06.2008 tarihinde açılmıştır. Dava tarihine göre 5 yıllık dava açma süresi henüz geçmediğinden davacının dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken dava açma süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 19.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; ... İl Mera Komisyonunun 04.05.2007 tarihli ve 257/9 sayılı kararı davacı ... Malmüdürlüğüne 14.05.2007 tarihinde tebliğ edilmiş olup dava 28.08.2009 tarihinde açılmıştır. Dava tarihine göre 5 yıllık dava açma süresi henüz geçmediğinden davacının dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken dava açma süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.10.2010 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Tekirdağ İl Mera Komisyonunca 12.03.2004 tarihinde karar verilmiş, dava 04.04.2005 tarihinde açılmıştır. Dava tarihine göre 5 yıllık dava açma süresi henüz geçmediğinden davacının dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken dava açma süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 13.07.2011 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Muğla İl Mera Komisyonu tarafından alınan 09.04.2009 tarih ve 88/1 sayılı karar, 05.06.2009-05.07.2009 tarihleri arasında askıya çıkarılıp ilan edilmiş olup, dava 19.08.2011 tarihinde açılmıştır. Dava tarihine göre 5 yıllık hak düşürücü süre henüz geçmediğinden dava süresindedir. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava açma süresinin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 17.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;Dava konusu 105 ada 1 parsel ve 117 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar Mera Komisyonu çalışmaları sonucu davalı ... adına tahsis edilmiş ve bu tahsis kararı 7.12.2004 tarihinde onaylanmıştır.Dava 23.9.2008 tarihinde Mera Kanununun 21.maddesinde belirtilen 5 yıllık süre içinde açıldığından davacının kadim mera iddiası incelenerek ve delilleri toplanarak istemin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir iken davanın süresinde açılmadığından bahisle davanın reddi doğru görülmemiştir.Hüküm bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA ,istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 02.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece işin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.112013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....