Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; a) (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından, b) (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından, bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç günü içinde, kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur....

    İş Mahkemesi Dava, 1479 sayılı yasa kapsamında bağkur sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. I- İSTEM: Davacı, 1.3.1990 tarihinden itibaren bağkur sigortalılığının tespitini istemiştir. II- CEVAP: Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini talep etmiştir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aynı tarihlerde yurtdışında çalışırken Türkiye'de de tarım ile uğraşmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hizmet tespiti davalarında bir gün dahi prim başlangıcının tespiti için davacının çalışmasını ispat etmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, kurum kayıtlarının resmi nitelikte olduğunu, resmi belgeler karşısında tanık beyanına itibar edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, "...Dava, tarım bağkur sigortalılığının tespiti davasıdır. Sosyal güvenlik bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur. Tarım bağkur sigortalılığının tespiti bakımından yüksek yargı uygulamasına bakıldığında, bu hususta Konya BAM 8. Hukuk Dairesi 2019/1355 Esas 2020/267 Karar sayılı istinaf ilamında: "Davanın yasal dayanağı olan 2926 sayılı Yasa'nın 2....

      Anılan maddeye göre kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli göremezlik gelirine hak kazanacağı, kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi:İş Mahkemesi Dava, 1479 sayılı Yasa kapsamında bağkur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1479 sayılı Kanun sistematiğinde, 506 sayılı Yasadan farklı olarak, "sigortalılık başlangıç tarihi" kavramı yer almamakta, sigortalı hak ve yükümlülüklerinde (1479 sayılı Yasa 35. ve geçici 10. maddesi, 29. maddesi ile 21. maddesi) "primi ödenmiş gün sayısı" geçerli kabul edilmektedir....

          Öte yandan, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun 24'üncü maddesinde, zorunlu Bağ Kur sigortalısı olmak için ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. Yine 22.03.1985 tarihinde 3165 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile de kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ Kur sigortalısı olacağı belirtilmiştir. Uyuşmazlığın çözümü, sigortalılık niteliğini taşıdıkları halde Bağ-Kur’a kayıt ve tescil yaptırmamış olanlar hakkında Bağ-Kur Kanununda öngörülen düzenlemelerin irdelenmesini zorunlu kılmaktadır. 1479 sayılı Kanunda sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin belirli tarihlerden başlatılmasını zorunlu kılan düzenlemeler de yer almaktadır....

          Aynı Yasanın 19. maddesinde ise, kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurullarınca meslekte kazanma gücünü en az %10 oranında kaybetmiş olanlara, sürekli işgöremezlik geliri bağlanacağı, sigortalının işgücünü tam kaybetmesi halinde, 17. maddeye göre hesaplanan aylık kazancının %70'i oranında, kısmi kaybetmesi halinde ise, tam aylığının hesap edilerek, bunun işgöremezlik derecesi oranındaki tutarının ödeneceği, başka birinin bakımına muhtaç ise, hesap edilen gelirin %100'nün bağlanacağı düzenlemesi getirilmiş, 20. maddenin birinci ve ikinci fıkrasında, kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalılarla, kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle gelir bağlanan sigortalıların ölmesi halinde, ölümün kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına...

            Çalışma gücü kaybı ile kazası ve meslek hastalığı sonucu oluşan meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybının tespitinde izlenecek yol 5510 sayılı Kanun'un 95. maddesinde açıkça belirtilmiştir. 5510 sayılı Kanun'un 95. maddesine göre; "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade ederek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir....

            Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 20/3 maddesi “... kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli ... göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün ... kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli ... göremezlik geliri, 34 üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.” hükmünü getirmiştir. 5510 sayılı Yasanın 17.maddesi, ... kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililere ödenecek ödenekler ve bağlanacak gelire esas teşkil edecek günlük kazancın hesaplama yöntemini düzenlemiştir. Aynı Yasanın 19.maddesinde ise, ... kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen ... hizmeti sunucularının ... kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum ......

              . 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:13.02.2011-6111 S.K./44.mad) yirmi dört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, (Değişik ibare:13.02.2011 - 6111 S.K./44.mad) yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin...

                UYAP Entegrasyonu