Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraf markalarının esas unsurları olan “... + ...” ibaresi ile üzere “... ... + ...” ibareleri birbirinden farklı olduğundan davalı kullanımlarının, davacı adına ... sayı ile tescilli marka ile ortalama tüketici nezdinde görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadığı kanaatine ulaşmıştır. Netice olarak; marka hakkının ihlali açısından yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda, davalıya isnat edilen ticari faaliyetlerin davacıya ait marka kapsamında yer alan mal ve hizmetlerle aynı veya benzer olduğu tespit edilmekle birlikte davalının ürün ambalajları üzerindeki kullanımlarının, davacıya ait marka ile görsel, işitsel, kavramsal olarak benzer olmadığı, bu nedenle, davalı eylemlerinin davacıya ait marka hakkını ihlal etmediği tespit edildiğinden; davacının marka hakkı ihlali iddiasından kaynaklı taleplerinin reddine karar verilmiştir....

    , davalı tarafından kilitlerin aynı olduğunun da ikrar edildiğini, davalı tarafından gönderilen bu ihtarnameyle, müvekkili şirketin adına tescilli tasarımın, davalı firmanın ihtarına konu olan kilit tasarımı ile aynı olduğunu ve davalı firma tarafından kullanıldığını ve hatta söz konusu tasarımın müvekkili şirketin tescilinden daha sonraki bir tarihte yine davalı firma tarafından tescil edildiğinin öğrenildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalıya cevabi ihtarname ile, davalının müvekkili şirketin tescilli tasarımına konu ürünü kapsayan faaliyetlerini durdurmasını, aksi halde kanuni yollara başvurulacağı hususlarının ihtarname ile tebliğ edildiğini, müvekkili tarafından gönderilen bu ihtarnamenin cevapsız bırakıldığını, davalının söz konusu eyleminin, müvekkilinin tescilli tasarımdan doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, davalı adına ....... sayı ile tescilli "......" başlıklı tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 16/09/2014 gün ve 2013/155 - 2014/152 sayılı kararı onayan Daire'nin 01/04/2015 gün ve 2014/19022 - 2015/4558 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, müvekkiline ait "..." markasının ülke içinde ve dışında tanınan bir marka olduğunu ve ... nezdinde tescilli olduğunu, davalının kot pantolonlarda marka izlenimi verecek şekilde ... ibaresini kullandığını, tüketici nezdinde iltibas yarattığını ileri sürerek 556 sayılı KHK'nın 66/b. maddesi uyarınca 5.000 TL, 62. ve 64. maddesi uyarınca 5.000 TL, 30.000 TL maddi 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilinin talep ve dava etmiştir....

        Dava konusu teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkememizce davalı adına tescilli ----- numaralı markanın davacı adına tescilli ----- unsurlu markalar ile iltibasa neden olacak derecede benzer olup olmadığı, aynı mal ve hizmetlerde tescilli olup olmadığı, davalının marka tescilinin kötü niyetli olup olmadığı, davacının markasının tanınmış marka olup olmadığı, davalının markasında yer alan ----- -------kaynağını gösteren bir ibare olup olmadığı ve -------- uyarınca zorunlu olarak bulunması gerekip gerekmediğine dair bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, iki marka uzmanı ----------- seçilen bilirkişiden oluşan üç kişilik bilirkişi heyeti dosyaya sundukları ------tarihli bilirkişi raporunda; davacının ------ numarası ile tescilli markaların ----- tescilli hak sahibi olduğu, davacının talebine dayanak göstermiş olduğu ---- numaralı markaların tescilli olmadıkları, davalının----- numarası ile tescilli ----- tescilli hak sahibi olduğu, davacının --------- unsurlu markalarının davalının marka...

          Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili, müvekkilinin 07.05.2004 tarihinden geçerli olmak üzere 25. ve 35. sınıflarda tescilli 2004/12723 sayılı "KAYRA" markasının sahibi olduğunu, müvekkilinin dava konusu 2011/81546 sayılı "KAYRA" ibareli marka başvurusunun aynen 2004/12723 sayılı marka gibi 25. ve 35. sınıfları kapsadığını, müvekkilinin önceki markasından kaynaklı kazanılmış hakkı bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi'nin 2021/194 Esas sayılı dosyası kapsamında vermiş olduğu 07.07.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne ilişkin ara kararının reddedilen "davalının tescilli marka hakkından kaynaklanan haklara yönelik bir tasarrufta bulunulmasının önlenmesine yönelik" kısmının kaldırılarak 06.07.2022 tarihli dava dilekçesinde sunulan gerekçeler ve re'sen dikkate alınacak hususlar doğrultusunda; davalının müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğini iddia ettiği 29.04.2005 tarihli "..." ibareli ... tescil numaralı 35 / 38 / 41 mal ve hizmet sınıflarını içeren marka hakkında, davalının, davacının tescilli marka hakkından kaynaklanan haklarına yönelik bir tasarrufta bulunulmasının önlenmesine ve markadan kaynaklanan hakların kullanılmasının engellenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir....

              sektöründe tanınan bir marka haline getirdiğini, davalının haksız kullanımı ise ‘"..."’ marka ürünlerin piyasa ve tüketici nezdindeki konumuna ve imajına telafisi imkansız zararlar vermekte olduğunu, davacı markasının ayırt ediciliğini olumsuz yönde etkilediğini, somut olayı destekler benzer yargı kararlarının bulunduğunu, davacı adına ... nezdinde tescilli “...” ibareli markaları seri marka niteliğinde olduğunu, .......

                Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının “...” ibareli markasının ayırt ediciliği düşük marka olduğu, davalının 2002 yılından beri “....” ibareli markayı kullandığı, eş zamanlı kullanımdan kaynaklı olarak bugüne kadar taraflar arasında hiçbir ihtilafın ortaya çıkmadığı, davalının son başvurusunun önceki 2002 ve 2008 tarihli tescilli markalarının kapsamında olan yargılama konusu 6 ve 11. sınıftaki ürünleri içerdiği ve seri marka niteliğinde olduğu öteden bu yana fiilen kullanıldığı, ortalama tüketicilerin markaları karıştırma ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

                  Marka sahibinin izinsiz olarak yapılması halinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır; -Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması, -Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal ve hizmetleri kapsayan, bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, -Aynı, benzer veya farklı mal ve hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması, 6769 Sayılı SMK'nun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiler; -Marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7.maddede belirtilen biçimlerde...

                    ihtarına rağmen bu kullanımı sürdürdüğünü, söz konusu kullanımın davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet verdiğini ileri sürerek, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men'i ve ref'ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu