Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 589. ve devamı maddelerinde yer olan "koruma önlemi" olarak ölüm tarihi itibarıyla terekeyi oluşturan unsurları belirlemek, böylece olası ihtilaflarda başvuru kaynağı oluşturmak, bu sayede terekenin içeriği ile ilgili ölüm anındaki durumu öğrenme imkanını elde etmeye yönelik olarak terekede bulunan mal ve hakların tespitine ilişkindir. Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir....
ın 02.11.1974 tarihinde vefat ettiği, tereke tespiti hususunda TMK'nın 590. maddesinin defter tutmaya ilişkin olup ölüm tarihinden itibaren bir ay içinde istemde bulunulması halinde sulh hukuk mahkemesince defter tutulacağının düzenlendiği TMK'nın 619. maddesine göre mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı 1 ay içinde istemde bulunabileceğinden davanın hakdüşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK'nın 619. maddesi gereği terekenin resmi defterinin tutulması talebi değil terekenin korunması kapsamında tespiti (TMK m. 589) ve defterinin tutulması (TMK m. 590) isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin harca batık olduğunun açık delilidir. (TMK m. 605/2) Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde yazılı eylemlerde bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman terekenin borca batık olduğunun tespiti istenebilir. Murisin ölümü nedeniyle sağlığında yaptırdığı hayat sigortası nedeniyle ödenen tazminat, hak sahipliği sıfatından doğan haklar olup, terekeye dahil değildir. Somut olaya gelince; mirasçıların hayat sigortasında ödeme kabul etmeleri terekenin benimsenmesi anlamına gelmediğinden, terekenin borca batık olup olmadığı usulünce araştırıldıktan sonra talep hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 02.11.2007 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti, defter tutulması, mühürlenmesi ve yönetilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tereke tespit edildiğinden terekeden el çekilmesine, terekenin mühürlenmesi ve yönetilmesi talebinin reddine dair verilen 27.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesi ile ilgili TMK'nin 589 ve devamı maddeleri gereğince alınması gereken önlemlere ilişkin verilen kararlar nihai hüküm niteliğinde olmadığından temyizi kabil değildir. Mahkemece yapılan işlem terekenin muhafazası ve hak sahiplerine intikal etmesini temin için alınması gereken tedbirlere ilişkindir (TMK m. 589)....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29/04/2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin borca batıklığının tespiti ve mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Davacılar, 11.05.2006 tarihinde vefat eden murisleri ...’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, "davanın kabulüne, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile davacıların mirası hükmen reddettiğinin tespitine" karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez....
Dava, TMK’nun 589. maddesi gereği terekenin tespitine ilişkindir. Dosyada bulunan mirasçılık belgesine göre, miras bırakan Şükrü Ayhan Yazar'ın 15/08/2019 tarihinde vefatıyla, geriye eşi Nermin ile çocukları T5, T3 ve T2'ın kaldığı anlaşılmaktadır. Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK'nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 21.07.2014 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti ve defterinin tutulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nun 589-591. maddelerine dayalı terekenin tedbir niteliğinde tespiti ve defterinin tutulması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Somut olayda; TMK'nun 589-591. maddelerine dayalı terekenin tedbir niteliğinde tespiti ve defterinin tutulması istemi halinde sulh hakiminin tedbir olarak terekeyi tespit edip defterini tutmasına ilişkin işlemler nihai hüküm niteliğinde olmadığından temyizi mümkün değildir....
Hukuk Dairesi 2016/8390 Esas - 2017/1545 Karar) Yasal mirasçılar, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işleri yapmamış olmaları veya terekeyi sahiplenmemiş bulunmaları halinde terekenin ölüm tarihinde borca batık olduğu yönünde tespit kararı verilmesini isteyebilirler. Terekeyi sahiplenmiş olan veya sahiplenme anlamına gelen işleri yapan mirasçıların, bundan sonra terekenin borca batık olduğunu ileri sürmeleri Türk Medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olur. Hakkın açıkça kötüye kullanılmasını da hukuk düzeni korumaz. Somut olayda terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK'nun 605/2. maddesi gereğince 20.05.2014 tarihinde ölen T9 mirasının hükmen reddinin tespiti talep edilmiştir....
Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 589 ve devamı maddeleri gereğince terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesine ilişkin tedbir işlemlerinde Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan A........ N.....i K.........u'nun 14.8.1998 tarihinde öldüğü, davacı ve davalılardan Orhan, Kamuran ile birlikte dava dışı mirasçıların kaldığı, 28.8.1998 tarihinde noterde düzenlenen vekâletname ile davacının davalı Seyfettin'i vekil tayin ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; görev, kamu düzeni ile ilgili olup, davanın her aşamasında mahkemece res'en gözetilmesi gerekli bir usul kuralıdır. Nitekim; mahkemece, terekenin tespiti, korunması ve yönetilmesi isteklerine ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir....