Bununla birlikte, tescile dayanmayan kazanımlarda tescil yapılmadığı sürece tasarruf işlemleri yapılamaz, çünkü taşınmazı tescilsiz iktisap eden kişi, tapu kütüğünde malik olarak gözükmemektedir. Nitekim bu husus Türk Medeni Kanunu’nun 705/2 maddesinde ancak bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır şeklinde ifade edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından satış vaadi sözleşmesi ile malik olmuş davalılar aleyhine önalım sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığı, ancak satış vaadi sebebi ile kurulan tescil hükmünün tapuya henüz tescil edilmediği davalılar ve murislerinin henüz taşınmazda malik olmadıkları görülmüştür. Davaya konu olayda davalı, davacının taraf olmadığı bir hüküm ile dava konusu taşınmazda bir pay edinmiştir. Davalı, hükmün kesinleştiği tarihte mülkiyet hakkını kazanmış ise de bu pay üzerindeki tasarruf hakkını tescil ile elde etmiştir....
İlk Derece Mahkemesince; " ... tescil no.lu "..." markasının 23, 24, 25. sınıfta, ... tescil no.lu "..." markasının 03, 18, 35. sınıfta, ... tescil no.lu "..." markasının 35. sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen ... tescil no.lu "..." markasının 43. sınıfta "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri" için davalı adına tescil edilmiş olduğu, davacının "...'' ibareli markasının tanınmış olduğunu tespit eder yeterlilikte delil ibraz edilmemiş olmakla, davacı markasının tanınmış olduğu yönünde bir tespit yapılamadığı, davanın tarafların "..." kelimesinden ibaret olduğu; ancak taraf markalarının farklı sınıflarda tescil edilmiş olduğu, davacının "..." ibareli markasının tanınmış olduğunu tespit eder yeterlilikte delil de ibraz edilmemiş olmakla, somut olayda markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığı, davacının, davalı markasının tescil başvurusundan...
Yapı Kooperatifi ortağı olduğunu iddia eden davacı, 3194 sayılı İmar Kanunun 18.maddesi uygulanması sonucu 4719 ada 1 parselde Kooperatife 1878/2400 pay verildiğini, Kooperatifin edindiği payı ortaklarına aktarması için Tapu siciline yazı yazdığını, bu yazıda kendisine 596/2400 pay tescil edilmesi gerektiği bildirmesine rağmen bunun tescil edilmediğini, sadece kooperatife 74/2400 pay tescil edildiğini, bu payıda tapuda kooperatifin kendisine devrettiğini, buna rağmen 392/2400 payının eksildiğini, diğer davalılarda fazla pay tescil edilmiş olunması nedeni ile davalıların üzerinde kalan fazla payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu oluştuğu, davaya idare mahkemesinin bakması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. Gerçekten dava dışı kooperatif adına tescil edilen 4719 ada 1 parseldeki 1878/2400 pay 3194 sayılı İmar Kanunun 18.maddesi uygulaması ile tescil edilmiştir....
Mahkemece, açılan tescil davasında Hazinenin kanunî hasım olduğu, kanunî hasım olan Hazinenin olası davayı kabulü halinde taşınmazın yine Hazine adına tescil edileceğini, bu durumunda tescil davasının ruhuna aykırı olduğu, köy tüzel kişiliğinin de davada yer almadığı, kaldı ki söz konusu tescil davasında Orman Yönetiminin taraf olduğu ve verilen hükmü temyiz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Davacı Emin Kıyak tarafından Kahta Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/7-2009/331 sayılı dosyasında açılan tescil davasında Hazine ve Orman Yönetiminin karşı tescil talebinde bulunmamış olmaları eldeki bu tescil davasının açılmasına engel değildir. Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen şekilde gerekli inceleme ve araştırma yapılmalıdır....
Mahkemece, açılan tescil davasında Hazinenin kanunî hasım olduğu, kanunî hasım olan Hazinenin olası davayı kabulü halinde, taşınmazın yine Hazine adına tescil edileceğini, bu durumunda tescil davasının ruhuna aykırı olduğu, Köy Tüzel Kişiliğinin de davada yer almadığı, kaldı ki söz konusu tescil davasında Orman Yönetiminin taraf olduğu ve verilen hükmü temyiz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Davacı Nuri Kıyak tarafından ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/8 - 2009/332 sayılı dosyasında açılan tescil davasında Hazine ve Orman Yönetiminin karşı tescil talebinde bulunmamış olmaları eldeki bu tescil davasının açılmasına engel değildir. Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen şekilde gerekli inceleme ve araştırma yapılmalıdır....
Mahkemece, açılan tescil davasında Hazinenin kanunî hasım olduğu, kanunî hasım olan Hazinenin olası davayı kabulü halinde taşınmazın yine Hazine adına tescil edileceğini, bu durumunda tescil davasının ruhuna aykırı olduğu, köy tüzel kişiliğinin de davada yer almadığı, kaldı ki söz konusu tescil davasında Orman Yönetiminin taraf olduğu ve verilen hükmü temyiz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Davacı Abdullah Kıymaz tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/14-2009/336 sayılı dosyasında açılan tescil davasında Hazine ve Orman Yönetiminin karşı tescil talebinde bulunmamış olmaları eldeki bu tescil davasının açılmasına engel değildir. Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen şekilde gerekli inceleme ve araştırma yapılmalıdır....
Mahkemece, açılan tescil davasında Hazinenin kanunî hasım olduğu, kanunî hasım olan Hazinenin olası davayı kabulü halinde, taşınmazın yine Hazine adına tescil edileceğini, bu durumunda tescil davasının ruhuna aykırı olduğu, köy tüzel kişiliğinin de davada yer almadığı, kaldı ki söz konusu tescil davasında Orman Yönetiminin taraf olduğu ve verilen hükmü temyiz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Davacı Mehmet Kıyak tarafından .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/5 - 2009/329 sayılı dosyasında açılan tescil davasında Hazine ve Orman Yönetiminin karşı tescil talebinde bulunmamış olmaları eldeki bu tescil davasının açılmasına engel değildir. Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen şekilde gerekli inceleme ve araştırma yapılmalıdır....
Mahkemece, açılan tescil davasında Hazinenin kanunî hasım olduğu, kanunî hasım olan Hazinenin olası davayı kabulü halinde taşınmazın yine Hazine adına tescil edileceğini, bu durumunda tescil davasının ruhuna aykırı olduğu, Köy Tüzel Kişiliğinin de davada yer almadığı, kaldı ki, söz konusu tescil davasında Orman Yönetiminin taraf olduğu ve verilen hükmü temyiz etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. Davacı ... tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/15 - 2009/337 sayılı dosyasında açılan tescil davasında Hazine ve Orman Yönetiminin karşı tescil talebinde bulunmamış olmaları eldeki bu tescil davasının açılmasına engel değildir. Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen şekilde gerekli inceleme ve araştırma yapılmalıdır....
Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını gösterdiği ve tescil harici alanda kaldığını belirttiği taşınmaz bölümünde lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluştuğunu açıklayarak taşınmazın adına tescili istemiyle 16.07.2013 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşif sonucunda, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinden önce 13.03.2013 tarihinde idari yoldan davalı ... adına tapuya tescil edilen 379 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. Ne var ki, çekişmeli taşınmaz bölümünün dava tarihinde tapulu bir yer içerisinde kaldığı anlaşılmasına rağmen davacı taraf davasını tapu iptali ve tescil davası olarak ıslah etmemiştir. Dava tescil talebiyle açılmış olup, tescil isteminin de davacı tarafça yöntemine uygun bir ıslah dilekçesi sunulmamış olması nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır....
Bu nedenle; mahkemece, davacının dayandığı tescil dosyasındaki tescil krokisi taşınmazlar başında yeniden yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve teknik bilirkişi yardımıyla uygulanmalı, 3402 sayılı Kanunun 20/A bendine göre krokideki sınırlara itibar olunarak kapsamı belirlenmeli, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tescil krokisinin kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, miktar fazlası olan bölümlerin zilyetlikle iktisap edilip edilemeyeceği düşünülmeli, tescil krokisinin dava konusu parsellere uyması halinde, tescil ilamında Hazinenin taraf olması nedeniyle tescil ilâmının ... yönünden kesin hüküm teşkil edeceğide göz önünde bulundurularak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir....