Aleyhine tesbit istenenlere, tesbit dilekçesi tebliğ edilmiş, mahkemece duruşma açılmış ve 8.2.2012 tarihinde bilirkişi marifetiyle yapılan keşifte tespit isteyenin tanıkları dinlenmiş, 13.2.2012 tarihli trafikçi bilirkişi raporunda davalı ...'nın manevraları düzenleyen genel şartlara uymamak kuralını ihlalden 8/8 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece bu rapora göre aleyhine tespit istenen ...'nın 8/8 oranında kusurlu, davacının (tespit isteyen) kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece; kusur oranlarının kaza tesbit tutanağında belirlenmiş olduğu, kaza tesbit tutanağında izafe edilen kusur oranının kabul edilmemesi sebebiyle tarafların kusur durumlarının tesbiti hususunda tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, eda davası açılması gereken hallerde tespit davası açılamayacağından davacı (tespit isteyen) ...'nin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Somut olayda, dava konusu taşınmazın tespit maliklerinden ... mirasçısı ... mirasçıları ..., ..., ... , ... ve ... ile tespit maliki ...kızı ...’ya husumet yöneltilmemiş, anılan kişiler davada taraf olarak yer almamışlardır. Bu haliyle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Diğer taraftan 6100 sayılı HMK'nın, "hükmün kapsamı" başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C. kimlik numaraları, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin karar başlığında gösterilmesi gerektiği belirtildiği halde, tespit maliki ... oğlu ... mirasçıları ... , ... , ... , ... , tespit maliki ... kızı ... , tespit maliki ... kızı ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., tespit maliki ... kızı ..., tespit maliki ... oğlu ... mirasçıları ... , ... , ... , ... , tespit maliki ... kızı ... , tespit maliki ... kızı ... mirasçıları ... ve ... , tespit maliki ... kızı ......
Tespit isteyenin tespit dilekçesi ve 2.10.2013 günlü dilekçesinde de görüldüğü üzere talep, HMK 106 maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğinde olmayıp HMK 400 vd maddesinde düzenlenen delil tespiti niteliğindedir. HMK 26.maddesi gereğince hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Davacının (tespit isteyenin) açıkca delil tespiti talebinde bulunmasına rağmen, talebin tazminat davası olarak mahkemece nitelendirilmesi, harç alınması ve esas defterine de bu şekilde kayıt yapılması mahkemece de HMK 106 maddesinde düzenlenen tespit davası olarak değerlendirilmesi, tespit isteyenin talebinin "delil tespiti" olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bu halde tespit isteyenin HMK 400 vd maddelerine uygun delil tespiti talebi değerlendirilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım....
O halde; 1- Çekişmeli 181 parsel sayılı taşınmaza komşu 180 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı .... Mevkii, 408 tahrir sayılı, 173 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı .... Mevkii, 409 tahrir sayılı, 182 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı .... Mevkii, 411 tahrir sayılı, çekişmeli 672 parsel sayılı taşınmaza komşu 671 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı ....Mevkii, 533, 534 tahrir sayılı, komşu 670 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı ..... Mevkii, 531 tahrir sayılı, komşu 668 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı ....Mevkii, 538 tahrir sayılı, çekişmeli 384 parsel sayılı taşınmaza komşu 386 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı ... Mevkii, 284, 285 tahrir sayılı, komşu 385 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı ... Mevkii, 283 tahrir sayılı, komşu 366 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı ... Mevkii, 278, 277 tahrir sayılı, komşu 383 parsel sayılı taşınmazın tespit dayanağı ......
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu 106 ada 16 parsel numaralı taşınmazın tespit tutanaklarının İPTALİ ile fen bilirkişisinin 20/10/2009 tarihli raporuna ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen ve yüzölçümü 9.658,15 m² olarak tespit edilen kısmın orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve TESCİLİNE, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen ve yüzölçümü 925,52 m2 lik kısmın tespit maliki davalılar adına tespit gibi TESCİLİNE, 107 ada 4 parsel numaralı taşınmazın tespit tutanaklarının İPTALİ ile fen bilirkişisinin 20/10/2009 tarihli raporuna ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen ve yüzölçümü 2.957,69 m² olarak tespit edilen kısmın orman vasfıyla hazine adına tapuya kayıt ve TESCİLİNE, aynı raporda (A) harfi ile gösterilen ve yüzölçümü 519,77 m2’lik kısmın tespit maliki davalılar adına tespit gibi TESCİLİNE, 116 ada 17 parsel numaralı taşınmazın tespit tutanaklarının İPTALİ ile fen bilirkişisinin 20/10/2009 tarihli raporuna ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen ve...
husumetin, tespit maliklerine, tespit maliklerinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesi ve tüm mirasçıların davada yer alması zorunludur....