WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak...müdahil ... 10...04...2013...tarihli...dilekçesi...ile...başlangıcı...tespitten...sonraya...denk...gelen...elli...yılı...aşkın...zilyetliği...olduğu...iddiasına...dayalı...olarak...davaya...katılmıştır. ... halde, müdahil...davacının...iddiası, tespit...tarihinden...sonraki...nedene...dayalıdır....

    Köyü çalışma alanında bulunan 103 ada 856, 861, 868, 874, 881, 885, 870, 871, 905, 906 ve 872 parsel sayılı taşınmazlar davalı ... ve dava dışı kişiler adına paylı olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tespitten önceki satın almaya dayalı olarak davalının payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında ..., ... ve ... davalının kendilerine borcundan dolayı çekişmeli taşınmazlara haciz konulduğunu, mal kaçırmak amacıyla davacı tarafından açılan davanın reddi istemiyle ayrı ayrı davaya müdahil olmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın açılmamış sayılmasına, 1.320.00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendilerini vekille temsil ettiren müdahillere verilmesine karar verilmiş; hüküm, müdahil ... vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Bir hükmü ancak tarafları ve fer'i müdahil de yanında katıldığı tarafla birlikte temyiz edebilir. Müdahil ...'...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Mahkeme gerekçesindeki nitelendirmeye ve temyiz dilekçesi içeriğine göre, tapu kaydının iptali istenen 173 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 20.07.1983 tarihinde yapılmış olup, davacı, Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.1983 tarihli ilamına dayanılarak tespitten sonra oluşan 02.10.1984 tarih ve 6 sıra numaralı tapu kaydına dayanarak tapu iptali, tescil, men'i müdahale ve kal davası açtığına göre, istemi kadastrodan sonraki nedene dayalı olup, dosyayı inceleme görevi 1. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Mahallesi çalışma alanında bulunan 632 ada 8 parsel sayılı 3.880,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı nedeniyle 32/144 payı ...,..., 91/144 payı ... ve 21/144 payı ise ... adına tespit ve 02.10.1969 tarihinde tescil edilmiş; daha sonra . ro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı” düzenlenmiş ise de; davacılar çekişmeli taşınmazda miras bırakanları ... dışında pay sahibi olarak gösterilen kişilerin kim olduklarının tapu kütüğünden anlaşılmadığını ileri sürerek, bu kişilerin paylarına yönelik olarak 4721 sayılı TMK'nın 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuş oduklarına göre eldeki dava, kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davası olmayıp, Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanma...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında tespitten önceki zilyetliğe dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve fen bilirkişisinin rapor ve krokisinde doğusu tescil harici, batısı tescilli arazi, kuzeyi tescil harici arazi, güneyi yol ile çevrili 6239.007 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            HUKUK DAİRESİ DAVATÜRÜ: KADASTRO Davaya konu taşınmazın tapu kaydı 1956 yılında yapılan kadastro sonucu değil, 2011 tarihinde idari yoldan tescil sonucunda oluşmuş olup; davacı taraf 1962 yılından itibaren zilyet olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Bir başka ifade ile, dava kadastro öncesi nedene dayanamadığına ve tespitten sonraki zilyetliğe dayalı iptali ve tescil istemine ilişkin olduğuna göre; somut olayda temyiz inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Belirtilen nedenle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 01.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESCİL Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşüldü; Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak, 4721 sayılı TMK'nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Davacı ... kadastro sırasında yol vasfıyla tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmaz hakkında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                Dava ise 22.01.2020 tarihinde açılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacının tespitten önceki satın almaya dayanmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: Mahkemece "davanın kadastrodan önceki hukuki sebebe dayalı olarak açıldığı, davacının dayanak yaptığı kadastrodan önceki hukuki nedene dayalı açılan Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/146 Esas 2012/23 Karar sayılı dosyasında dava konusu 1094 parsele ilişkin davayı açan şahsın başka bir kişi olduğu, kadastrodan önceki nedene dayalı genel mahkemelerde dava açılmasının dava açmayanlar hakkında hak düşürücü süreyi kesmeyeceği, yine dava konusu 1175 parselin kök 1094 parsel olduğu ve bu parselin yeni parsel numarası alması sonucu değiştirmeyeceği, kadastro tespit tutanağının kesinleşmesi ile davacının dava açtığı tarih dikkate alındığında hak düşürücü sürenin geçtiği" gerekçesiyle davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. fıkrasında öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal ve tescil davası açılması mümkündür. Davacı taraf bu haktan yararlanmaktadır. Kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir. (HMK. m. 25, 26 ve 31) Saptanan bu somut ve hukuki olgular karşısında, mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken hatalı nitelendirme sonucu dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu