WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için miras bırakanın hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının miras bırakanın mirasçısı olmadığının tespiti gerekir....

    Davalı vekili istinaf sebepleri olarak; Müteveffa işçinin kurumdan ayrılmasından 39 yıl sonra ölümün gerçekleştiğini, meslek hastalığının kurumdaki çalışmasından kaynaklanamayacağını, ölüm ile hastalık arasında nedensellik bağının kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya konması gerektiğini, ölümün meslek hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığının gerekli prosedür işletilmeden kabul edildiğini, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, zenginleştirme aracı olamayacağını, kusur durumu tespit edilirken farazi durumların dikkate alındığını, kusur raporunun hatalı olduğunu, faizin dava tarihinden işletilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece dosyaya toplanan deliller incelenmiştir....

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, …Devlet Hastanesinde tutulan tutanağa göre ölümün kalp krizi sonucu meydana geldiği, ölümün görevin neden ve etkisiyle meydana gelmediği, bu nedenle 2330 sayılı Kanun gereğince vazife malüllüğü hükümlerinin uygulanamayacağı, davacının ölümünün bu Kanun kapsamında değerlendirilerek işlem yapılmasının kanunen mümkün olmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, Mahkeme kararında murisinin, bölgenin güvenliğiyle ilgili verilen görevi ifa ederken nöbet sırasında kalp krizi geçirmesinde, görevin niteliği ve bölgenin olağanüstü ve olumsuz koşulları ve bu hususun kişi sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri dikkate alındığı, ölümün görevin neden ve etkisinden kaynaklandığı belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, bu sebeplerle istemin reddi gerektiği savunulmuştur....

      Davalı taraf ise ölümün tüpgaz sızıntısından kaynaklanmadığını savunmuştur. Mahkemece, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu meydana geldiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın bu sigortanın kapsamını belirleyen 1. maddesi “bu sigorta, likit petrol gazını (LPG gazını) tüpleyen firmaların doldurdukları veya doldurttukları ve yetkili bayileri vasıtasıyla veya doğrudan doğruya tüketiciye intikal ettirdikleri tüplerin kullanılmak üzere bulunduruldukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu kusurları olsun veya olmasın üçüncü şahıslara verecekleri bedeni ve maddi zararlara karşı sorumluluklarını .... temin eder.” hükmünü haiz olup, zararın tüpgazın infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu meydana gelmesi halinde poliçe kapsamında olduğu düzenlenmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yaralama sonucu ölümün meydana gelmesi, yaralama HÜKÜM : TCK.nun 86/1, 86/3-e, 87/1-d, 29, 62, 53/1-a-b-c-d-e,2-3, 63. maddeleri uyarınca 5 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası, TCK.nun 87/4-2, 62, 53/1-a-b-c-d-e,2-3, 63. maddeleri uyarınca 13 yıl 4 ay hapis cezası TÜRK MİLLETİ ADINA Sanık hakkında mağdurlar ... ve Fevzi'yi kasten yaralama suçlarından verilen 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraz yasa yoluna tabi olduğundan inceleme dışı bırakılmıştır. Sanık hakkında katılan ...'ı kasten yaralama ve maktul ...'ya karşı yaralama sonucu ölümüne neden olmak suçlarından dolayı kurulan hükümlerin incelenmesinde; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Abdülkadir'in maktule ve mağdur ...'...

          Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için murisin hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının murisin mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Somut olayda, ... oğlu ... adına kayıtlı ... Köyü 113 ada 515 parsel, 115 ada 516 ve 517 parsel, 116 ada 518, 519, 520, 521, 522 parsel, 113 ada 523 parsel, 814 ada 9 parsel, 815 ada 9 parsel sayılı taşınmazların tüm dayanak kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları getirtilmelidir. Davacının tanık da dahil olmak üzere göstereceği tüm delilleri toplanmalıdır. Mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince ilgili kolluk birimi marifetiyle muris ve mirasçılarına dair bilgi sahibi olabilecek kişiler tespit edilmelidir. Tapu kayıt malikinin ve mirasçılarının tespiti açısından gerekirse taşınmazlarda keşif yapılmalı, davacının göstereceği tanıklar ve mahkemece resen araştırma ilkesi gereğince tespit edilen mahalli bilirkişiler keşif esnasında dinlenilmelidir....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davada zamanaşımı olduğunu ve davanın mükerrer olarak açıldığını, müteveffanın başka işyerlerinde de çalışmalarının olduğunu, ölümün başka işyerlerindeki kötü çalışma koşullarından doğduğunu, müvekkili kurumun gerekli önlemleri aldığını ve almaya devam ettiğini, bu bakımdan müvekkili kurumun kusuru bulunmadığını, ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığını, davacıların destekten yoksun kaldıkları iddiasının varit olmadığını, istenen tazminat miktarının çok fazla olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            nın ölümünün ve ölüm tarihinin tespiti istenilmekle ilgililerin adres araştırma evraklarının incelenmesinde; ikamet adreslerinin Keçiören/Ankara olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, ölümün tespiti ile 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun (5490 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının a bendi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....

              edildiği" şeklinde bahsedilen grafilerin heyetçe yapılan incelemesinde herhangi bir kemik patolojisi izlenmediği, nörolojik olarak intakt ve radyolojik olarak patoloji tespit edilmeyen hastada ileri tetkik yapılmasına gerek duyulmamasının tıbben uygun ve etik olduğu, bu itibarla Dr. ...’un eylemlerinin tıp kurallarına uygun olduğu ve kusur atfedilmediği anlaşılsa da, Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulunun 10.10.2012 tarihli kararında belirtilen grafi eksiklerinin temini ile sanığın eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının duraksamaya yol açmayacak şekilde ortaya konulması bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kuruluna gönderilerek buradan rapor alındıktan sonra sonucuna göre sanığın eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağı bulunduğunun tespit edilmesi halinde taksirle öldürme suçundan, kusurlu sanığın eylemi ile ölüm neticesi arasında illiyet bağının bulunmadığının tespiti halinde ise ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet...

                Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesi hükmünde; doğum ve ölümün öncelikle nüfus sicilindeki kayıtlarla, nüfus sicilinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği belirtilmiştir. Miras bırakanın gerçekte var olduğu ancak nüfusa kayıtlı olmadığı, mirasçı bırakmaksızın öldüğü belirlendiği takdirde son mirasçının Hazine olacağı gözönüne alınarak buna göre mirasçılık belgesi verilmesi gerekir. Bu tür davaların reddine karar verilebilmesi için miras bırakanın hiçbir şekilde yaşamadığının, böyle bir kişinin mevcut olmadığının belirlenmesi veya davacının miras bırakanın mirasçısı olmadığının tespiti gerekir. Mahkemece verilen yetki üzerine açılan davalarda davanın kabulüne karar verilebilmesi için davacının mirasçı olmasının gerekmediği de kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; davacıların beyanlarında bahsettiği ... ili, ... ilçesi, ......

                  UYAP Entegrasyonu