Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yönetiminin davasının reddine, katılan Hazinenin talebinin kabulüne ve dava konusu parselin tapu kaydının iptali ile tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, kütüğün beyanlar hanesine “taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkan yerdir.” ibaresinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir. Davalar, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kaldığı ve kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı iddialarıyla açılan tapu kaydının iptali ve tescile ilişkindir. Bölgede, 1999 yılında yapılarak 13.04.2005 tarihinde ilâna çıkarılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kamulaştırma sonucu Batı Mahallesi 803 ada 82, 84, 86 ve 88 parsel sayılı 215,96; 2,83; 6,92 ve 31,90 metrekare yüzölçümlü taşınmazlardan, 82 ve 84 parseller 3/4 hisse, 86 parsel 240767/261392 hisse, 88 parsel ise tam hisse ile davalı ... İl Özel İdaresi adına tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca, imar planında yol olarak ayrıldığını ve bedelsiz olarak devri gerektiği iddiasıyla tapu iptali ve yola terkin istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.06.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil ve kısmen yol olarak terkin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; 17 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan tapu iptali ve tescil davasının konusuz kaldığından esas hakkında karar vermeye yer olmadığına, 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yolun terkini ve umumi yol tesciline ilişkin davanın hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilen 28.06.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama...

        Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

          Buna göre, Kanunun 9. maddesi hükümlerinin, ......... tarafından, taşınmazın 2/B alanında kaldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından uygulanması sözkonusu değildir. Dolayısıyla bu tür davalarda; yargılama sırasında, ......... davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmez veya vazgeçmeyeceğini bildirir ve tapu kütüğündeki 2/B belirtmesi de 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmemiş olursa, “.........nin davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerektiğinden, mahkemece davanın kabulü yönündeki karar yapılan Kanun değişikliği nedeniyle usûl ve kanuna aykırı olup, bozulması gerekmiştir.] denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, 6292 sayılı Kanun gereğince ........... .........sinin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ......... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL VE TERKİN Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı-davalı ..., 830 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında miktar fazlasının Hazineye ait olduğuna dair şerh bulunduğunu, oysa Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucu ... Asliye hukuk Mahkemesinin 1943/277 E, 1944/109 K sayılı ilamında böyle bir kayıt bulunmadığını ileri sürerek, şerhin terkini isteğinde bulunmuş, birleşen davanın ise reddini savunmuştur. Davalı-Davacı Hazine, 830 ada 24 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tapu fazlası miktarın Hazineye ait olduğuna ilişkin şerh olduğunu ileri sürerek, miktar fazlası 2.070 m2 lik kısmın tapu kaydının iptali ile hazine adına tescilini istemiş, şerhin terkin isteğinin reddine savunmuştur....

              Tapu kütüğünde yapılan tescil veya terkin işlemleri geçerli bir hukuki sebebe dayanmıyorsa veya tasarrufta bulunan kişi tasarruf yetkisine sahip değilse ya da bir ayni hak sicil dışı ( tescilden önce ) kazanılmış ve fakat tapuda açıklayıcı tescil yapılmamışsa, taşınmaz üzerindeki ayni hakların gerçek durumu ile tapu sicilindeki kayıtlar birbirine uymaz. İşte bu gibi durumlarda tescil işlemi gerçek malik ve gerçek hakkın kapsamını göstermez. Bu tür bir tescil yolsuzluğu nedeniyle sonuç doğurmaz ve ayni hakkı zedelenen kişi TMK'nun 1025.maddesine dayanarak tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. Yolsuz tescil en yalın anlatımı ile gerçek hak durumunu yansıtmayan tescildir. Geçerli bir hukuki sebepten yoksun ya da sakat olan tescil baştan itibaren yolsuz tescildir. Hemen belirtmek gerekir ki, tapuda yapılan temlik ve tesciller illi işlemler olduğundan tapunun dayanağı işlem geçersiz ise tapu kaydının da iptali gerekir....

              Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. Huzurda görülen dava tapu iptali ve tescil davasıdır. İcra ve İflas Kanunu'nun 194. Maddesine göre; "Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir."şeklindedir. Kayıt kabul davası, alacaklının iflas idaresi tarafından reddedilen alacağına ilişkin olarak, alacağını ispat etmek ve alacağını hüküm altına aldırmak amacıyla açılmaktadır. Bu doğrultuda alacaklının açmış olduğu kayıt kabul davası, mahiyeti gereği alacak davasıdır ve davacı taraf, alacağının sıra cetveline kaydını ve kabulünü talep etmektedir. Dava, iflas idaresine karşı açılmaktadır. Söz konusu bu davada; tüm dosya kapsamında taraflar arasındaki ilişki, belgeler ve bilgiler dikkate alınarak gerçek alacağın tespit edilmesi gerekmektedir....

                Köyü 1413 parsel hakkında gerçek kişi tarafından açılan şerhin silinmesi ve Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davalarında şerhin silinmesine karar verilmişse de, çekişmeli taşınmazın hükmen orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen 1081 parselin ifrazıyla oluştuğu, ormanların tevzi edilemeyeceği, yörede yapılan makiye ayırma işleminin de geçersiz olduğu, bu nedenle, öncesi orman olan taşınmazın 2/B madde sahası olarak ayrılmasında ve tapuya bu yönde şerh konulmasında isabetsizlik bulunmadığı, Hazinenin davasının kabulü gerektiği" açıklanmış, mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra Hazinenin davasının kabulüne ve dava konusu parselin 2/B uygulamasına bağlı tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı-davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali tescil ve orman tahdidine itiraz niteliğindedir....

                  Satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerhi lehine şerh konan kişinin sözleşme ile edindiği kişisel hakkını güçlendirir ve bu şerhle kazanılan hak sonraki maliklere karşı da ileri sürülebilir. Gerçekten 2644 sayılı Tapu Kanununun 26/5.maddesinde sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa gayrimenkul siciline verilen şerhin tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re'sen terkin olanıcağına dair hüküm bulunmaktadır. Ancak 2644 sayılı Tapu Kununun 26/5 maddesinin Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4.maddesi karşısında terkin işleminin Tapu Sicil Müdürlüğü veya memurunca re'sen yapılacağı veya şerhin kendiliğinden hükümsüz kalacağı şeklinde anlamamak, terkin işleminin ancak 5 yıllık sürenin geçmesi ve taşınmaz maliklerinin bu sürenin geçtiğini belirterek terkin talep etmeleri üzerine yapılacağı şeklinde kabul etmek gerekir. Tapu işlemleri uygulanmasındaki durum da böyledir....

                    UYAP Entegrasyonu