Somut olayda, İlk Derece Mahkemesi kararı tereke temsilcisine usulüne uygun tebliğ edildiği halde tereke temsilcisi tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı, bir kısım mirasçılar vekilinin istinaf başvurusunun ise Bölge Adliye Mahkemesince usulden reddedildiği anlaşılmaktadır....
ün terekesi için tereke temsilcisi atandığı, 11.07.2016 tarihinde ise kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Başka bir söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve bununla bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda, temyize konu kararın tereke temsilcisi ...'a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi karara karşı temyiz talebinde bulunmamış, karara karşı yalnızca davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur. Oysa, davacı mirasçının davada takip yetkisinin kalmaması nedeniyle karara karşı temyiz talebinde bulunma hakkı da bulunmamaktadır....
Hukuk Dairesi 2013/13009 Esas, 2014/17643 Karar sayılı kararında: ”..Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, .. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada ... Hakimliği ile ... Hakimliğince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke eşyalarının mirasçılarına teslimine ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesine göre, tereke işlerinde ölenin yerleşim yeri yetkiyi belirler. Dosyadaki belgelerden müteveffanın öldüğü sırada ... merkeze bağlı .... Köyünde yaşadığının bildirildiği saptanmıştır. Bu durumda, miras bırakanın yerleşim yeri ... olup, davaya ... Hakimliğinde bakılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Tereke Hakimliğinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/29 Tereke, 2017/59 Karar sayılı kararı ile mirasbırakan Hasan Er’in terekesine Av. ...'ın tereke temsilcisi olarak atandığı, eldeki davaya tereke temsilcisinin 13/03/2018 ve 08/05/2018 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla katıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, dava terekeye iade talepli açılmış olup terekeye temsilci atanmasından sonra tereke ortağının ya da ortaklarının davayı takip yetkisinin ortadan kalkacağı açıktır. Bir başka ifadeyle davayı açan mirasçı ya da mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsil eden mümessile geçer. Somut olayda, davanın reddine ilişkin olarak verilen karar tereke temsilcisi Av. ...’a tebliğ edilmesine karşın, tereke temsilcisi kararı temyiz etmemiş, ancak karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Oysa; davacı mirasçıların davada takip yetkilerinin kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakları da bulunmamaktadır....
T27 tarafından tereke işlemleri gerçekleştirildiğinden dolayı tereke defter memurunun görevine son verildiğini, tereke temsilcisi Av. T27 tarafından bu celse öncesinde dahi tereke üzerinde bir takım işlemler gerçekleştirildiğini, akabinde Mahkemenin 18.05.2022 tarihli ve 10 nolu celsesinin 12 numaralı ara kararında; " İstanbul Barosuna kayıtlı Av. T27'ın iş bu dava dosyasında tereke idare memuru olarak görevinin devamına, Mahkememiz 2020/39 Tereke sayılı dava dosyasının kesinleşmesi ve Av. T27'a temsilci sıfatını alması halinde işbu dava dosyası kapsamında tereke temsilcisi olarak da görev almasına" şeklinde hüküm kurulduğunu, istinafa konu, tereke temsilcisi atanmasına ilişkin Mahkeme kararının bir yıldan uzun bir süre boyunca kesinleşmediğini, ancak buna rağmen devam eden yargılama süreci içerisinde Mahkeme tarafından karar kesinleşmiş gibi hareket edilerek tereke temsilci Av....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İspir Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/01/2013 NUMARASI : 2012/2-2013/1 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tereke tesbiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. D.. ve tereke temsilcisi H.. S.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tereke temsilcisi olarak atanan H.. S..'in, terekeye ait malvarlıklarının zarar görmesinin engellenmesi amacıyla 14.06.2013 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen işlerin ivedi olarak yapması için kendisine yetki verilmesi istemine ilişkindir. Davalı mirasçılar temsilcisi H.. S..'...
Dosya içeriğinden, dava konusu 14830 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki muris ...’ın dava tarihinden önce öldüğü, davacılar tarafından çekişme konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin talep edildiği, bunun üzerine yargılama sırasında terekeye ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 28.04.2015 tarih, 2015/304 Esas, 2015/915 Karar sayılı kararıyla ...’ın temsilci olarak atandığı, davanın reddine ilişkin gerekçeli kararın tereke temsilcisine 07.12.2016 tarihinde tebliğ edildiği, ancak tereke temsilcisinin kararı temyiz etmediği, kararın davacılar vekili tarafından 27.12.2016 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Nitekim, tereke temsilcisinin atanması ile tereke ortağının ya da ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır....
paylaştırılmaması amacıyla icra dosyasına ve tereke satış dosyasına tedbir konulması talep edilmesine rağmen bu konuda herhangi bir karar verilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Hukuk Dairesi'nin kararlarının da somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığını, zira emsal kararlarda açılan davaların hep davacının kendi miras payına yönelik açtığı davalar olduğu görüldüğünü, halbuki somut olayda tek bir mirasçınnı tüm tereke adına dava açtığını ve mahkemeden aldığı izin ve yetki çerçevesinde tereke temsilcisini davaya dahil ederek davasını tereke adına yürüttüğünü, bu itibarla huzurdaki dava tek bir mirasçının kendi miras payı oranında açtığı dava ile aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini, mahkemenin tereke adına açılan işbu davada tek bir mirasçının feragati ile davayı sonuçlandırmış olması ve sair mirasçılar ile tereke temsilcisi yönünden tefrik kararı vermiş olması başlı başına hatalı iken bir de üzerine işbu dosyada "davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı" yönünde karar oluşturması vahim bir hata olduğunu, eldeki dava davacının talebi çerçevesinde tereke adına açılmış iken ve tereke idare memurunca takip ediliyor iken mahkemenin belirttiği şekilde...