Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tespitten önceki hukuki nedene dayalı olarak dava açmış, tespitin kesinleştiği tarihler ile dava tarihi olan 21.05.2010 günü arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre dolmuştur. Davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davacı tarafından sunulan delillerin bir önceki davanın tekrarı niteliğinde olduğu ve yeni bir delil bildirilmediğinden ispatlanamadığı gerekçesi ile esasa ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de, ret kararı sonucu itibariyle yerinde olduğundan hükmün, gerekçesi açıklanan şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA; yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece " davacılar tarafından 06/08/2020 tarihinde kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının tespitin kesinleştiği 08/08/1978 tarihinden itibaren 3402 sayılı kanunun 12/3 maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, davalı tarafça kesin hüküm itirazında bulunulmuş ise de hak düşürücü sürenin öncelikle değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılarak hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine " karar vermiştir....

    Mahkemece taşınmazın kadastro tespiti sırasında ... adına tespit edildiği, 1969 yılında tespitinin kesinleştiği tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açılan dava da 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır. Dosya arasına getirtilen belgelere göre çekişmeli taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan kadastro çalışmalarının 1962 yılında yapılıp kesinleştiği, çekişmeli 1605, 1607 ve 1608 persel sayılı taşınmazların ifrazdan önce kök 1053 parsel numarasıyla idari yoldan 1969 yılında ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tespitten sonra kesinleşmeden önce satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, kadastro tespitten sonraki satış hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 2016/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2019/208 ESAS, 2020/40 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı borçlu arasındaki sözleşme hükümleri çerçevesinde davalının borcunu ödememesi nedeniyle hakkında Mersin 3. İcra Müdürlüğü'nün 2016/10848 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, takibin kesinleşmesine müteakip satış işlemlerine devam edildiğini ve 20/02/2018 tarihinde ihale gerçekleştiğini, ipotekli taşınmazın ihale edildiğini, ihalenin kesinleşmesiyle taşınmazın müvekkili adına tapuya tescil edildiğini, davalı tarafından Mersin 2....

          Belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Diğer bir anlatımla, davacı kadastrodan önceki bir hakka dayanmalıdır. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 11.10.1963 tarihinde düzenlendiği, Hazinenin itirazı üzerine hükmen 08.11.1988 tarihinde taraflar adına tescile karar verildiği, davacıların ise tespitten sonra düzenlendiği anlaşılan 16.05.1977 tarihli taksim sözleşmesi ve 19.01.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak bu davayı açtıkları anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, kadastrodan sonraki bir hukuki sebebe dayanılarak açılan bu davada işin esasının incelenmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu Kaydı Ve Mülkiyet Hakkına dayalı Tapu Kaydının İptali Ve Tescili K A R A R Dava tespitten öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olmakla, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın Yargıtay (16.) Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 12.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Tutanağın kesinleştiği 14.07.1970 tarihinden 23.11.2009 dava tarihine kadar tespitten önceki sebep bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. Mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi doğru ise de, davacılar tespitten sonra kendileri ve miras bırakanlarının taşınmaza zilyet olduğunu, tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini de ileri sürmüşlerdir. Bu durumda, tespitten sonraki sebep bakımından hak düşürücü sürenin nazara alınması mümkün değildir. Başka bir anlatımla; tespitten sonra oluşan tapu kaydının TMK.nun 713/2.maddesine dayanılarak hukuki değerini yitirdiği iddiası ile açılan davaların herhangi bir süreye bağlı olmaksızın her zaman açılması mümkündür. Ancak davacılar vekili, dava konusu taşınmazların muris ...’dan geldiğini açıklayarak davacılar adına tescilini talep etmiştir....

                O halde öncelikle davacıdan talebi tam ve doğru bir şekilde açıklattırılmak suretiyle, davacının talebinin taşınmazın tespitine esas tapu kaydının miktar fazlası üzerinde kazandırıcı zamamaşımı zilyetliği sebebine mi yoksa taşınmazın tespitten önce tapu maliklerince yapılan taksim nedeniyle kendisine düşen bölümün ifrazı ile adına tescil talebine mi yönelik olduğu tereddütsüz olarak belirlenmeli, daha sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda keşif yapılmalı, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından iddia ve savunmalar doğrultusunda bilgi ve görgüye dayalı olarak beyanları alınmalı, dava tespitten önceki sebeplere dayalı olarak açıldığına göre, farklı hukuki sebebe dayalı olarak taşınmaz edinilmesi ya da taksim ve benzeri nedenlerle zeminde ayrı kullanılması halinde malikinin her bir parçasının ifraz edilerek tapuya tescil edilmesini isteme hakkının bulunduğu ve davalı ... kadastro tespitindan sonra kayden pay satın alma nedeniyle malik olduğuna göre TMK'ın 1023. maddesinde öngörülen "Tapu...

                  UYAP Entegrasyonu