Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 m.) 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7.maddesi uyarınca, galle fazlasının alınabilmesi için galle fazlasını almaya müstehak vakıf evladı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararı gereklidir. Eski hukukumuza göre kurulan vakıflarda galle fazlasına müstehak vakıf evladı tespiti yönünden ise Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, öncelikle vakfeden ile kan bağının ispatlanması sonra da bu hususta vakfiyede öngörülen şartların gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda; davacılar vekili, müvekillerinin vakıf evladı olduklarının tespiti yanında galle fazlası ödenmesine ilişkin vakfiyedeki şartların bulunup bulunmadığının, tespitini istemiştir....
Bu olgu gözönüne alındığında kural olarak ve aksine bir hüküm bulunmadıkça taşınmaz üzerindeki muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyeceği gibi mahkemelerce de muhdesatların taşınmazın arzına malik olanlar dışında başka bir kişiye ait olması sonucunu doğuracak şekilde hüküm verilemez. Ne var ki, çoğun içinde azın da bulunduğu, muhdesatların mülkiyetinin tespiti isteminin muhdesatların meydana getirildiğinin tespiti istemini de içerdiği gözönüne alındığında, mülkiyet tespiti istemiyle açılan davalarda, koşullarının varlığı ve davanın kanıtlanması halinde davaya konu muhdesatların davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine, mülkiyet tespiti isteminin ise reddine karar verilmesi gerekir....
davasının, tespiti istenen 01.10.1983 – 30.10.1983 tarihlerinden önce davacının başkaca sigortalılığı bulunmadığından doğal olarak anılan Kanunun 108'inci maddesi kapsamında sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemini de içerdiğinin kabulü gerekir....
Ancak; 1- Mağdurlardan ...’in beyanında fuhuşa aracılık eden ve ismini ... olarak bildiği kişinin aynı duruşmada hazır bulunan sanık ... olmadığını söylemesi, tanık ...’in beyanında kendisine fotoğraf üzerinden teşhis işlemi yaptırıldığını, evi kiralayan sanığı teşhis ettiğini ancak emin olmadığını da kolluğa bildirdiğini söylemesi ve aynı duruşmada hazır bulunun sanığı tanımadığını, evi kiralamak için gelen kişinin de sanık olmadığını söylemesi ve mağdurlardan ...’ın kolluk beyanı ve fotoğraf üzerinden teşhisi dışında dosya kapsamında başkaca delil bulunmaması karşısında, beyanı karara dayanak yapılan mağdur ...’ın adresinin tespiti ile usulüne uygun şekilde duruşmaya çağrılarak beyanının alınması, dosyada mevcut iletişimin tespiti kayıtlarından ...... nolu telefon hattının iddianame dışı ...’a ait olduğu anlaşılmakla, bu kişinin de usulüne uygun şekilde dinlenilmesi, dosyada mevcut ...... nolu hatta ait iletişimin tespiti tutanaklarında ismi geçen kişilerden kimlik ve adresinin tespiti...
in yüz yüze getirilmek suretriyle sanığın tutanak düzenlendiği anda suça konu işyerinde bulunup bulunmadığının tespiti, sanığın abonelik yapılırken yanlış kimlik bilgileri verip vermediğinin tespiti için sözleşme örneklerinin katılan kurumdan getirtilmek ve gerektiği taktirde imza incelemesi yaptırılmak suretiyle yalan beyanda bulunup bulunmadığı ayrıntılı şekilde araştırılmadan, sanık hakkında eksik inceleme ve araştırma sonucu özel belgede sahtecilik suçundan beraat kararı verilmesi, 2-Sanıktan farklı birinin suça konu iş yerini tutanak tarihinde kullandığının tespiti halinde; hakkında suç duyurusunda bulunularak dava açıldığı taktirde bu yargılama ile birleştirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 3-Sanığın suça konu sayacı kullandığının tespiti halinde ise; 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen...
Köyü 261 ve 301 sayılı zilyetlik tespiti yapılan taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Ancak; 1-Taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 kabulü ile az bedel tespiti 2-Dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan İkinci Derece Kara Askeri Yasak Bölge şerhi nedeniyle değer düşüklüğü uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti, 3-Kamulaştırılan alanda bulunan sundurmanın yapı bedeli hesabında değerlendirme tarihi olan 2014 yılı resmi birim fiyatları esas alınması gerekirken, 2015 yılı fiyatlarına göre fazla bedel tespiti, Doğru olmadığı gibi; 4-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının...
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İş Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, bozma ilamına uyduktan sonra yaptığı yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum, ..... ve .... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 01.02.1995-01.05.2003 tarihleri arasında hizmet tespiti istenilen davada, Mahkemece, 01.02.1995-01.09.1995 tarihleri arasında ... Atölyesinde çalışmanın tespiti ile kısmen kabul kararı verilmiş, kararın Dairemizce bozulması üzerine, yeniden yapılan yargılama sonucu, 01/02/1995-31.12.1999 dönemindeki hizmetlerin hak düşürücü süreye uğradığı, bildirimi bulunan hizmetlerin tespitinde hukuki yarar bulunmadığı ve 01/01/2000-30/06/2003 tarihleri arasında ....'...
KARAR Asıl ve birleşen dosya dava dilekçelerinde, davacıların babalarının ölü ... olduğu ileri sürülerek babalığın hükmen tespiti istenilmiş; mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucu asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 301. maddesi kapsamında ergin çocuklar tarafından açılan babalığın tespiti istemine ilişkin olup, baba olduğu iddia edilen ... ölü olduğu için mirasçıları aleyhine açılmıştır. Kamu düzeni ile yakından ilgili olan soybağının tespiti davalarında, Mahkemece, kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın soybağının doğru olarak tespit edilmesi zorunludur. Dairemizin bozma ilamında davacılar ile iddia edilen baba ...'...
Somut olayda dava, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan babalığın tespiti davasıdır. TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, davacı babalık davası açamayacaksa da; babalığın tespiti talebi tanımanın tespiti istemini de içerdiğinden, davacı, çocuğun babası olduğunu ileri sürerek mahkemeye yazılı olarak başvurduğuna göre, bu başvurunun mahkemeye yapılmış "tanıma" başvurusu olarak değerlendirilip bu çerçevede hüküm kurulması gerekirken, bu yön nazara alınmadan hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....