WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK.nın 613 maddesinde ‘’Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer’’ hükmü yer almaktadır. Somut olayda murisin altsoyu davacılar, mirası reddettiklerine göre bunların payı torunlarına değil sağ kalan eşe gececeğinden, bu gerekçe ile kararın onanmasına karar vermek gerekirken yanılgılı gerekçe ile onanması doğru görülmemiş, hükmün belirtilen bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ve Dairemizin 01.03.2016 tarih ve 2015/8948 Esas - 2529 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, hükmün yukarıda yazılı gerekçeler ile ONANMASINA, istek halinde yatırılan karar düzeltme harcının iadesine, 11.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararına uymak suretiyle, olayda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun hükümleri uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde, sağ kalan eşe ait olduğu kabul edilen mallar ayrıldıktan sonra kalan tereke üzerinden mirasın paylaşılacağı, mirasçılar tarafından verilecek veraset ve intikal vergisi beyannamesinde sağ kalan eşe ait malların beyan edilmeyeceği, olayda, idarece dava konusu işlemin dayanağı olarak davacının müteveffadan miras kalan malların hangi mallar olduğunun ve terekenin tespit ettirilmemesi ile beyannamede intikal ettiği gösterilen menkul malların ve diğer servet unsurlarının edinim tarihlerinin açıkça belirtilmemesi ileri sürülmüş ise de, davalı idarenin uhdesinde bulunmadığı anlaşılan davacının dosyaya ibraz ettiği murisin terekesinin tespitine ilişkin belge ile davacının bahse konu veraset ve intikal beyannamesi birlikte incelendiğinde, beyannamenin...

      TMK'nın 240. maddesine göre, mal rejimi ölüm nedeniyle sona erdiğinde, sağ kalan eşin bu rejimden kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir. Yani edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını öngörmektedir. TMK'nın 652. maddesinde ise, eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşin, tereke malları arasında yer alan konut veya konut eşyası üzerinde mirastan kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir. TMK'nın 240. maddesi gereğince sağ kalan eşin, konut ve ev eşyası üzerinde ayni hak isteğinde bulunabilmesi için bazı koşulların varlığı aranmaktadır. Örneğin, eşler arasında katılma rejiminin bulunması, katılma rejiminin ölüm nedeniyle son bulması, sağ kalan eşin olması, sağ kalan eşin katılma alacağının doğması ve sağ kalan eşin ayni hak talep etmesi gibi koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir....

        Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının bu yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. Toplanan delillerden dava konusu 162 ada 5 parselin müteveffanın ölümüne kadar aile konutu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın ölüm tarihinde aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken bu hususta ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

          Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının bu yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. O halde, mahkemece dava konusu taşınmazın miras bırakanın ölüm tarihinde aile konutu olup olmadığının tespiti amacıyla tüm delillerin toplanarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken murisin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sonlandığı ve aile konutundan söz edilemeyeceği şeklinde hatalı gerekçe ile bu hususta ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/03/2013 ESAS-KARAR NO : 2011/144-2013/90 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkeme kararında, dava, Türk Medeni Kanununun 240'ncı maddesine dayanan aile konutu ve ev eşyasının sağ eşe katılma alacağına mahsuben özgülenmesi isteği olarak vasıflandırılmıştır. Bu vasıflandırmaya göre inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 17.07.2014 tarihli ve 2014/2 sayılı işbölümü kararı uyarınca Yargıtay 8.Hukuk Dairesine aittir. Hal böyle olmakla birlikte daha önce 1. Hukuk Dairesi ve 14. Hukuk Dairesi tarafından aidiyet kararı verildiği görülmekle , görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması ve Konutun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 20.10.2014 gün ve 21830-20195 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

                Sağ kalan eşin aile konutu olarak mülkiyetinin kendisine özgülenmesini istediği davada, taşınmazın aile konutu olup – olmadığının tespiti hususunda Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca görevli mahkeme aile mahkemesi olup, bu mahkemenin bulunmadığı yerde aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Ancak, aile konutunun Türk Medeni Kanununun 652. maddesi uyarınca sağ kalan eşe mülkiyetin özgülenmesi davasında ise görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi, davayı tefrik ederek aile konutunun tespiti hususundaki dava ile ilgili olarak görevsizlik kararı vermiştir. Bu durumda konutun aile konutu olup – olmadığının tespiti görevi aile mahkemesine ait olduğundan uyuşmazlığın, aile mahkemesi sıfatıyla, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Büyükçekmece 2....

                  Aile Mahkemesi'nin 2020/236 esas sayılı dosyası ile aile konutunun tespiti davası açtığını ,Türk Medeni Kanunu’nun “aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi” başlıklı 652. maddesinde, “eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir” denildiğini , bu kapsamda evlilik birliğinin taraflarından birisinin ölümü üzerine, ölmeden önce aile konutu olarak kullanılan taşınmaz varsa, sağ kalan eş, bu taşınmazın mülkiyetinin tereke alacağına mahsuben kendisine özgülenmesini talep edebileceğini, davacının halen söz konusu taşınmazda oturmakta olduğunu, davalıların söz konusu taşınmazdan miras payları oranında intifadan men ederek, ecrimisil/kira bedeli istemek için müvekkiline ihtarname çekmiş olup taşınmazın müvekkilce kullanıldığı ihtarnamede de davalılarca dile getirildiğini, murisin ölümüyle müvekkilinin ekonomik sıkıntıları...

                  Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi ile intifa veya oturma hakkı talebi kabul edilmediğini, konutun satılması durumunda, davalı tarafından dava konusu konuta yapılan iyileştirme ve eklentiler nedeniyle taşınmazın değerinin artmış olduğu halde bu değer artışına hiç bir katkısı olmayan davalı taraf lehine haksız bir kazanıma yol açılmış olacağını bildirerek, kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu