Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesine intikal ettiğini, mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapıldığını, bu bilirkişi raporunda masaya kaydı gereken miktarın 6.274,70 TL olarak hesaplandığını, mahkemenin çelişkiye rağmen ek rapor yada yeni bir inceleme yapmadan davanın tamamen reddine karar verdiğini, asıl alacağın neye göre hesaplandığı, faiz başlangıç ve bitiş tarihlerinin ne olduğu, faiz oranın hangi orandan dikkate alındığı hususlarının açık olmadığını, bahse konu alacağın ipotekle teminat altına alındığı ve İİK.196.maddesi gereğince bu alacaklara faiz işlemeye devam edeceği hususunun dikkate dahi alınmadan tamamen keyfi şekilde hüküm oluşturulduğunu, davanın kayıt ve kabul davası olduğu ve bu davanın niteliği itibariyle çekişmesiz yargılama işlemine tabi olduğunu, tereke tasfiye memurluğunun davalı olarak gösterildiğini, T3 ise tereke tasfiye memuru olduğunu, hal böyle iken neye istinaden tereke tasfiye memuru lehine vekalet ücretine hükmedildiğinin anlaşılamadığını belirterek ilk derece mahkeme...

Sulh Hukuk ve Adana 2. Sulh Hukuk (Tereke Hakimliği) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mirasçılık belgesi istemine ilişkindir. Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesince, mirasçılardan ......'ın sağ olup olmadığının belirlenemediği, TMK'nın 592. maddesindeki mirasçıların tamamının bilinmemesi halinin gerçekletiğini, bu nedenle terekenin resmen yönetilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Adana 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın konusunun tereke olmadığı, veraset belgesi istemine ilişkin bir karar verilmesi gerektiği, bu nedenle davaya tereke hakimliğinin bakamayacağı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin babası ......'ın vefat ettiğini belirterek murisin mirasçılarını gösterir veraset ilamının verilmesini talep etmiştir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1026 KARAR NO : 2022/477 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : DÖRTYOL SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/03/2021 NUMARASI : 2020/2 ESAS, 2021/5 KARAR DAVA KONUSU : Tereke (Resmen Yönetilme Ve Tasfiye İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, mirasçı T4 vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1679 Esas 2019/1474 Karar sayılı 10/12/2019 tarihli kararı ile mirası reddettikleri, kararın 24/12/2019 kesinleştiği, buna göre davalılar ... ve ...'un tüm mirasçılarının mirası kayıtsız şartsız reddettikleri anlaşılmıştır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince miras bırakanın yakın mirasçıları tarafından reddolunan miras resen tasfiye edileceğinden, anılan davalıların terekesinin resmi tasfiyesinin yapılıp yapılmadığı ve terekeye tasfiye memuru atanıp atanmadığı tespit edilerek, tasfiye memuru atanmışsa gerekçeli kararın tereke tasfiye memuruna 7201 sayılı Tebligat Kanununa uygun şekilde tebliğinin sağlanması ve kanuni temyiz süresinin beklenilmesi, belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 11/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      DAVA TÜRÜ :Mirasın Reddi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı, dava dilekçesinde tereke borca batık olduğundan yasa gereği mirasın reddedilmiş durumda olduğunu ileri sürmüştür. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkca belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır.(TMK. m.605/2). Bu davada görev miras bırakanın borcunun miktarı ve değerine göre tespit olunur.Bu sebeple miras bırakanın borcunun miktarı ve değeri açıklattırılmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 2-Terekenin borca batık olduğunun tespitine dair davanın alacaklılar hasım gösterilmek suretiyle açılması gerekir.Bu yön gözetilmeden hasımsız olarak açılan bir dava ile işin esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

        Bu kez Dairemiz kararına karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. 4721 Sayılı TMK’nın 605. maddesinin 1. fıkrasında “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmü ile mirasın kayıtsız, şartsız reddi (hakiki ret/gerçek ret), 2. fıkrasında “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmü ile mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. TMK’nın 610/2. maddesi uyarınca da ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan ve mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez....

          Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez. Mirasçının murisin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini verip vermediğinin, tereke işlemlerine karışıp karışmadığının, tereke mallarını gizleyip gizlemediğinin veya tereke mallarını kendine maledip etmediğinin araştırılması gerekir. Öte yandan, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir....

          Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

          Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....

          Mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya re'sen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler, özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir. Önlemlerle ilgili giderler, ileride terekeden alınmak üzere, başvuran kişi tarafından; önleme hakimin re'sen karar verdiği hallerde Devlet tarafından karşılanır. Mirasbırakan, yerleşim yerinden başka bir yerde ölmüş ise, o yerin sulh hakimi bu ölümü yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirir ve mirasbırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli önlemleri alarak bununla ilgili dosyayı ve varsa vasiyetnameyi yerleşim yeri sulh hakimine gönderir (TMK m. 589). Yazımı yapılan tereke mallarından gerekenler mühürlenir. Mühürlenmeyen mallar için uygun koruma önlemleri alınır (TMK m. 591/1)....

            UYAP Entegrasyonu