Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 2021/496 esas sayılı mal rejiminin tasfiyesi davasına konu olduğundan, Yargıtay'ın da yerleşmiş içtihatlarına göre edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesini, terekenin paylaşılmasının ön şartı olarak değerlendirmesi gerektiğini, ölümle sona eren edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi, ölen eşin terekenin paylaşılmasının bir ön koşulu olarak ortaya çıktığını, katılma alacağı terekenin öncelikle ve peşin ödenmesi gereken borçları arasında yer aldığını, bundan sonra ölen eşin terekesi hesaplanabileceğini, açıklanan nedenlerle Balıkesir 3.Aile Mahkemesi'nin 2021/496 esas sayılı mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucunun beklenmesini talep etmiştir....

TMK’nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. T.M.K.nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre tasfiyenin de sulh hukuk mahkemesince yapılması gerekeceğinden mahkemece mahallin sulh hakimine durum bildirilmeli, mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, atanacak temsilciyle davaya devam olunmalıdır. Somut olayda mahkemenin gerekçesinde de açıklandığı üzere terekenin Kayseri 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/204 Esas sayılı dosyasında tasfiye işlemlerine başlandığı ve temsilci atandığı anlaşılmaktadır....

    Bu itibarla, davanın taraflarından birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Bu durumda , yargılama sırasında vefat eden davalının dava ehliyeti sona erdiğinden ve yasal mirasçıları tarafından da davalının mirası reddedildiğinden mirasın, TMK’nun 612. maddesi gereğince Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi gerekir. Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedilmesinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerdendir. HGK'nun 3.7.2002 tarih E.15-572 K.577 sayılı kararında da açıklanan bu ilkelere değinilmiştir....

      Murisin terekesi ise iflas hükümlerine göre tasfiye edilecektir. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme istemlerinin kabulü ile 02.06.2015 günlü bozma ilamının kaldırılması ve hükmün onanması gerektiğinden sayın çoğunluğun ret görüşüne katılmıyorum....

        Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde yer alan "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir" hükmüne göre mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını gören mahkemenin terekeyi iflas hükümlerine göre re'sen tasfiye etmesi gerekir. Bu madde uyarınca yapılacak tasfiye ise süreye bağlı değildir. Sulh hukuk mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerekir. Dava; mirasçılar tarafından hasım gösterilmeden süresi içinde açılan Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesi gereğince mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasbırakanın borçlarının bulunduğunun belirtilmesi mirasın hükmen reddinin tespitini talep etmek değil ret sebebini açıklayan bir beyandır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, terekenin tasfiyesi ve miras defterinin tutulması talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 14.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dosya kapsamına göre, vaat borçlusu ... (...) ...'in 22.01.2011 tarihinde vefat ettiği, mirasçıları olan çocukları ... ile ...'in Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak mirası reddettikleri, bu mirasçılara husumet yöneltilmek suretiyle davanın esastan sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, vaat borçlusu ... ...'in mirası en yakın mirasçılarının tamamı tarafından reddedilmiştir. Bu gibi durumlarda Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince terekenin re’sen tasfiyesi gerekir. Miras, en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddedildiğinden mirası reddeden mirasçılar davada taraf olamazlar. Bu durumda mahkemece, terekenin re’sen tasfiyesi gerektiğinden davacıya yetki verilerek sulh hukuk mahkemesine başvurması sağlanmalı, dava sulh hukuk mahkemesince terekeye atanacak tasfiye memuru huzuruyla görülmelidir. Taraf teşkili bu şekilde tamamlanmadan davanın vaat borçlusu ... ...'...

              Maddesi uyarınca mirasın resen iflas hükümlerine göre tasfiyesi kuralları gereği murisin hissedarı olduğu şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik fesih ve tasfiye davası olduğunun tespitine ilişkindir. Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ... Hiz Ltd Şti'nin ortak ve yetkililerinden ...'ın 15/04/2015 tarihinde vefat ettiği, murisin en yakın mirasçıları tarafından yasal süresinde mirasın reddi üzerine, ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin ... (Eski ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin ... tereke dosyası) tereke dosyasından muris terekesinin tasfiyesi ile Av....'nun tereke tasfiye memuru olarak atandığı, mahkememizdeki davaya konu uyuşmazlığın, muris ...'ın mirasın resen iflas hükümlerine göre tasfiyesi kuralları gereği murisin hissedarı olduğu davalı ......

                Başka bir deyişle en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi durumunda miras sulh hukuk hâkimi tarafından herhangi bir başvuruya gerek bulunmadan iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. 40. Ayrıca en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmeden mirasçılara intikal yapılamaz. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edildikten sonra arta kalan bir değer bulunuyorsa bu kısım mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğinden miras daha sonraki derecede bulunan mirasçılara veya hazineye geçmez. Sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre gerçekleşen tasfiye sonucu arta kalan değerler mirası ret etmiş olan hak sahibi mirasçılara intikal ettirildiğinde mirasbırakandan alacağı bulunanlar alacağı nedeniyle mirasçılara yöneltilerek dava açabilir. 41....

                Somut olaya gelince, yukarıda açıklanan hukuksal olgu ve mirasın en yakın yasal mirasçılar tarafından reddedildiği dikkate alındığında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince terekenin Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine dair hüküm kurulması eksik bırakılmıştır. Açıklanan eksiklikler doğru görülmemiş ise de, bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu