Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamasına, kamu düzenine aykırı bir hususun tespit edilememiş olmasına, dayanılan vakıa ve olayları ileri sürmenin taraflara, hukuki nitelendirme yapmanın ise mahkemeye ait bir görev olmasına, tesis kadastrosu sırasında hangi nedenle olursa olsun tescil harici bırakılan ve hakkında kadastro tutanağı düzenlemeyen bir taşınmazın uygulama kadastrosu çalışmalarıyla tapuya tescil edilmesine hukuken olanak bulunmamasına, zira bu durumun ölçü, sınırlandırma yada tersimat hatası değil tesis kadastrosu sırasında tapu ve mülkiyet sınırları dışında bırakılan taşınmazın tapuya tesciline ilişkin bir mülkiyet ihtilafı olmasına, mülkiyete ilişkin uyuşmazlıkların ise uygulama kadastrosunda ve uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacak olmasına, kaldı ki kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazlar hakkında...

    Dosyada mevcut fenni bilirkişi ... .... ve orman bilirkişi ... tarafından iade sonrası düzenlenen ek raporda dava konusu olan taşınmazın ilk tapulama paftasına göre 723,92 m2’lik kısmının tescil harici bırakılan alanda, 929,43 m2’lik kısmının 2018 parsel içinde ve 356,97 m2’lik kısmının paftada ark olarak gösterilen kısım içinde kaldığının bildirildiği görülmektedir....

      Mahkemece, dava konusu taşınmazın bulunduğu 33 nolu bölmenin yanında bulunan taşınmazlar ile bir bütün halinde düşünüldüğünde taşınmazın dört tarafının ... ile çevrili olduğu, dört tarafı Devlet ...ı ile çevrili dava konusu yerde kullanma ve zilyetliğin sürdürülmesi ... aleyhine genişleme yaratıp ... bütünlüğünü bozacağı, böylesi taşınmazlarda özel kişilerin tasarrufuna izin verilmediği ve zilyetlik yasaklanmış olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanan tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1975 yılında 766 sayılı Kanun uyarınca kadastro çalışmaları yapılmış, taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır. Taşınmazın bulunduğu yörede dava devam ederken ... kadastrosu çalışması yapılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davacının görevsizlik kararı öncesi Kadastro Mahkemesinde açmış olduğu davanın, kullanım kadastrosu sırasında lehine kullanım şerhi verilen 1076 ada 6 parsel sayılı taşınmazın miktarının eksik yazıldığı iddiası ile açılan ve şerh istemine yönelik bir dava olduğu, 13.02.2012 tarihinde alınan fen bilirkişi raporunda, davacının talep ettiği ve (A) harfi ile gösterilen 462,57 metrekarelik kısmın, tespit harici bırakılan bölüm içerisinde kaldığı anlaşılmakla bu yer hakkında görevsizlik kararı verildiği, görevli mahkemeye aktarılan davanın da kullanım şerhi istemine yönelik olduğu, Mahkemece, dava konusu kısmın tapuda kayıtlı olmaması nedeni ile dava ancak zilyetliğin...

          Mahkemece, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu 22/a maddesine dayalı olarak yapılan uygulama kadastrosundan kaynaklı tapu iptal ve tescil davası olduğu kabul edilerek yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın, tescil harici bırakılan taşınmaza yönelik tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu edilen ve teknik bilirkişi raporunda "B" harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü, tescil harici bırakılan alanda yer almaktadır. Tapuda davacı adına kayıtlı bulunan 163 ada 2 parsel (eski 644 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının hükmen oluştuğu sabit olup, dosya içinde yer alan Solhan Kadastro Mahkemesinin 1982/370 Esas, 1985/7 Karar sayılı dosyasında taşınmazın yeri, yapılan keşif, fen raporu ve ölçekli kroki ile belirlenmiştir. Buna göre 163 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 429 parsel sayılı mera parseli içerisinde yer aldığı anlaşılmaktadır....

            Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu 446 nolu parselin hükmen tapulama harici bırakılan (A) ile gösterilen 18800 m²'lik yerin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, davalılardan ...'in davalı sıfatı olmadığından bu davalı hakkındaki davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, hükmen tapulama harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1988 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 01/07/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Kasabası çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazlar idari yoldan 2061 parsel numarası ve 15594 metrekare yüzölçümü ile 22.09.1999 tarihinde, 1634 parsel numarası ve 21700 metrekare yüzölçümü ile 25.12.1986 tarihinde Hazine ayrı ayrı tescil edilmişlerdir....

                Davacı, kadastro harici bırakılan taşınmazın belirtilen Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında adına tesciline karar verildiğini ancak uygulama kadastrosu sırasında kadastro harici bırakıldığını belirterek bu bölümün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, uygulama kadastrosu sırasında kadastro harici bırakılan dava konusu taşınmazın temyize konu bölümünün Aşkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 1993/68 esas sayılı dosyasında davacıya ait 250 ada 7 parsele eklenmesine karar verilen bölüm olduğu ve davacı tarafından kullanıldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davalı Hazine ise taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....

                  İşin esası hakkında ise, Mahkemece fen bilirkişileri tarafından düzenlenmiş krokili raporda 125 ada 35 parsel sayılı taşınmaz içinde (a) harfi ile gösterilen 2362,27 metre yüz ölçümündeki alanın tapusunun iptaliyle yine aynı bilirkişi raporunda (b) harfi ile gösterilen 238,71 metre yüzölçümündeki tescil harici bırakılan alanın davacıya ait 125 ada 2 (eski 164) parsele ilave edilmek suretiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, aleyhine hüküm kurulan 125 ada 35 parsel sayılı taşınmazın uygulama ve dayanaklarıyla birlikte tesis kadastrosu tutanakları ile tesis kadastrosu sırasında düzenlenen paftaları, orijinal ölçü krokileri ve sınırlandırma krokilerinin onaylı örnekleri getirtilmemiş, sadece fiili kullanımı rapor eden, uygulama ve tesis haritalarını çakıştırmayan bu sebeple denetime elverişli olmayan teknik bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmiş olmasında da isabet bulunmamaktadır....

                  Dava, tapulama harici bırakılan yerin tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılarak 1939 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1989’da aplikasyon, sınırlandırılması yapılmayan ormanların kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları yapılmıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1973 yılında kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada orman niteliğiyle tespit harici bırakılmıştır. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmazın (B) bölümünün kesinleşen tahdit dışında kaldığı, Medeni Yasanın 713 ve 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerinde yazılı imar - ihya ve kazandırıcı zamanaşımı yolu ile taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına oluştuğu kabul edilerek davanın kısmen kabulü yolunda hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu