in eşi olan Emine Geçer haricindeki murisin alt soyu olan tüm yasal mirasçıların süresi içerisinde mirası reddettiklerini, bunun üzerine alınan mirasçılık belgesi gereğince ortaklar kurulu tarafından muris ...’in tüm paylarının eşi Emine Geçer’e miras yoluyla intikaline karar verildiğini, ancak bu kararın tescilinin davalı ... tarafından mirasçılık belgesinin yeterince açık olmadığı gerekçesiyle reddedilerek geçici olarak tescil edildiğini, oysa TMK’nın 613. maddesinde altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde bunların payının sağ kalan eşe geçeceğinin belirtildiğini, bu nedenle davalı tarafından tescil talebinin reddedilerek geçici tescil yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek geçici tescilin kesin tescile dönüştürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde sağ eş mirası reddetmemiş ise bunların payı sağ kalan eşe geçer ( TMK md. 613 ). Sağ kalan eş daha sonra vefat ettiğinden Türk Medeni Kanununun 613. maddesi hükmü gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nun 613.maddesinde "altsoyun tamamının" ibaresi yazılır iken bu altsoyun "En yakın" altsoy olduğu açıklanmamış ise de, madde başlığının en yakın mirasçıları düzenlemesi karşısında TMK.'nun 613.maddesindeki altsoyun tamamı ibaresinden, murisin ölümü anında mirasçılık sıfatı kazanan en yakın altsoy olduğu kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/7022 Esas, 2017/132 Karar sayılı kararında da murisin altsoyu olan çocuklarının tamamı mirası reddettiklerinde bunların payının murisin torunlarına değil sağ kalan eşe geçeceği ve sağ kalan eşin mirasın tamamı yönünden mirasçı olacağı düzenlenmiştir. Buna göre, dairemizce murisin en yakın mirasçıları olan sağ kalan eş ve altsoyu olarak çocukları var ise çocukların tamamının mirası reddetmesi halinde bunların payının kendi altsoylarına geçmeyip mirasın tamamının sağ kalan eşe geçeceği kabul edilmiştir....
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu meskenin satın alındığı tarih itibariyle edinilmiş mal olduğu, davalı tarafından çekilen banka kredisinin, boşanma tarihine kadar ödenen taksitleriyle davacı ve davalının taşınmazın satın alınması sırasında satın alma bedeline kattıkları şahsi alacak ve mallarının, satın alındığı tarih itibariyle, taşınmazın satın alma bedeline oranlanması suretiyle eklenmesi ve denkleştirmesinden sonra kalan artık değer miktarı uzman hukukçu bilirkişi tarafından doğru olarak hesaplanarak hüküm kurulduğuna göre; davalı vekilinin hükmün esasına ilişkin temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. Ancak, davalı vekilinin faize ilişkin temyiz itirazlarına gelince; eldeki davada davacı taraf faiz talebinde bulunmadığı halde, taleple bağlılık ilkesi aşılarak istekten fazlasına hükmedilmesi HUMK.nun 74....
Diğer taraftan mahkemece, TMK'nın 633. maddesinde öngörülen hak düşürcü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle isteğin reddine karar verilmiş ise de; TMK'nın 612. maddesinde "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir" hükmü ile aynı kanunun 613. maddesinde "Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer" ve ayrıca 636. maddesinde "Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh hukuk mahkemesinde iflas hükümlerine göre yapılır" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen ve bu sebeple iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi hale gelen terekenin, TMK'nın 612. maddesi atfıyla TMK'nın 636. maddesi gereğince iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesi gerekir....
Mahkemenin kabulünün aksine 313/1.fıkrasında üç bent halinde düzenlenen hükümler birbirinden bağımsız olup, bentlerde yer alan koşullardan herhangi biri halinde, gerçekleşmesi var ise altsoyun muvafakatının olması ergin ya da kısıtlının evlat edinilmesi için yeterlidir. Ergin kişinin evlat edinilmesine ilişkin koşullar davada gerçekleştiğinden, davanın kabulü ile evlat edinmeye karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
in eşi olan ... haricindeki murisin alt soyu olan tüm yasal mirasçıların süresi içerisinde mirası reddettiklerini, bunun üzerine alınan mirasçılık belgesi gereğince ortaklar kurulu tarafından muris ...’in tüm paylarının eşi ...’e miras yoluyla intikaline karar verildiğini, ancak bu kararın tescilinin davalı ... tarafından mirasçılık belgesinin yeterince açık olmadığı gerekçesiyle reddedilerek geçici olarak tesciline karar verildiğini, oysa TMK’nın 613. maddesinde altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde bunların payının sağ kalan eşe geçeceğinin belirtildiğini, bu nedenle davalı tarafından tescil talebinin reddedilerek geçici tescil yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek geçici tescilin kesin tescile dönüştürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
halinde altsoyun da miras hakkının son bulduğunu, davacının hak talep edemeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuşlardır. Birleştirilen davada davacılar, maliki oldukları 421 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki 4 ve 5 no'lu BB'lerin taraflarından yaptırıldığını, daha sonra arsa sahibi ......... .........ile ......... ...... tarafından arsa paylarının devredildiğini ileri sürerek, dava konusu 4ve 5 no'lu BB'lerin taraflarından yaptırıldığının tespitini istemişlerdir. Birleştirilen davada davalı ......, davacıların kayıt maliki olması nedeniyle dava açmakta hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, öte yandan dava konusu taşınmazlarda herhangi bir hakkının bulunmaması nedeniyle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuştur. Birleştirilen davada davalılar ... ve ......, davayı kabul ettiklerini bildirmişlerdir. Mahkemece, asıl dava yönünden; davacı ......'...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1728 KARAR NO : 2023/287 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SİVASLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Alacak (Altsoyun Denkleştirmesinden Kaynaklı) KARAR : DAVACI : FERHAT ÇAVUŞOĞLU - (T.C. No:) Wetzlar /ALMANYA VEKİLİ : Av. GÖNÜL AR GÜNGÖR Dumlupınar Mah. 2.Dumlupınar Cad. Lale Apt. No:35 Kat:2 Daire:4 Merkez/ AFYONKARAHİSAR DAVALI : YUSUF ÇAVUŞOĞLU - (T.C. No:) Weingartenstrasse 26 35576 Wetzlar/ALMANYA VEKİLİ : Av. SERKAN ÇETİNKAYA Durak Mah. Fatih Cad. Uğur Plaza No 6 Kat 5 64100 Merkez/ UŞAK DAVA : Alacak (Altsoyun Denkleştirmesinden Kaynaklı) KARAR TARİHİ : 01.03.2023 KARARIN YAZ....
Muristen önce vefat eden altsoyun eşi mirasçı olamayacağından, hüküm sonucunda 743 sayılı TKM'nın 440/2 maddesine aykırı şekilde kök muris ...'ten eşi ...'ye intikal eden 1/4 paydan ...'in ikinci eşi ...'e, ...'dan olma çocukları ... ve ...'a pay verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....