WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın ölümü ile eldeki davanın terekeyi ilgilendiren bir dava olduğu, davanın tüm iştirakçilerle yürütülmesi gerektiği, tereke adına davanın yürütülmesi gerekirken davayı takip eden mirasçının payı oranında istekte bulunmasının terekeyi bağlamayacağı, hukuki sonuç doğurmayacağı, bu nedenle davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması, veya miras şirketine TMK'nun 640. maddesi uyarınca temsilci atanması ve tereke temsilcisi huzurunda davanın görülmesi gereğine” değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulup, bozma gereği yerine getirildikten sonra iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, tereke mümessili ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    TMK'nin 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine aittir (TMK m. 397). Bu nedenlerle miras ortaklığı temsilcisinin azline yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle yukarıda değinilen kanun maddelerindeki emredici kurallar çerçevesinde değerlendirilip gereği yapılmak üzere dilekçenin görev yönünden reddine, dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tereke temsilcisinin görevinin sona erdirilmesine yönelik itirazlar yönünden dilekçenin görev yönünden reddiyle dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 08.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tereke tespiti ... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tereke tespiti davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.11.2012 gün ve 20/25 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, ... ilçesi .... Köyünde bulunan 3375 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının davacılardan ... ve ... adına kayıtlı olduğunu, arta kalan 2/3 payının ise tarafların ortak murisi ...'na tescilli olduğunu ancak, davalının taşınmaz üzerinde bulunan 4 daireyi tek başına kullandığını, bir kısmını kiraya verdiğini, davacıların yararlanmasına izin vermediğini açıklayarak murisin terekesinin tespitine, açılacak izale-i şuyu davası sonuçlanıncaya kadar evlerin mühürlenmesine ve terekenin yediemin olarak 3. bir kişiye teslimine karar verilmesini istemiştir....

        Mahkemece, hükmü temyiz eden davalı tereke temsilcisine tamamlanması gerekli gider ve harç ikmali için, HUMK’nın 434/II. maddesine uygun muhtıra 22.02.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak tereke temsilcisi 28.02.2017 havale tarihli yazısı ile tereke borca batık olduğundan terekeden harcama yapılmasının mümkün olmadığını, ...Cumhuriyet Başsavcılığının İdari işler müdürlüğünce bu bedelin ödenmesinin ise şifahen mümkün olmadığının belirtildiğini anılan masraf ve harçların Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılacak başvurunun sonuçlanmasına kadar uzatılmasını talep etmiştir. Kuşkusuz, HUMK’nın 434/II. maddesi gereğince verilen süre içinde harç ve giderlerin tamamlanmaması durumunda kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verme yetkisi, 05.01.1949 tarih 1944/32 Esas 1949/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince kararı veren mahkemeye ait olduğundan bu konuda gereği takdir edilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davanın tereke temsilcisi tarafından açılıp, onun takibiyle sonuçlandırıldığına, mahkeme karar başlığında tereke temsilcisine yer vermemiş ise de, bu eksikliğin mahallinde her zaman giderilebilmesi mümkün olup, hükmün tereke temsilcisi vekiline tebliğ edildiğine ve çekişme konusu taşınmazın temlikine konu vekaletnamenin tanzimi tarihinde miras bırakan ...’in ehliyetsiz olduğunun.... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/273 Esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumundan alınan rapor ile belirlendiği de gözetilerek yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru bulunduğuna göre; davalı ...'in temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 808.11.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            TMK'nin 422. maddesi uyarınca tereke temsilcisinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini inceleme görevi öncelikle vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesine, onun kabul etmemesi halinde denetim makamı olan asliye hukuk mahkemesine aittir (TMK m. 397). Bu nedenlerle miras ortaklığı temsilcisinin azline yönelik itiraza ilişkin dilekçenin görev yönünden reddiyle yukarıda değinilen kanun maddelerindeki emredici kurallar çerçevesinde değerlendirilip gereği yapılmak üzere dilekçenin görev yönünden reddine, dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle tereke temsilcisinin görevinin sona erdirilmesine yönelik itirazlar yönünden dilekçenin görev yönünden reddiyle dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 14.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Tereke teslimi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 1. Sulh Hukuk, ... Sulh Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dosya kapsamından ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 25/08/2016 gün, 2016/6 Tereke, 2016/9 karar sayılı ve ......

                SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle kararın temyiz eden davacı tereke temsilciliği yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı ...’in tereke temsilcisi ...’a geri verilmesine, 12.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan tereke tespit davasının henüz sonuçlanmadığını, mirasçıların kişisel sorumluluklarının ancak mirasın kabulü veya reddi sürelerinin bitimi üzerine mirası kesin olarak kazanmaları ile başlayacağını, bu aşamada müvekkillerinin kişisel malvarlıklarına haciz konulamayacağını, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekilinin tereke defterine alacağının kaydı için başvuruda bulunduğunu, henüz daha tereke defterine alacak kaydı yapılmadan ihtiyati haciz talep edenin mirasçıların mal varlığı hakkında ihtiyati haciz talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklıya ipotek tesisi ile ilgili muvafakat verdiklerini, terekenin malvarlığının alacağı karşılayacağını ileri sürerek, ayrı ayrı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir. Alacaklı vekili, TMK'nın 599/II maddesine göre mirasçıların tereke borçlarından kişisel mal varlıkları ile sınırsız sorumlu olduklarını savunarak, itirazların reddini istemiştir....

                    Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/09/2004 tarihinde verilen dilekçeyle tereke temsilcisi atanması talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28/10/2004 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf talebinin usulden reddine dair verilen kararın bir kısım mirasçılar ve tereke temsilcisi ... tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü. KARAR Dava, terekeye temsilci atanması istemine ilişkindir. Bir kısım mirasçılardan ..., ..., ..., ... ve ..., terekeye temsilci olarak davayı başından beri takip eden mirasçılardan ...'nin terekeye temsilci olarak atanmasını, 11.11.2014 ile 17.07.2020 tarihleri arasında terekede taşınmaz kalmadığını ve tereke temsilcisi ...'...

                      UYAP Entegrasyonu