WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan ) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki korunma (himaye), diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının (o konuda) tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Mesela, boşanma davası açma hakkı olan bir eşin, ilk önce yalnız boşanma hakkının tespiti için bir tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur . Bunun gibi, eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta ( kural olarak ) hukuki yararı yoktur. (kar.m.107 )." ( Medeni Usul Hukuku, Prof . Dr . Baki Kuru, Prof. Dr. Ramazan Arslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, 25. baskı, Ankara 2014, sayfa; 260 – 261 ) Somut olayda; davacının, eda davası açarak iddiasını ileri sürmesi gerekirken tespit davası açmasında hukuki bir yararı yoktur....

    Ancak;1-Bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen 15.557,57-TL bedele 15.02.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 20.03.2015 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası fark bedel 24.336,56-TL’ye 15.02.2015 tarihinden son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde tüm bedele son karar tarihine kadar faiz işletilmesi,Doğru olmadığı gibi; 2-Anayasa Mahkemesinin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar...

      tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak tespit edilen bedelin derhal ödenmesi gerektiğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faiz ve ödemeye ilişkin 1 numaralı bendinin 2.parağrafının ve 4 numaralı bendinin tümüyle çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla, a)(Bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen 64.895,00 TL bedele 31.01.2016 tarihinden ilk karar tarihi 26.02.2016 tarihine kadar faiz işletilmesine, bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası fark bedel 55.529,68 TL'ye 31.01.2016 tarihinden son karar tarihi 14.07.2020 tarihine...

        Mahkemece, dosya arasında mevcut Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazısında belirtilen uyuşmazlık konusu taşınmazın yer aldığı paftanın düzenlenme tarihi esas alınarak, dava tarihi itibariyle makul sürenin geçtiği ve bu itibarla tespit dışı bırakılma tarihinden öncesi zilyetliğin gözönüne alınamayacağı benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; niza konusu taşınmazın davacı adına tespit edilen dava dışı 179 ada 9 parselin devamında yer aldığı belirtildiğine göre uyuşmazlığa konu taşınmazın tespit dışı bırakılma tarihinin söz konusu davacı adına kayıtlı parsele ait tespit tarihi olan 25.1.2008 olarak kabul edilmesi hakkaniyet gereğidir. Dava, davacı adına tapuya kayıtlı parselin tespit tarihi nazara alındığında makul süre içinde açıldığına göre, davacının ileri sürdüğü tespit dışı bırakılma tarihinden önce sürdürüldüğü iddia olunan zilyetlik süresinin değerlendirilmesi gerekir....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açılan davanın esastan reddine, 279 ada 36 nolu parselin tespit gibi... tapuya tesciline, 279 ada 40 nolu parselin tespit gibi 1953 doğumlu ... ... adına tapuya tesciline, 279 ada 41 nolu parselin tespit gibi ... oğlu 1945 doğumlu ... adına tapuya tesciline, 279 ada 42 nolu parselin tespit gibi Hilmi kızı 1930 doğumlu Ayşe Kuru adına tapuya tesciline, 279 ada 43 nolu parselin tespit gibi Sadettin kızı 1960 doğumlu... adına tapuya tesciline, 279 ada 44 nolu parselin tespit gibi ... 1984 doğumlu ... adına tapuya tesciline, 279 ada 45 nolu parselin tespit gibi .. 1950 doğumlu Hasan Sakar adına tapuya tesciline, 279 ada 50 nolu parselin tespit gibi Şükrü kızı 1965 doğumlu ... adına tapuya tesciline, 279 ada 51 nolu parselin tespit gibi ... 1961 doğumlu ......

            sonrası tespit edilecek şekilde artırılmak üzere 1000 TL lik dava açılmış, ancak müvekkilinin esas alacağı miktarın belirlenmesi ve tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Tespit davaları bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak açılan davalar olup görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia veya savunma olarak ileri sürülebilecek konular için bağımsız bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. ... davası sonunda verilen hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edilir ve ondan sonra bu tespite dayalı olarak ... hükmü kurulur, ...’ın kararlı uygulamasına göre de, ... davası açmak mümkün ise, tespit davası açılamaz. Anılan kuralın geçerli olabilmesi için, ... davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında, meydana getirdikleri kesin hükmün etkisi bakımından hiç bir fark bulunmaması gerekir. Diğer bir söyleyişle tespit davası ile istenen hukuki korunma, ... davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman, davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur....

                adına tespit edilmiştir. Davacı ..., taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu, davacı ... ... ise adına tespit edilen Yarbaşı Köyü 136 parselin emlak kaydına göre 15250 m2 eksik ölçüldüğü iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece, 136 parselin tespit gibi ... Kartalkanat adına tesciline karar verilmiş, 145 parsel hakkında ise hüküm oluşturulması unutulmuştur. 12/05/2004 günlü hüküm, Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 16/06/2005 gün ve 2005/6251-7910 sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu ... ... ... mirasçılarından ... ve ... ... kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, kararda 145 sayılı parsel hakkında hüküm oluşturulmadığını, 136 sayılı parselin de tespit gibi denilmesine rağmen tespit maliki olmayan ... Kartalkanat adına, tapuya tesciline denilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek kararı temyiz etmişlerdir....

                  Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 22.04.2010 gün ve 553/181 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... zilyetlik hukuki olgusuna dayalı olarak 107 ada 27 parsel sayılı taşınmazın kendisi adına tespit gördüğünü ancak bu tespit sırasında adına tespit gören bu parselin içerisine dahil olması gereken değirmen ve bahçenin tespit dışı bırakıldığını, oysa bu yeri kendisinin 10 yıl önce senet karşılığı ...’den satın aldığını, bu nedenler ile tespit dışı bırakılan yerin kendisi adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını ve zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur....

                    Köyünün 124 ada 1 parsel sayılı 3965.32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde dava konusu ettiği ... Köyünün 124 ada 1 sayılı parselde 4/10 miras hissesinin bulunduğu tespit maliki davalı ...’ın ise 1/10 hissesinin bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yönünden reddine, çekişmeli ... Köyünün 124 ada 1 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tespit edildiği, davacı tarafından gerçek hasma yöneltilen bir davanın bulunmadığı kabul edilmek suretiyle davanın husumetten reddine karar verilmiş ise de, davacı ... kardeşi ...'a husumet yönelterek, ... Köyünün Abara Mevkiinde bulunan 3965 metrekare yüzölçümü ile davalı adına tespit gören 124 ada 1 sayılı parseli dava ettiğini belirtmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu