Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - 2019/608 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, tereke tasfiye işlemleri ile ilgili tereke tasfiye memurluğunun alacak istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. (TMK m. 589) Tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemler süreye bağlı olmadan sulh hakimi tarafından istem üzerine alınabileceği gibi re'sen de alınabilir. Terekenin tespiti ve korunması ile ilgili önlemler alındıktan sonra terekeden el çekilmesine karar verilir. Miras bırakan yerleşim yerinde ölmüş ise yerleşim yeri mahkemesi tereke malların korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır....

      TMK'nun 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğini, tasfiye sonunda arta kalan bir değer varsa bunun mirasını reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceğini" öngörmektedir. Buradaki "en yakın mirasçılar" kavramıyla anlatılmak istenen, murisin ölümünde ilk bakışta ve doğrudan doğruya mirasçı sıfatına sahip olan yasal mirasçılardır. Her ikisi de terekenin (mirasın) tasfiyesini amaçlamakla birlikte; "Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" ve "Terekenin resmen tasfiyesi" farklı kurumlardır. Her şeyden önce, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi İcra ve İflas Kanuna göre (İİK. m. 180; 208 vd); terekenin resmi tasfiyesi ise, Medeni Kanun hükümlerine göre (TMK m. 632-635) gerçekleştirilmek durumundadır....

        Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/544 E. sayılı dosyası ile mirası kayıtsız şartsız red ettikleri tespit ve tesciline karar verildiği gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... ... 8. Sulh Hukuk Mahkemesi ise en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolunduğundan; burada uygulanacak tasfiye usulü, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi usulüdür. Esasen terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi için ayrıca dava açılmasına gerek de bulunmamaktadır. Terekenin tasfiyesinde yararı bulunan alacaklının talebi tereke işleriyle görevli sulh mahkemesini harekete geçirme amaçlı ihbar niteliğindedir. Tereke iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi hale geldiğine göre; mahkeme o yerdeki tereke işleriyle görevli sulh mahkemesi değilse isteğin bir görevsizlik kararıyla tereke işleriyle görevli sulh mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir....

          Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir....

          Terekesi Tasfiye Memuruna yemin teklif etmiş, Mahkemece, “Her ne kadar davacı tarafın kanunen yemin teklif etmeye hakkı bulunsa dahi, yeminin davanın çözümüne yönelik ve de elverişle bulunması halinde yasal olarak teklif edilebileceğinden olayda bu şartların bulunmadığı da dikkate alındığında davacı tarafın yemin hususundaki talebi ile olayın özelliği itibari ile tanıkta dinletilmesi mümkün olmadığından davacı tarafın tanık dinletme talebinin reddine” karar verilmek suretiyle davalı ...... Terekesi Tasfiye memuruna yemin eda ettirilmeden karar kurulmuştur. HUMK’nun 344.maddesine göre kesin yemin, bir kimsenin asıl davasının çözümlenmesine etkili olan bir eylemin ispatı için diğer tarafa yönelttiği yemindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile ...... Terekesine Tasfiye Memuru tayin edildiğine ve tasfiye memuru tarafından tereke adına takip yapılıp, davalı olarak da dava yöneltildiğine göre tasfiye memuru davanın tarafıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.06.2019 tarihli ve 2017/564 Esas - 2019/378 Karar sayılı hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin olan 23.11.2021 tarihli ve 2020/2237 Esas - 2021/7100 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı ...'in bir kısım mirasçıları ... v.d. vekili, davacı tereke tasfiye memuru ... ve feri müdahil ... tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK'un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteklerinin REDDİNE, tereke tasfiye memuru ...'dan, davalı Rıza Çelenk'in bir kısım mirasçıları ... v.d. ve feri müdahil ...'...

              -TL. nın 47.645.18 TL. sının tenzili sonrasında kalan 76.904.82 TL. nın 26.07.2007 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ödenmesi için davalı bankaya yazılan 09.09.2011 tarihli yazıya olumsuz cevap verildiğinden bu miktarın faiziyle birlikte tahsilini talep ettikleri, Tereke dosyasında mevcut Emet Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/8 E. ve 2006/18 K. sayılı kararından da anlaşılacağı üzere ...in ablasına yönelik satış işlemini iptal ettirdiği, tereke tasfiye memurluğunun vergi dairesinin davacısı olduğu gayrimenkulü satarak bedelini terekeye dahil ettirdiği, bu sebeple davalı bankanın da icra satışından tahsil ettiği parayı tereke dosyasına yatırmak mecburiyetinde olduğu, satışa konu gayrimenkulü satma yetkisinin tereke tasfiye memurluğunda olduğu, davalı bankanın bu şekilde tereke tasfiye memuru yetkisini de gaspettiği,*ni belirttiği, a- Davacı yan bu talebiyle; davacı murisinin kefili olan ...'in maliki olduğu ve adı geçen kredilerine teminat olmak üzere I. Derecede 5.000....

                in 15.12.2006 tarihinde vefat ettiğini, muris vefat ettikten sonra mirasçılar arasında tereke davası açıldığını, taraflar arasında devam eden tereke davasının 04.07.2013 tarihli celsesinde mahkemece dava konusu şirketin yeniden ihyası amacıyla dava açmak üzere yetki verildiğini, şirketin diğer ortaklarının tasfiyeden önce şirketin tüm nakdi ve gayri nakdi mal varlıklarını yeni kurdukları şirketlere aktardıklarını, şirketin tasfiyesinden ne terekeye ne de mirasçılara herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, tasfiye nalinde Dos Bilgisayar Sistemleri ve A.Ş.'nin TTK'nin 547. maddesi hükmünce ek tasfiye için yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şirket tüzel kişiliğinin ihyasına ilişkin kararın kesinleştiği, TTK'nın 547/2 m gereği, son tasfiye memuru olan ve davalı gösterilen ...'...

                  SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/18 TEREKE (ARA KARAR) DAVA KONUSU : TEREKE (TESPİT İSTEMLİ) KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen 28/04/2022 tarihli ara karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil idarece müteveffanın malvarlığı araştırması neticesinde tespit edilen müteveffa borçlunun dedesi, babası ve anneannesine ait mütevaffaya intikal etmesi gerekipte henüz intikali gerçekleştirilmemiş birtakım taşınmazların mevcut olduğunu, tereke mallarının korunmasını teminen bankalarda tespit edilen hesaplara bloke konulması, adına kayıtlı veyahut kendisine intikal etmesi gereken taşınmazların Mahkemece araştırılması ve tespit edilen taşınır ve taşınmaz mallarının muhafazası için ihtiyati tedbir uygulanmasını talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu