Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ... cevap dilekçesinde, muteveffa İdan'ın dini nikahlı yaşadığı eşinin ve çocuklarının bulunduğunu ve aynı zamanda borca batık olduğunu, borçlardan sorumlu olmadığını belirtmiştir. Davalı ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece tarafların borca itirazı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, haksız fiil nedeni ile rücuan tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... yargılama sırasında mirasın terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın reddini talep edilmiştir. Mahkemece terekenin borca batık olup olmadığı, murisin aciz içinde ise mirasın reddi şartlarının var olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmaksızın karar verilmesi isabetli görülmemiştir....

    Dava, TMK'nun 605/2. maddesinde yer alan ''ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir. Bu maddeye dayanan istemler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Dava murisin alacaklılarına karşı açılır ve murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm mal varlığı terekesinin aktifini, tüm borçları ise terekesinin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun açık delilidir. Bu davada yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir....

    Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin murisin ölüm tarihi itibarıyla açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

      Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir....

        Miras bırakanın ölüm tarihi itibari ile araç kaydının bankalardaki hesap bilgilerinin ve taşınmaz kaydının araştırılması gerekmektedir" denildiğini, Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 2016/10298 E. 2019/4471 K. sayılı kararda ; "Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ve ise terekenin pasifini oluşturur.Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK.ın 605/2) Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/23 Esas sırasında görülen davada 19/07/2018 tarihinde terekenin borca batık olduğunun ve mirasın hükmen reddi talebinin kabulüne karar verilmiş olup, halen gerekçeli karar yazım aşamasında olduğunu, müvekkilinin yukarıda sözü edilen ve davaları kabul edilmiş diğer yasal mirasçılarla arasında gerek yasal miras payı, gerekse bu miras payına sebebiyet veren kan bağı bakımından bir fark olmadığını, bu nedenle TMK.nun 605/1. maddesi uyarınca borca batık terekenin reddedilmesi için kanun tarafından 3 aylık yasal sürenin de geçmiş olması sebebiyle mirasın gerçek reddini değil Medeni Kanunun 605/2. maddesinde öngörülen borca batık terekenin hükmen reddedilmiş sayılacağı esasına dayanarak huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu, terekenin borca batık olduğunun murisin bankalara olan kredi kartı ve kredi kullanımı sebebi ile doğmuş borçlarından, bu borçlar sebebiyle başlatılmış icra takiplerinden, üstüne herhangi bir ticari işletmesinin bulunmamasından, zamanında...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce, HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede; Dava, TMK'nın 605/2. maddesinde yer alan mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) isteğine ilişkindir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler....

        Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir....

          Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK. m.605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. 1-Davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-4721 sayılı TMK'nın 463. maddesinin 5. bendine göre, kısıtlı adına mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması halinde vasinin vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da iznini alması gereklidir. .Kısıtlı ... bakımından mirasın reddine karar verilebilmesi için vasisi ... tarafından vesayet makamından izin alınması ve bu izin kararının denetim makamının onayına sunulması gerekir....

            Davalı Hayat Varlık Yönetim vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasın hükmen reddinde terekenin borca batık olduğunun tespitinin gerektiğini, terekenin pasifinin aktifinden fazla olmasının terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterdiğini, bu amaçla murisin tüm malvarlığı ve borçlarının eksiksiz olarak araştırılarak terekenin borca batık olup olmadığının tespitinin gerektiğini, murisin mal varlığının bulunup bulunmadığının araştırılarak tüm mal varlığı ve borç miktarı gözönünde bulundurularak aktif ile pasifin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerektiğini, terekenin ölüm tarihi itibariyle belirlenmesi özellikle aktifte murisin ölümünden sonra tasarrufta bulunup bulunmadığının ve mirasçıların temellük kastıyla hareket edip etmedikleri açısından önem arzettiğini, öncelikle davanın usulden mahkeme aski kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu