Somut olayda, davacılar öncelikle, taşınmazın taksimi ile iştirak paylarının devredildiği iddiasına dayanmaktadır. Kural olarak; ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının, bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının, kendi payına düşeni aldıktan sonra, terekedeki diğer miras haklarından da vazgeçmesi gerekmektedir....
KARAR Davacı, davalı ile kardeş olup müşterek murisleri olan babaları vefat etmeden önce davalının babalarının vekaletini almak sureti ile, murislerine ait taşınmazların kamulaştırma bedellerini aldığını, kamulaştırma bedellerinin terekeden çıkmadığını bu nedenle davalı hakkında miras payına düşen kısım kadar takip başlattığını, davalının haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalının işlemiş fazie yönelik itirazın iptaline, icra takibinin faiz dışındaki kısımlar yönünden takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacılar dava dilekçesinde, davalıların mirasçılık haklarını ketmetmek suretiyle aldıkları mirasçılık belgesi uyarınca murise ait taşınmazı satarak sebebsiz zenginleştiklerini miras paylarına düşen bölümün, yasal faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 YTL'nin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Daha sonra ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttukları davada ... için 5.000,00 TL olan talebi 37.321,64 TL'ye, ... ve ...'ün her biri için 2.500,00 TL olan taleplerini 18.660,82 TL'ye yükseltmişler ve noksan harcı tamamlamışlardır....
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece, "...miras bırakan tarafından davacı ilk eşinden olma çocuklarına yapmış olduğu temlikler ile davalı ikinci eşe yapılan temliklerin miktarları ve değerleri birlikte değerlendirildiğinde, miras bırakanın gerçek iradesinin sağlığında hak dengesini gözeterek, kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmak olmadığı, asıl amacının ikinci eş olan davalının terekeden daha fazla yararlanmasını sağlama, yani mal kaçırma iradesi bulunduğu sonucuna varıldığından, davanın kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş, Mahkemece, bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; dava, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen (kendiliğinden) reddedilmiş sayılmasına (MK.m.605/2) ilişkindir. Aynı Kanunun 606/1.maddesinde yazılı 3 aylık sürenin açıkça borca batık olması nedeniyle mirasın reddedilmiş sayılmasına ilişkin talep ve davalara uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Diğer yönden; davanın terekeden alacaklı olanlara karşı açılması ve 23.12.1942 gün 24/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre görevli mahkemenin tereke alacaklılarının alacak miktarına göre belirlenmesi gerekir....
Davalının işin esasına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava 40.000 TL değer göstermek suretiyle açılmış, keşfen belirlenen değer üzerinden davacının payına isabet eden tutar dava tarihi olan 05.08.2011 tarihi itibarıyla 18.068,35 TL olarak tespit edilmiştir. Bu durumda davacının payına isabet eden değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir....
TMK'nın 612. maddesi ''En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir.'' hükmünü, bu maddenin atıfta bulunduğu TMK'nın 636. maddesi "Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre yapılır." hükmünü, 10.08.2003 tarih ve 25195 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Medeni Kanunu'nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük'ün 52. maddesi, "Resmi deftere göre terekenin mevcudunun borçlarını ödemeye yetmediği anlaşılır veya başlangıçta mevcudun borcu karşılayacağı kanaati ile olağan usulle tasfiyeye başlanıp sonradan mevcudun borçları ödemeye yetmediği sonucuna varılırsa, sulh hakimi durumu derhal alacaklılara bildirir ve iflas usulü ile tasfiyeye karar vererek bu tasfiyeyi yapmak için bir veya birkaç memur atar. Bu tasfiye, İcra ve İflas Kanunu'nun iflasa ilişkin hükümlerine göre yapılır." hükmünü içermektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan...'dan kalan 17 adet taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tespit görerek tapuya tescil edildiğini, terekeden geriye hiçbir şey kalmadığını ileri sürerek, tapuların iptali ile miras bırakan... mirasçıları adına payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, miras bırakanın ölmeden önce taşınmaz mallarını taksim ettiğini, M.K. 713. ve 3402 sayılı Kanununun 14. ve 15. maddeleri gereğince taşınmazlara hukuken malik olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, miras bırakanın mallarını taksim ettiği, tarafların fiili taksime uygun olarak 20 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyetliklerini sürdürdükleri 4 parça taşınmazda ise davacının miras hakkının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Muris 21.11.1988 tarihinde vefat etmiş olup bu tarihte yürürlükte olan Türk Kanunu Medenisi'nin 444. maddesine göre büyükbabaları büyükanaları veya bunların fürularıyla içtima eden eşin, terekeden yarısının mülkiyeti ile beraber dörtte birinin intifa hakkına sahip olacağı yazılı olup buna göre mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesi gerekirken, murisin vefatından sonra 23.11.1990 tarihinde yürürlüğe giren 3678 sayılı yasanın 743 sayılı yasanın 444. maddesinde değişiklik yapan "sağ kalan eş miras bırakanın büyükbaba veya büyükanaları ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte üçü bunlar da yoksa mirasın tümü eşe kalır" hükmüne göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İdaresinin davasının KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE, 142 ada 11 nolu parselin ... bilirkişisinin 15/01/2010 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1409.79 m2'lik bölümünün kısmın kadastro tespitinin iptali ile, (A) harfi ile gösterilen 1409.79 m2'lik bölümünün orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, 142 ada 14 nolu parselin ... bilirkişisinin 15/01/2010 havale tarihli, ormancı bilirkişinin 08/01/2010 havale tarihli rapor ve krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 1927.44 m2'lik bölümünün kadastro tespitinin iptali ile, (A) harfi ile gösterilen 1927.44 m2'lik bölümünün orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu Bingöl İli, Merkez İlçesi, ... Köyünde bulunan 142 ada 11 nolu parselin ... bilirkişisinin 15/01/2010 havale tarihli rapor ve krokisinde (B) harfi ile gösterilen 3756.83 m2'lik bölümünün düzeltilen yüzölçüm ve miktarı ile, muris ... oğlu ...'...