"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil KARAR Davacı dava konusu 5131 ada 138 parsel sayılı tapulu taşınmazı; gerek tespitten önceki zilyetliğe dayanarak gerekse tespitten sonraki harici satış sözleşmesinden kaynaklanan hakka tutunarak davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle adına tescilini istemiştir. Davalı tarafın, hükümden sonra mahkemeye sunmuş oldukları ortak imzaların taşıyan 9.2.2010 havale tarihli dilekçeleriyle iş bu davayı kabul şeklinde beyanda bulunmuş iseler de, ortak imzalı dilekçenin usulüne uygun olarak kimlik bilgileri alınıp onaylanmadığı için noksanın tamamlanması amacıyla 27.9.2010 tarih 2010/1463-4339 Esas ve Karar sayılı geri çevirme kararında kimlik bilgilerinin tamamlanması ve bu parselin tapu kaydında “Derviş ......
Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların mülkiyetinin de aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1958 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle...
Davacının ise, Alanya Kadastro Mahkemesinin 1989/55 Esas - 1991/359 Karar sayılı ilamı ile davalıların sulh anlaşması ile haklarını aldıklarını, 1004 ada 126 parselde bir hakları kalmadığı iddiasıyla eldeki davayı açmış oldukları, davanın dayanağı olarak ileri sürülen sulh anlaşmasının tespitten sonraki bir tarihi taşıması nedeniyle davanın tespitten sonraki hakka dayalı olarak açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın tespitten sonraki nedenlere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olması nedeniyle Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/09/2021 Tarihinde yürürlüğe giren 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı Daireler arası İş Bölümü kararında 1. Hukuk Dairesi iş bölümünün 1. Maddesine göre; Taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı tapu iptal, tescil, el atmanın önlenmesi, yıkım (kal) istemli davalar ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara, bakma görevinin 1....
Türk hukukunda hakim tarafların bildirdikleri hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, tarafların bildirdikleri vakıaların hukuki sebebini kendiliğinden araştırır ve bulur. Bu kapsamda mahkemenin de kabulünde olduğu üzere dava .... Komisyon kararının iptali istemine ilişkindir. Mera komisyonu kararlarına karşı 4342 sayılı .... Kanununun 13/5 maddesi uyarınca 30 günlük sürede açılan davaların asliye hukuk mahkemesinde, kadastro yapılan yerlerde ise kadastro mahkemesinde açılması gerekir. Bu süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 21/2 madde uyarınca 5 yıllık süre içinde açılan davaların ise asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Görüldüğü üzere ...... Kanunu ve Kadastro Kanununda benzer amaçlı düzenlemeler ile dava açma süresi ile birlikte görevli mahkeme de belirlenmiştir. ..... Komisyonu Başkanlığı tarafından mera siciline yazılan taşınmazların tescili isteminde adli yargı görevlidir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/12/2018 tarihli, 2016/432 Esas, 2018/753 Karar sayılı kararıyla; eldeki dava, tapu kaydındaki maddi hatanın düzeltilmesi istemiyle açılmış olsa da; maddi vakıayı bildirmenin taraflara, hukuki nitelendirmeyi yaparak olayı çözümlemenin hakime ait olduğu, mahallinde yapılan keşif sonrası aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, eldeki davanın kadastro öncesi sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, tespitten önceki nedenlere dayanılarak tespite karşı dava açılamayacağı, sözü edilen süre hak düşürücü olduğundan, Mahkemece re'sen gözetileceği, somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 30/01/1954 tarihinde kesinleştiği, davacıların ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 29/11/2016 tarihinde eldeki davayı açtıkları gerekçesiyle, davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi uyarınca...
Yukarıda açıklandığı üzere, 4342 sayılı mera kanununun 21/2 madde uyarınca 30 günlük süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 5 yıllık süre içinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. Mera komisyon kararı 18.11.2004 tarihinde kesinleşmiş, dava 26.09.2008 tarihinde 5 yıllık süre içinde açılmıştır. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Yukarıda açıklandığı üzere, 4342 sayılı mera kanununun 21/2 madde uyarınca 30 günlük süre geçtikten sonra tespitten önceki hukuki sebeplere dayanılarak 5 yıllık süre içinde asliye hukuk mahkemesinde dava açılabileceği düzenlenmiştir. Mera komisyon kararı 18.11.2004 tarihinde kesinleşmiş, davada 23.09.2008 tarihinde, 5 yıllık süre içinde açılmıştır. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucu doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
olduğunun tespit edildiği, davacının işbu davayı 03.01.2018 tarihinde ikame ettiği, davacının iddiasının tespitten önceki satın almaya dayalı olduğu, dolayısıyla 1996 yılında yapılıp 19.09.1996 tarihinde kesinleşen tespite yönelik 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesine göre 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, her ne kadar 2010 yılında dava konusu taşınmaz üzerinde güncelleme çalışması yapılmış ise de güncelleme kadastrosu yönünden ancak şerh sahibinden yani ......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 3402 sayılı Kadastro Kanunu′nun 12/3. maddesinde; kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilmiştir. 3. Değerlendirme Somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği 28.03.1994 tarihi ile davanın açıldığı 27.11.2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. VI....
Kadastro Mahkemeleri kural olarak tespit tutanağı düzenlenip askı ilanına çıkartıldıktan sonra, askı ilan süresi içinde ve tespitten önceki hukuksal nedenlere dayalı olarak açılan davalara bakmakla görevlidir. Tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlara ilişkin davalarla, tutanaklar kesinleştikten sonra açılan davalara ve tespitten sonraki hukuksal nedenlere dayalı olarak açılan davalara bakmak Kadastro Mahkemelerinin görevi dışında kalıp genel .../.. mahkemelerin görevine girmektedir. Görev kamu düzenine ilişkin olup taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanak örneğinde taşınmaza ilişkin kadastro tespitinin kesinleştiğine dair bir belirtim mevcut olmadığı gibi Tapu Müdürlüğü'nün cevabi yazılarında ve ekinde gönderdiği tapu kayıt suretlerinde taşınmazın itirazlı olduğu belirtilmiştir....