Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunun 605. maddesine göre “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır” Türk Medeni Kanununun 605-618. madde hükümleriyle mirasın reddi, 605-609.madde hükümleriyle ret beyanı düzenleme konusu yapılmıştır. Ret hakkı ise, Türk Medeni Kanununun 605.maddesi hükmüyle düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanununun 605.maddesinin 1. paragrafı gereğince yasal ve atanmış mirasçılar mirası yine Türk Medeni Kanununun 606. maddesi gereğince üç ay içinde reddedilebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar....

    Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar’. 605. maddeye göre “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır”. 606. maddeye göre; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasfiye masasına kayıt ve kabul K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kaydedilmeyen alacak miktarının icra kefili olan borçlu murise ait tereke tasfiye masasına kayıt ve kabulü isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 sayılı Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (23.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

        Sayılı kararı ile kanuni mirasçılarının da mirası reddettiğini ve şahsın terekesinin tasfiyesi işlemlerinin İzmir 10. İcra Müdürü ... tarafından yürütüldüğü hususlarının tespit edildiğini, ödevli ... Metal ve Hırd. Elk. Ve İnş. Malz. Ltd. Şti'ne ait kamu alacağına ilişkin tarhiyatların tebliğinin ve takip işlemlerinin devamının gerekliliği göz önünde bulundurularak şirketin temsile yetkili organının bulunmaması ve bu eksikliğinin giderilememesi halinde şirketin feshi ve tasfiyesi ile şirkete tasfiye memuru atanmasının talep etme zorunluluğunun doğduğunu bildirerek ... Metal ve Hırd. Elk. Ve Inş. Malz. Ltd. Şti'nden amme alacağının tahsil edilmesi ve tebliğ işlemlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla anılan şirketin temsile yetkili zorunlu organ eksikliğinin giderilememesi halinde şirketin feshi ve tasfiyesi ile tasfiye memuru atanmasını ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı Tereke Temsilcisi ... vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma talebi davanın değeri itibariyle reddedilmiş olmakla: dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemenin vermiş olduğu önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “tereke adına davacının tek başına açtığı davaya devam edilebilmesi için tüm mirasçıların davaya muvafakatının sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle usuli eksikliğin giderilmesi ve bundan sonra işin esasına ilişkin bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tereke temsilcisi ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 21.03.2014 gününde verilen dilekçe ile tereke tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Davacı, ... 'nun yasal mirasçısı olduğunu, muristen kalan taşınır, taşınmaz ve bankalarda bulunan mevduat hesaplarındaki nakdi ve gayri nakdi değerlerin kaçırılması ve her türlü zarar görme ihtimaline karşılık terekenin tespit edilmesini, terekenin defterinin tutulmasına karar verilmesini istemiştir....

              Mahkemece, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olduğuna karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama giderinden davalıların sorumlu tutulması ve davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, hüküm sonucunda davacıların muris ...’un tereke borcu nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine dair karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur....

                  Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece; "… dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davanın murisin adına tescil istemli olarak açıldığı gözetilerek davaya katılmayan mirasçıların olurunun alınması ya da miras şirketine T.M.K.nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; Avukat ...’ın tereke temsilcisi olarak atandığı, mahkemece dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve duruşma zaptının tereke temsilcisine tebliğ edildiği ve 21.6.2019 ile 26.6.2019 tarihli celselere tereke temsilcisi sıfatıyla Av. ...’ın katıldığı anlaşılmaktadır....

                    Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu