Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 12.04.2011 gününde verilen dilekçe ile terekenin borca batık olduğunun tespiti, mirasın reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine ilişkindir. Davacılar vekili, 22.08.2009 tarihinde vefat eden davacılar murisi ...'nun terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, terekenin borca batık olduğunun tespiti ile davacıların mirası reddettiğinin tespitine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....

    İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde, terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

    Terekenin borca batık olduğunun tespiti ile davanın kabulüne; mirasın hükmen reddi davalarında davanın niteliği gereği davalı-alacaklının murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığı araştırılarak, karar verildiği gözönünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacının sorumlu tutulması ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine yönelik karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Osmaniye 4....

    Hukuk Dairesi'nin 2015/18343 Esas, 2017/2890 Karar nolu ilamı) Somut olayda; davacılar tarafından murisin terekesinin borca batık olduğunu ileri sürerek terekenin borca batık olduğunun tespitine ve hükmen redde yönelik karar verilmesinin talep edildiği, mahkemece davanın kabulüne yönelik karar verilerek yargılama giderinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine hükmedildiği, davalı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı görülmektedir. Bu tür davalarda davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olduğuna karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacının sorumlu tutulması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde yargılama giderinden davalının sorumlu tutulması doğru değildir. (Bknz. Yargıtay 14....

    (TMK m. 605/2, 610/2) Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

    Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ise ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....

      Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir. Somut olayda; davalılar tarafından mirasın hükmen reddedildiği ileri sürülmüştür. O halde; TMK 612.maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesi'nin 2015/18343 Esas, 2017/2890 Karar nolu ilamı) Somut olayda; davacıların murislerinin vefat ettiği ve terekesinin borca batık olduğu hususunun ileri sürülerek terekenin borca batık olduğunun tespitine yönelik karar verilmesininin talep edildiği, mahkemece murisin terekesinin borca batık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne yönelik kararın verildiği, verilen kararın davalılar vekili tarafından istinafa taşındığı görülmektedir. Mahkemece murise ait terekenin aktif ve pasifi araştırılarak terekenin borca batık olduğunun tespit edilmesi sonucunda davacıların davasının kabulüne yönelik karar verilmiştir. Nüfus kayıt örneğine göre davacıların murisin yasal mirasçıları olduğu sabittir. Bu nedenlerle davalı taraflar vekillerinin istinaf başvurularında ileri sürmüş oldukları hususlar yerinde değildir....

        Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesinde "gerçek ret", 605/2. maddesinde ise "hükmen ret" düzenlenmiştir. TMK'nın 605/1. maddesi uyarınca miras ancak üç ay içinde reddolunabilir. (TMK m. 606) Bu dava hasımsız açılabilir. Görevli mahkeme ise sulh hukuk mahkemesidir. Somut olayda; davacı, davayı hasımsız olarak ve dava değeri belirtilmeksizin, murisinin borçlarından dolayı terekenin borca batık olduğunu ve mirasını kayıtsız ve şartsız reddedildiğini belirterek , üç aylık yasal süreden sonra "hükmen ret" isteminde bulunmuştur. Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra terekenin borca batık olduğunun tespitine, "mirasın hükmen reddine" ilişkin olarak açılacak davalarda, davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Bu durumda uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

          Dava, TMK'nun 605/2. maddesinde yer alan ''ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir. Bu maddeye dayanan istemler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Dava murisin alacaklılarına karşı açılır ve murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm mal varlığı terekesinin aktifini, tüm borçları ise terekesinin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun açık delilidir. Bu davada yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir....

          UYAP Entegrasyonu