Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi menfi tespit davası icra takibinden önce açılabileceği gibi takip sırasında da açılabilir. İlamsız icra takibine itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın iptali davası açılmış ise böyle bir dava açıldıktan sonra, aynı borç ile ilgili menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmektedir. Ancak takibe itiraz edilmiş olmasına rağmen alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılmamış olan hallerde borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü doğru görülemez. Zira alacaklının elinde her an tehdit unsuru taşıyan bir senet ya da borç belgesinin mevcudiyeti karşısında borçlunun bu tehdit unsurundan kurtulmak ve maddi hukuk açısından borçsuzluğunun tesbitine dair kesin hüküm elde edebilmek amacıyla dava açmakta hukuki yararı mevcuttur....

    Aynı alacak ve takibe yönelik açılan itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebilecek hususlar yönünden,menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır Somut olayda, taraflar arasında aynı konudaki uyuşmazlıkla ilgili olarak davalı banka tarafından davacı aleyhine İstanbul 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/900 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açılmıştır. Derdest bulunan bu davada davalı sıfatıyla bulunan davacının tüm savunmalarını ileri sürme imkanı bulunmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı kiracının birikmiş kira borcunun bulunduğunu bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, sözleşmeyi yetkili sıfatıyla imzalayan şahsın imza yetkisi bulunmadığını bu nedenle de sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/90 E sas sayılı dava dosyasında görülen itirazın iptali davası olduğu sabittir. İtirazın iptali davasında da aynı konuya ilişkin bilirkişi raporu tesis edilmiş olup, yargılama giderleri için yapılan takipler noktasında vekalet ücreti hakedilmediği belirtilerek hesap yapılmıştır. İş bu menfi tespit dosyasında ise, hükme esas alınan raporda, her bir icra dosyası için ayrı ayrı vekalet ücreti belirlenmiştir. Bu noktada gerek menfi tespit davasında gerekse itirazın iptali davasında icra dosyasında talep olunan aynı vekalet alacağı için farklı hesaplar yapılmış olup, çelişki yaratılmıştır. Mahkemece, itirazın iptali dosyası da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, bu hususlar gözardı edilerek eksik incelemeye dayalı karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 25.02.2010 Nosu : 46/95 Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vek.Av.... ile davalı-karşı davacı vek.Av....'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Asıl dava, 26.07.2005 tarihli 299.666,73 TL’lik sanayi kaçak gaz bedeli ile borçlu olunmadığının tespiti, birleşen dava ise anılan fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kesinleşmiş kira tespit kararı gereğince birikmiş kira farklarının tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiş hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davacı ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasında 01.01.2004 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

            Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/693 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı ve 15.12.2007 tarihinde kabul ile sonuçlanarak, takibe vaki itirazın iptaline karar verilmek suretiyle kesinleştiği, sonrasında bu dosya ile ilgili olarak yargılamanın iadesi talep edildiği ve ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2008/400 esasında derdest olduğu, iş bu davanın aynı nedenlere dayalı olarak, aynı icra takip dosyası olan ... 10. İcra Müdürlüğü'nün 2005/9 sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali davası açılmasından ve bu konuda mahkemece karar verilmesinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, dosya davalısı alacaklının itirazın iptali davası açtıktan sonra dosya davacısı borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              Menfi tespit davasında ise davacı hukuki yararının olduğunu bildirmeli ve ispat etmelidir. İspat edemezse dava, dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan reddedilir. İtirazın iptali davası niteliği gereği hukuki yararın varlığı kabul edilen dava türlerinden olup bu dava devam ederken davalının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu ispat etmesi gerekir. İtirazın iptali davasının konusunda aynı zamanda alacağın varlığı ya da yokluğuna ilişkin bir tespit de yer alır. Ayrıca davalı bu dava sırasında savunma sebeplerini ileri sürerek borcunun bulunmadığını ispat edebileceğinden aynı konuların ayrıca bir tespit davası konusu olmasında hukuki yararın var olduğundan bahsedilemez. Dava itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konu ile ilgili açılmış menfi tespit davasıdır. Aynı konu ile ilgili .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...E sayılı dosyasında derdest itirazın iptali davası bulunmaktadır....

                İtirazın iptali davası bu nedenlerden dolayı bir tespit davası niteliğindedir (Tahir Çağa, Ödeme Emrine İtirazın İptali Davasına Dair, Batider, 1979, C. X, S. 2, s. 408 vd.). Bir üçüncü görüşe göre de, İİK’nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası ne bir tespit davası ne de eda davasıdır. Zira itirazın iptali davasıyla alacaklı ödeme emri ile takip konusu yaptığı alacağın varlığının tespitini talep etmekte ise de davacı sonuç olarak alacağın tahsilini amaçlamaktadır. Bu nedenle itirazın iptali davasının takip hukukuna özgü bir tahsil davası olduğunun kabulü gerekir. İtirazın iptali davası sonucunda tesis edilecek hükmün kapsamı, infazı ve sonuçları da bu görüşü desteklemektedir. Borçlunun takibe sadece zamanaşımı yönünden itiraz etmesi halinde alacaklı açacağı itirazın iptali davasında alacağın zamanaşımına uğramadığını kanıtlayacaktır. Bu durumda borçlunun açılan davada ayrıca zamanaşımı def’inde bulunması gerekmeyecektir....

                  Ticari Nitelikteki İtirazın İptali Davası Yönünden Arabuluculuk Yukarıda alıntılanan öğreti görüşleri ve genel kabul gördüğü şekli ile itirazın iptali davasının eda davası niteliğinde bulunması karşısında kanunun aradığı şekil itibari ile verilecek karar ile birlikte bir alacak hükmünün ortaya konulacağı değerlendirildiğinden ticari nitelikteki itirazın iptali davalarının her halükarda arabuluculuk dava şartına tabi olacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, gerek öğreti görüşleri, gerek Bölge Adliye Mahkemesi kararları, gerek Yargıtay Dairesi kararları ve gerekse Yargıtay Dairesinin uyuşmazlığın çözümüne ilişkin kararları uyarınca ticari nitelikteki itirazın iptali davalarının dava şartı arabuluculuğa tabi olduğu hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır (Yargıtay 23. HD. 04/12/2020 tarih, 2020/1943 e, 2020/4052 k)....

                    UYAP Entegrasyonu