Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince, davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescili talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 28/04/2011 tarihi ile kadastro tespitinin kesinleştiği 29/04/1980 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1.Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Temyiz Nedenleri Davacı, taşınmazı malik sıfatı ile zilyet ettiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu, yerel ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararının bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı taraf murisleri adına tapuda kayıtlı taşınmazın isim benzerliğinden dolayı yanlışlıkla icra takibi yapılarak haczedilerek satılması nedeniyle davalı adına tescil edildiğinden tapu kaydının iptali ile murisleri adına tescil istedikleri, genel kadastro sonucu oluşan tapu kaydının tespitten önceki tapuya dayanılarak iptal ve tescil isteminde bulunmadıkları anlaşıldığından 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi ve Başkanlar Kururu kararı gereğince temyiz incelemesi görevi 1.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 14.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Müştekinin 2016 yılında verdiği şikayet dilekçesinde; şüphelinin yapsat işi ile uğraştığını ve daha evvelden başkasına 2006 yılında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığı aynı daireyi kendisine de 2007 yılında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını ve şerh düşülmesi için tapu müdürlüğüne başvurduğunda bu dükkan için önceden şerh verildiğini öğrendiğini, bu şekilde dolandırıldığını belirttiği anlaşılmış ise de; müştekinin hukuk mahkemesinde açtığı dava neticesinde zararının tazmin edildiği, aynı yere ilişkin önceki satış vaadi sözleşmesine dayalı şerhe dair tapu kayıtlarının aleni olduğu nazara alındığında şüpheli hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından...7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/05/2018 tarihli ve 2018/2842 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 27/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTTEN ÖNCEKİ HUKUKİ SEBEPLERE DAYALI -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro öncesi nedenlerle açılan tescil isteğine ilişkindir.. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,29.9.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, tespitten sonraki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 05.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/12/2018 tarihli, 2016/432 Esas, 2018/753 Karar sayılı kararıyla; eldeki dava, tapu kaydındaki maddi hatanın düzeltilmesi istemiyle açılmış olsa da; maddi vakıayı bildirmenin taraflara, hukuki nitelendirmeyi yaparak olayı çözümlemenin hakime ait olduğu, mahallinde yapılan keşif sonrası aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, eldeki davanın kadastro öncesi sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, tespitten önceki nedenlere dayanılarak tespite karşı dava açılamayacağı, sözü edilen süre hak düşürücü olduğundan, Mahkemece re'sen gözetileceği, somut olayda, dava konusu taşınmazların kadastro tespitinin 30/01/1954 tarihinde kesinleştiği, davacıların ise 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 29/11/2016 tarihinde eldeki davayı açtıkları gerekçesiyle, davanın 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi uyarınca...
Güncelleme kadastrosu yönünden ise, ancak önceki şerh sahibinden gelen hakka dayanılarak dava açılabilecektir. Çekişmeli taşınmaz hakkında 01.10.1997 tarihinde düzenlenen ve 28.1.1999 tarihinde kesinleşen tespit tutanağının beyanlar hanesinde davalı yararına zilyetlik ve muhdesat şerhi yazılmıştır. Davacı, 26.01.2016 tarihinde taşınmazın murisi ve annesine ait olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Her ne kadar muris ... 13.6.2015 tarihinde vefat etmiş ise de davacının iddiası tespit tarihinden önceki dönemde de taşınmazın annesine ait olduğuna dairdir....
Hukuk Dairesinin 22/09/2021 tarihli ve 2021/1766 Esas, 2021/1900 Karar sayılı kararı ile davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağı, dava tarihi olan 09/04/2019 ile kadastro tespitinin kesinleştiği 30/07/1992 tarihi arasında 10 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ 1. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacılar vekili, 05.08.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ... ... ve arkadaşlarının 137 parsel numarasında kayıtlı iken ifraz sonucu 449 parsel numarası alan taşınmazdaki hak ve hisselerinin müvekkillerince satın alındığını, sözleşmeyi tapuya şerh ettirdiklerini, davalının bu şerhi görerek dava konusu payı satın aldığını belirterek davacı adına kayıtlı payın tapu kaydının iptali ile intifa hakkının ... adına, mülkiyet hakkının ... adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, satın aldığı tarihte şerhin hukuki değerini yitirdiğini, taşınmazı 09.02.2006 tarihinde satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk karar davacıların temyizi üzerine Yargıtay 14....
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak 4721 sayılı TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, Mahkemece, çekişmeli taşınmazın yol olarak tespit harici bırakıldığı 24.7.2007 tarihinden davanın açıldığı 05.11.2010 tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi ile koşullarının davacı yararına gerçekleşmediği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak, hem tespitten önceki hem de tespitten sonraki sebeplere dayalı olarak dava açmış olup, komşu taşınmazlarla ilgili olarak kadastro tespit tutanaklarının düzenlenmesi, tespit harici bırakılan taşınmaz üzerinde usulüne uygun olarak sürdürülen zilyetliği kesintiye uğratmaz. Dolayısıyla davacı, kadastro tespiti öncesinden beri sürdürdüğü zilyetliğine dayanarak adına tescil talebinde bulunabilir....