Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Murise ait nüfus kaydı ve ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/544-514 E- K. Sayılı karardan murisin mirasının en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır. En yakın yasal mirasçıların tümü tarafından reddedilen miras, sulh mahkemesince herhangi bir başvuru olmasa bile kendiliğinden iflas hükümlerine göre tasfiye olunur. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. (TMK m. 612 ) Tasfiye yapılmadan mirasçılara intikal yapılamaz. Tasfiye yapacak mahkeme mirası reddin tespitini yapan ...3. Sulh Hukuk Mahkemesidir. O halde terekenin Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince tasfiye edilmesi için dosyanın bu mahkemeye gönderilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

    Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Davanın özelliği gereği terekeden alacaklı olanların tümüne karşı açılması gerekmektedir (28/12/1942 tarihli 24/29 sayılı YİBK). Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir....

    Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde "iflas idaresi" yerine "tasfiye memuru" ve "Ticaret Mahkemesi" yerine "Sulh Hukuk Mahkemesi" geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, s. 1202, Ankara, 2013) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 20.01.2010 tarih ve 2009/12211 E., 2010/317 K.; 26.04.2010 tarih ve 4454 E, 5006 K., 01.03.2011 tarih ve 1983 E. ve 2654 K. sayılı ilamlarında bu tür uyuşmazlıklarda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin görevli olduğu belirtilerek aidiyet kararları verilmiş, aynı Dairenin 05.05.2010 tarih ve 3166 E., 5490 K. sayılı ilamı ile yine Yargıtay 2....

      Ölüm tarihi itibariyle, miras bırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

      İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı gayrimenkul, menkul ve araç olup olmadığı, murisin ölüm tarihi itibariyle borç miktarının araştırılmadığı görülmektedir....

        Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde "iflas idaresi" yerine "tasfiye memuru" ve "Ticaret Mahkemesi" yerine "Sulh Hukuk Mahkemesi" geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, s. 1202, Ankara, 2013) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 20.01.2010 tarih ve 2009/12211 E., 2010/317 K.; 26.04.2010 tarih ve 4454 E, 5006 K., 01.03.2011 tarih ve 1983 E. ve 2654 K. sayılı ilamlarında bu tür uyuşmazlıklarda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin görevli olduğu belirtilerek aidiyet kararları verilmiş, aynı Dairenin 05.05.2010 tarih ve 3166 E., 5490 K. sayılı ilamı ile yine Yargıtay 2....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TMK'nun 589 vd. Gereği Koruma Önlemi olarak Terekenin tespiti, defter tutulması talebine ilişkindir....

          GEREKÇE : Medeni Kanun'un 605. maddesinde yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölüm tarihinde terekenin borca batık olduğunun açıkça anlaşılması veya resmen tespit edilmesi halinde mirasçıların red beyanı aranmaksızın mirasın reddedilmiş sayılacağı; 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilip, tasfiye sonunda arta kalan değerlerin, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği, bu durumda mirasın alt ve üstsoya geçmeyip, en yakın mirasçıların tamamı tarafından mirasın reddedildiğini tespit eden sulh mahkemesinin kendiliğinden iflas yolu ile tasfiye kararı vermesi gerektiği; 614. maddesinde ise mirası reddeden mirasçılardan sonra gelen mirasçıların sulh hakimi tarafından reddin kendilerine bildirileceği, 1 ay içinde mirası kabul etmedikleri takdirde mirası reddetmiş sayılacakları düzenlenmiştir....

          Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Somut olayda; murise ait ... ... Şubesi hesap ekstresinde davacılardan ...’in hesap işlemlerinde bulunduğundan terekeyi benimseyen davranışlarda bulunduğu tespit edildiği, diğer davacıların ise terekeyi benimsediklerine dair bir bulguya rastlanılmadığından davacı ... dışındaki davacıların davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            Dosya arasında mevcut nüfus kayıtlarına göre muris Kazım Adsan'ın 09/04/2010 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak davacı ve dava dışı mirasçıların kaldığı anlaşılmıştır. Dava, TMK'nın 605/2. maddesinde yer alan ''ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir. Bu maddeye dayanan istemler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Dava murisin alacaklılarına karşı açılır ve murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm mal varlığı terekesinin aktifini, tüm borçları ise terekesinin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun açık delilidir....

            UYAP Entegrasyonu