Yukarıdaki hükmün yollamada bulunduğu aynı Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde de Görevli Makamın; “İşyeri Toplu İş Sözleşmesi için işyerinin, işletme Toplu İş Sözleşmesi için işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, aynı Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerleri için yapılacak grup Toplu İş Sözleşmelerinde bu işyerlerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, birden fazla Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsayacak grup toplu iş sözleşmesi için ise Bakanlığı” ifade edeceği belirtilmiştir. Bakanlık davalı işverenliğin 1032113(...), 1133910 (...) ve 1178102 (...) sicil numaralı işyerlerinde 155 işçi çalıştığı ve bunların 76’sının sendika üyesi olduğu davalı sendikanın işletme toplu iş sözleşmesi imzalaması için yeterli çoğunluğu sağladığını tespit etmiştir. Davacının olumlu yetki tespitine itiraz davasını ......
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, her ne kadar yerel mahkemenin davaya konu iş kolu tespit kararında 11 ayrı işyeri olduğunu ve işbu işyerlerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkisizlik kararı vermiş ise de, işbu kararın yasa ve usule aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davaya konu tespit kararının T3 tarafından verildiğini, kararın verildiği yer bakımından yetkili yerin Ankara olup yetkili mahkemenin ise, Ankara T7 Mahkemeleri olduğunu, diğer yandan, diğer davalı Türkiye Haber-T7 sendikasının merkezinin de Ankara ilinde bulunduğunu, davacı oldukları bu dosyada müvekkili şirketin müseccel adresinin Ankara olduğunu, davaya konu işyerleri Ankara ili dışında olsa da huzurdaki iş kolu tespitine itiraz davası neticesinde 11 işyerinin iş kolunun tespit edileceğini, tespit edilen iş koluna göre o iş kolunda bulunan yetkili sendikaların işletme toplu iş sözleşmesi yapma ihtimalinin doğacağının, bu durumda kanundan kaynaklı olarak T7letme Toplu T7 Sözleşmesi...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, her ne kadar yerel mahkemenin davaya konu iş kolu tespit kararında 11 ayrı işyeri olduğunu ve işbu işyerlerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkisizlik kararı vermiş ise de, işbu kararın yasa ve usule aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davaya konu tespit kararının T3 tarafından verildiğini, kararın verildiği yer bakımından yetkili yerin Ankara olup yetkili mahkemenin ise, Ankara T7 Mahkemeleri olduğunu, diğer yandan, diğer davalı Türkiye Haber-T7 sendikasının merkezinin de Ankara ilinde bulunduğunu, davacı oldukları bu dosyada müvekkili şirketin müseccel adresinin Ankara olduğunu, davaya konu işyerleri Ankara ili dışında olsa da huzurdaki iş kolu tespitine itiraz davası neticesinde 11 işyerinin iş kolunun tespit edileceğini, tespit edilen iş koluna göre o iş kolunda bulunan yetkili sendikaların işletme toplu iş sözleşmesi yapma ihtimalinin doğacağının, bu durumda kanundan kaynaklı olarak T7letme Toplu T7 Sözleşmesi...
Gerekçe: Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53. maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”...
Davalı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; 03.11.2021 tarihli ve 55535 sayılı yetki tespit yazısı 06.11.2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, itirazın süresinde olup olmadığının mahkemece tespit edilerek, süresinde olmaması halinde davanın usulden reddi gerektiğini, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 41. maddesinin yedinci fıkrasında "Bakanlık, yetkili sendikanın belirlenmesinde ve istatistiklerin düzenlenmesinde kendisine gönderilen üyelik ve üyelikten çekilme bildirimleri T5 Kurumuna yapılan işçi bildirimlerini esas alır" denildiğini, ayrıca 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 42. maddesi gereğince işçi sendikası, işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren tarafından yapılan yetki tespit başvuruları karşılanırken, işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan ve Genel Müdürlüklerinde kurulu işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimleri esas alınmakta olup, Sendika Yetki Sistemine SGK kayıtlarından otomasyon sistemiyle...
Sendikası arasındaki 22. dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin 60/A maddesinin son fıkrasında, “15.06.1999 tarihinden önce işe girmiş personelin ücretli izin süresi hizmet süresine bakılmaksızın otuz iş günüdür” hükmünün yer aldığını, bu hükümden istifade edecek işçilerin 21. dönem Toplu İş Sözleşmesi hükümleri ve 22. dönem toplu görüşmeleri de dikkate alınarak belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler olarak anlaşılması gerektiğini, iş sözleşmesi statüsünün burada belirleyici olduğunu, bu sebeple de 15.06.1999 tarihinden önce işe giren kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerinin 30 gün olması gerektiğine dair iş müfettişi raporunun 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi gereğince maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Yukarıdaki hükmün yollamada bulunduğu aynı Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde de Görevli Makamın; “İşyeri Toplu İş Sözleşmesi için işyerinin, işletme Toplu İş Sözleşmesi için işletme merkezinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, aynı Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerleri için yapılacak grup Toplu İş Sözleşmelerinde bu işyerlerinin bağlı bulunduğu Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünü, birden fazla Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsayacak grup toplu iş sözleşmesi için ise Bakanlığı” ifade edeceği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; T3 Çalışma Genel Müdürlüğü'nün 18.05.2021 tarihli yazısında "Ünvanı: T1 ve bağlı (02 nolu işkolunda faaliyet gösteren) işyerleri Adres:Karapınarosb Mah, Muhsin Tercan Sk Doğuş Çay Sit....
Somut olayda, davacının 14. dönem toplu iş sözleşmesi tarafı Türkiye Orman İş Sendikası üyeliği uyuşmazlık dışıdır. Ancak 1. dönem toplu iş sözleşmesi tarafı Öz Orman İş Sendikası üyeliğinin mevcut olup olmadığı anlaşılamamaktadır. 1. dönem toplu iş sözleşmesinin 4/5. maddesi düzenlemesine göre, toplu iş sözleşmesinin imzalandığı tarihte sendika üyesi olmayan ve dayanışma aidatı ile de geriye doğru toplu iş sözleşmesinden yararlanma imkanı bulunmayan işçilerin toplu iş sözleşmesinden işverence yararlandırılmaları, mülga 2821 sayılı Kanun'un 36. maddesine uygun olarak taraf işçi sendikasının yazılı muvafakatına bağlı tutulmuştur. Dosya içeriğinden işçinin 1. dönem toplu iş sözleşmesi tarafı olan Öz Orman İş Sendikasına üye olup olmadığı ya da sendika tarafından davacıya yazılı şekilde toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceğine dair muvafakat verilip verilmediği anlaşılamamaktadır....
Aynı Kanun'un 61. maddesinde, “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur. Bu aidat dışında sendikaya ödenmek üzere bir kesintinin yapılması toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılamaz....
İşçiler önceden izin almadan sendikalar ve üst kuruluşlar kurma hakkına sahip oldukları gibi, sendikalar serbestçe üye olabilecekler, üyelikten çekilebileceklerdir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. Maddesine göre ise; (1)İşçilerin işe alınmaları; belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri, belli bir sendikadaki üyeliği sürdürmeleri veya üyelikten çekilmeleri veya herhangi bir sendikaya üye olmaları veya olmamaları şartına bağlı tutulamaz. (2)İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu iş sözleşmesi hükümleri saklıdır....