Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....
Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1679 Esas 2019/1474 Karar sayılı 10/12/2019 tarihli kararı ile mirası reddettikleri, kararın 24/12/2019 kesinleştiği, buna göre davalılar ... ve ...'un tüm mirasçılarının mirası kayıtsız şartsız reddettikleri anlaşılmıştır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince miras bırakanın yakın mirasçıları tarafından reddolunan miras resen tasfiye edileceğinden, anılan davalıların terekesinin resmi tasfiyesinin yapılıp yapılmadığı ve terekeye tasfiye memuru atanıp atanmadığı tespit edilerek, tasfiye memuru atanmışsa gerekçeli kararın tereke tasfiye memuruna 7201 sayılı Tebligat Kanununa uygun şekilde tebliğinin sağlanması ve kanuni temyiz süresinin beklenilmesi, belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 11/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hakimin re'sen karar verdiği hallerde Devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir (TMK m. 589). Yazımı yapılan tereke mallarından gerekenler mühürlenir. Mühürlenmeyen mallar için uygun koruma önlemleri alınır (TMK m. 591/1)....
Hukuk Dairesi'nin 2016/3699 Esas - 2018/8222 Karar) Diğer taraftan terekenin korunmasına yönelik ve tedbir niteliğinde olan terekenin tespiti isteminde, işlemler tamamlanınca terekeden el çekilmesi, koruma ve tespit kararı ile yetinilmesi gerekir. Tasfiye sonucu doğuracak şekilde hüküm kurulamaz. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2015/4861 Esas - 2017/6594 Karar) Murise ait terekenin 4721 s. TMK'nun 589. ve devamı maddelerine uygun şekilde tespiti yapıldığına, tespit edilen malvarlığından bir kısmının terekeyle ilgisi bulunmaması ya da bir kısım malvarlığının kararda yazılmamış olması durumunda, bu konuların gerektiğinde paylaşıma ilişkin davalarda değerlendirilmesi gerektiğine ve tespit özelliği gereği bu tür kararların kesin hüküm niteliklerinin bulunmamasına göre, yerel mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. (İstanbul BAM 6. Hukuk Dairesi'nin 2020/216 Esas - 2020/870 Karar) Dava, 4721 s....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/18 TEREKE (ARA KARAR) DAVA KONUSU : TEREKENİN TASFİYESİ KARAR : Taraflar arasındaki davada verilen 13/10/2022 tarihli ara karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil idarece müteveffanın malvarlığı araştırması neticesinde tespit edilen müteveffa borçlunun dedesi, babası ve anneannesine ait mütevaffaya intikal etmesi gerekipte henüz intikali gerçekleştirilmemiş birtakım taşınmazların mevcut olduğunu, tereke mallarının korunmasını teminen bankalarda tespit edilen hesaplara bloke konulması, adına kayıtlı veyahut kendisine intikal etmesi gereken taşınmazların mahkemece araştırılması ve tespit edilen taşınır ve taşınmaz mallarının muhafazası için ihtiyati tedbir uygulanmasını talep ve dava etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur. Mirasçı, malvarlığı borcunu karşılamaya yetmemesine rağmen, alacaklılara zarar verme amacıyla mirası reddedebilir. Bu durumda mirasçının alacaklıları ve iflas idaresi mirasın reddini iptal ettirebilirler. Mirasın reddinin iptali davası Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. İptal davası ret tarihinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Mirasın reddinin iptaline karar verilirse, tereke resmen tasfiye edilir. Önce dava açan alacaklılara, daha sonra diğer alacaklılara ödeme yapılır. Geriye bir değer kalırsa, diğer mirasçılara verilir. Mirasın reddi geçersiz olursa veya düşerse, ret iptal edilmez. Reddin hükümsüzlüğünün tespiti istenir. Reddin hükümsüzlüğü, iptal olmadığı için, altı aylık süreye tabi değildir. Hükümsüzlüğe karar verilirse, resmen tasfiye de olmaz. Reddin hükümsüzlüğünü ilgili olan herkes talep edebilir....
Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Somut olaya gelince; murisin terekesinde herhangi bir taşınır ve taşınmaz mal ve hakkın bulunmadığı, ölüm tarihi itibarıyla ödemeden aczinin açıkça belli ve terekesinin borca batık olduğu yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece de murisin terekesinde bir malvarlığının tespit edilemediği, aktifinin bulunmadığı kabul edilmiştir. Bu durumda davacıların Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde gösterilen ret hakkından mahrumiyetini gerektirecek nitelikte bir iş ve davranışı da iddia ve ispat edilmediğine göre aynı Kanunun 605/2....
Dava, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesinde yer alan "ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır." hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Mirasbırakanın ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, mirasbırakanın tüm malvarlığı tekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması, terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen, Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine mâl eden mirasçı, mirası reddedemez....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/16 Tereke sayılı dosyasında tasfiye memuru Av. M. Mahmut Karahan'ın 16/04/2015 tarihli dilekçesi ile tereke dosyasında 2 nolu taşınmazı kullanan davalı T3 aleyhine 17/04/2010- 09/07/2014 tarihleri arasına ait ecrimisil bedellerinin tahsili talebi ile dava açmak üzere yetki verilmesini talep ettiği, dosya kapsamından ve tasfiye memurunun eldeki incelemeye konu dosyaya ibraz ettiği 15/05/2019 tarihli yazılı beyanından ilgili ecrimisil davasının açılmadığının anlaşıldığı ve beyanında alacağın tahsilinde terekenin menfaati bulunduğundan daha sonraki celsede davacı ile birlikte katılma hususunda tereke dosyasına müracaatta bulunacaklarının bildirildiği, ancak tasfiye memurunun böyle bir yetkiyi dosyaya sunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı Küçükçekmece 2....