Somut olayda, 02/09/2013 tarihinde ölen muris T9'nun terekenin borca batık olduğunun ve davacıların mirasın hükmen reddedildiğinin tespitine karar verilmiş ise de, murisin ölüm tarihi itibariyla gerekli ve yeterli araştırmaların yapılmadığı anlaşılmaktadır....
İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca davayı açan vekilin TMK'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.(Emsal: Yargıtay 14....
En yakın yasal mirasçılarının mirasını reddetmesiyle ... davalının terekesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 612 nci maddesine göre iflas usullerine göre yapılacak tasfiyeye tabi olup, terekenin tasfiye edileceği dikkate alınarak, davalı müteveffanın terekesine tasfiye için tereke memuru tayin edilip edilmediği araştırılıp, eğer tayin edilmemişse bu hususta ilgili Mahkemeye gerekli ihbar yapılıp tereke tasfiye memuru atandıktan sonra; eğer ki tayin edilmişse buna ilişkin kararın dosyaya kazandırılmasıyla birlikte Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve davacı yanın temiz dilekçesinin tereke tasfiye memuruna tebliği ile temyiz dilekçesi ve temyize cevap dilekçesi sunma süresi beklenildikten sonra bu dilekçeler sunulmasa dahi her halde davacı vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesi amacıyla Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
En yakın yasal mirasçılarının mirasını reddetmesiyle ... davalının terekesi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 612 nci maddesine göre iflas usullerine göre yapılacak tasfiyeye tabi olup, terekenin tasfiye edileceği dikkate alınarak, davalı müteveffanın terekesine tasfiye için tereke memuru tayin edilip edilmediği araştırılıp, eğer tayin edilmemişse bu hususta ilgili Mahkemeye gerekli ihbar yapılıp tereke tasfiye memuru atandıktan sonra; eğer ki tayin edilmişse buna ilişkin kararın dosyaya kazandırılmasıyla birlikte Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve davacı yanın temiz dilekçesinin tereke tasfiye memuruna tebliği ile temyiz dilekçesi ve temyize cevap dilekçesi sunma süresi beklenildikten sonra bu dilekçeler sunulmasa dahi her halde davacı vekilinin temyiz sebeplerinin incelenmesi amacıyla Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
Hükmün, kendisine asaleten oğlu ...’na velayeten davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. TMK.'nın 605'nci maddesinin 2'nci fıkrasında, mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Somut olayda; davalı ... temyiz dilekçesinde, Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/1025 E. sayılı dosyasında terekenin borca batık olduğu gerekçesiyle, mirasın hükmen reddini talep ettiklerini belirterek, bu davanın bekletici mesele yapılmasını istediği; ancak, mahkemece, mirasın hükmen reddine ilişkin bu dava dosyası araştırılmadan karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin ölümü ile terekenin bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçeceğini, murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahil olduğunu, ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturacağını, terekenin pasifinin aktifinden fazla olmasınin terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterdiğini, mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan somut davada terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiğini, icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğunun kabul edildiğini, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak...
Miras açıldığı sırada terekenin pasifi aktifinden fazla ise tereke borca batık sayılmaktadır ve ayrıca, borca batıklık olgusunun tespiti dava yoluyla istenebileceği gibi açılmış bir davada itiraz olarak da ileri sürülebilir. Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında, inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; davalıların murisinin % 95 kusurlu olduğunun belrilenmesi karşısında; davalılar ..... yöntemince davadan haberdar edilerek, taraf teşkili sağlandıktan sonra; bir kısım davalıların; murislerinden hiç bir mal kalmadığı ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğuna ilişkin iddiaları araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Miras açıldığı sırada terekenin pasifi aktifinden fazla ise tereke borca batık sayılmaktadır ve ayrıca, borca batıklık olgusunun tespiti dava yoluyla istenebileceği gibi açılmış bir davada itiraz olarak da ileri sürülebilir. Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında, muristen hiçbir şey kalmadığını belirten davalılar beyanının, terekenin borca batık olduğunu ifade etmesi karşısında, mahkemece söz konusu borca batıklık iddiasının bankaları da içerecek şekilde geniş kapsamlı araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de; kurum mirasın reddini iş bu dava ile öğrenmekle ret nedeniyle kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının talebinin TMK'nın 640/3. maddesinde yer alan “Miras ortaklığına temsilci atanması” ve 589 vd. maddelerinde düzenlenen "Terekenin resmen idaresi için yönetici atanması" düzenlemeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, her iki madde ile ilgili olarak inceleme ve değerlendirme yapma görevinin Sulh Hukuk Hâkimliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre, HMK'nın 4/1-ç maddesi atfıyla davacının talebinin TMK'nın 640/3. maddesinde yer alan “Miras ortaklığına temsilci atanması” ve 589 vd. maddelerinde düzenlenen "Terekenin resmen idaresi için yönetici atanması" başlıkları altında yapılan düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesi gerekir....
Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde "iflas idaresi" yerine "tasfiye memuru" ve "Ticaret Mahkemesi" yerine "Sulh Hukuk Mahkemesi" geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, s. 1202, Ankara, 2013) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 20.01.2010 tarih ve 2009/12211 E., 2010/317 K.; 26.04.2010 tarih ve 4454 E, 5006 K., 01.03.2011 tarih ve 1983 E. ve 2654 K. sayılı ilamlarında bu tür uyuşmazlıklarda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin görevli olduğu belirtilerek aidiyet kararları verilmiş, aynı Dairenin 05.05.2010 tarih ve 3166 E., 5490 K. sayılı ilamı ile yine Yargıtay 2....