ya 40.000,00 TL bedel ile devredildiği ancak taşınmazın satış tarihindeki gerçek değerinin 141.580,75 TL olduğu, bununda satış bedelinin çok üzerinde olduğu, arada nispetsizlik olduğu, davalıların kardeş olduğu, boşanma davasının açılma tarihinden 3-4 ay önce davalı ...'un evi terk ettiği, satışın ise evi terk ettiği tarihe denk geldiği, taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiği, söz konusu vakaalar nazara alındığında davalının taşınmazı gerçekte satmadığı, açılacak boşanma davası kapsamında davacının şahsi haklarına ilişkin olarak elde edeceği alacaklarının tahsilinin engellenmesi amacıyla muvazaalı olarak kardeşine satış yaptığı, davacının talebinin ıslah etmesi sonucu söz konusu taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile devir öncesi malik olan diğer davalı ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bölge adliye mahkemesi kararında, erkeğin kadına hakaret ettiği, eşi çocuk düşürdüğünde ilgilenmediği ve evi terk ettiği; kadının da eşine olumsuz konuştuğu ve erkeğin ailesi ve arkadaşları ile görüşmesini kısıtladığı belirtilerek boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. Kadın eşe yüklenen kusurlu davranışlar kadının istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurmaması nedeniyle kesinleşmiştir. Ayrıca, bölge adliye mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışların yanında, kadının tarafların gelirlerinin üstünde harcamalar yaparak borçlandığı ve karşı davanın açılmasından önce evin kilidini değiştirdiği anlaşılmıştır. Davacı-davalı erkeğe “eşine hakaret ettiği, eşi düşük yaptığında onunla ilgilenmediği ve evi terk ettiği” kusurları yüklenmişse de; erkeğin eşine hakaret ettiğine ilişkin tanık beyanları ne zaman gerçekleştiği belli olmayan, zamanı belirsiz ifadelerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalıdan kaynaklanan davacının kişilik haklarını ihlal eden bir eylemin varlığının kanıtlanmamış olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Dava, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 178. maddesi uyarınca açılmış tazminat istemine ilişkindir. Davacının, davalı aleyhine ... 10. Aile Mahkemesinin 2012/1319 esas, 2013/159 karar sayılı dosyası ile terk hukuki sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabul edilerek tarafların terk nedeniyle boşanmalarına karar verilip, kararın 04.04.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Sayılı dosyası üzerinden TMK 162’ya göre özel boşanma sebebi olan hayata kast, pek fena muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, bunun mümkün olmaması halinde ise TMK m.166/1’e göre genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma iddialarına dayalı olarak terditli şekilde boşanma davası açmış, iş bu dosyada yapılan yargılama neticesinde İstanbul 10. Aile Mahkemesinin 20.04.2017 tarih 2016/1038 E. 2017/290 K. Sayılı ilamıyla mahkememizin 2016/509 E....
İstinaf başvurusu 2 haftalık kesin süre geçtikten sonra yapıldığından davalı erkeğin istinaf dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunun 346/1. ve 352. maddeleri uyarınca süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir 2- Davacı kadının istinaf talebinin incelenmesinde; Terk sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için, Türk Medeni Kanunu'nun 164 maddesinde belirtildiği şekilde ihtar kararı gönderilmesi zorunludur. Dosyanın incelinmesinde, davacının eve dönmesi için TMK 164 maddesinde gereğince ihtar göndermediği, bu sebeple terk nedeniyle boşanma koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece tarafların Terk sebebiyle TMK 164 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesi hatalı ise de, boşanma yönünden verilen karar istinaf edilmediğinden yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir....
Davacı-davalı kadına ihtar kararı 07.05.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, kadın ihtara cevap vermemiş, ihtardan sonra 26.05.2015 tarihinde evlilik birliğin sarsılması hukuki sebebiyle boşanma davası açmış, erkek de 08.07.2015 tarihinde birleşen terk sebebiyle boşanma davası açmıştır. Mahkemece her iki davanın da reddine karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, erkeğin kendisini evden kovduğunu ve ortak konuta dönmemekte haklı olduğunu ispat edememiştir. Terk sebebi ile usulüne uygun şekilde açılan bir boşanma davasının reddine karar verilebilmesi için, ortak konutu terk etmeye zorlanıldığının veya ortak konuta dönmemekte haklılığın davalı tarafça kanıtlanması gerekir (TMK m. 164/1). Toplanan delillerden usulüne uygun ihtar tebliğine rağmen davacı-davalı kadın haklı bir sebebi olmadığı halde davet edildiği ortak konuta dönmemiş ve davada Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesinde aranan koşullar gerçekleşmiştir....
Kocasının sürekli alkol alması, sürekli fiziksel şiddet uygulaması ve sürekli hakaret etmesi sebebiyle evden ayrılan davalı kadın terk eden eş değildir.Zira, terk eden eşin tanımını Türk Medeni Kanunu, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk eden eş olarak tanımlamıştır (TMK.m.164/1).Davacı erkek eşin dava hakkının olmadığını YHGK emsal kararı ile de teyit etmiştir (YHGK, 4.11.2009, 2009/2-402-2009/484).2-KALDI Kİ; Erkek eşin hiçbir haklı ve kabul edilebilir sebep göstermeden ihtarın (TMK.m.164) tebliğinden 3 yıl 2 ay sonra terk sebebiyle boşanma davası açması dürüstlük kurallarına (TMK.m.2) uygun olmadığı gibi geçen zaman dikkate alındığında ihtar isteğinin samimi bir arzuya dayandığı da kabul edilemez (Emsal karar; Y.2.H.D, 8.12.2010, 2009/17968 esas, 2010/20643 karar). KARŞI OY YAZISI Boşanma davasını terk edilen eş açabilir (TMK.m.164/1)....
Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 15/06/1973 tarihinde evlendikleri bu evlilikten dört müşterek çocuklarının olduğu, davacı koca tarafından açılan asıl davanın terk nedenine dayalı boşanma davası, kadın tarafından açılan birleşen davanın ise TMK 166/1 maddesi kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu ve tarafların yaklaşık 5 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları dosya kapsamından anlaşılmıştır. Terk nedeniyle açılan boşanma davasında boşanmaya karar verebilmek için herşeyden önce davalının evi terk etmekte haklı bir nedeninin bulunmaması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı, terk hukuki sebebine dayalı boşanma davası açmış, dava dilekçesinde ayrıca davalı kadın yararına hükmolunan nafakanın iptalini talep etmiş, davalı kadın da cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuş ve tarafına hükmolunan nafakanın devamına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece terk nedeniyle açılan boşanma davasının reddine ve davalı lehine daha önce mahkeme kararı ile hükmedilen bir nafaka olduğundan yeniden nafakaya hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ancak, tarafların dayandığı nafaka dosyası getirtilip incelenmemiştir....
işbu iddianın kadın aleyhine kusur olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı değerlendirilmekle davacı tarafın iddialarını kanıtlar nitelikte somut delillerin bulunmadığı anlaşılmış, dava dilekçesinde her ne kadar tarafların fiilen bir arada oldukları son tarihin 28/08/2016 olduğu, sonrasında davalı kadının evi terk ettiği iddia edilmiş ise de fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmadığı, terk hukuki sebebine dayalı bir dava da bulunmamasına göre (emsal: Yargıtay 2....