Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Başka bir anlatımla, mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK mad.499), alacaklı ve borçlu sıfatı davacı sağ eşte kısmen birleşmiştir. Taraflarca, mirasçılardan herhangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 Sayılı TMK 511 vd., 578 vd., 605 vd. maddeleri) iddia edilip kanıtlanmamıştır. Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Buna göre, hüküm altına alınan tereke borcundan davacının da miras payı oranında sorumlu olduğu gözetilerek, mirasçı davalılardan tahsiline karar verilecek miktarın hüküm fıkrasında gösterilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

    Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında eşlerin birlikte yaşadığı konut varsa sağ eş, bunlar üzerinde haklı sebeplerin varlığı durumunda, kendisine miras payına mahsuben oturma hakkı tanınmasını isteyebilir.(TMK. m. 652/2) Davacı sağ kalan eşin Türk Medeni Kanununun 652/2 maddesine dayanan oturma hakkı istemine yönelik davasında mirasçıların özgülenme değeri üzerinde uyuşmazlarsa değer belirlenmesini Türk Medeni Kanununun 658. madde gereğince sulh hukuk mahkemesi tarafından gerçekleştirileceği şeklindeki düzenleme karşısında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönünde bulundurulur. Bu yön gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ....

      Zira, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eş mirasçı konumundadır. Diğer durumlarda ise eşler birbirine mirasçı olamazlar. Bu sebeple, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eşin miras hakları devam etmekte, ayrıca Türk Medeni Kanunu'nun 240 ve 652. maddesinde aile konutuyla ilgili kendisine tanınan yasal hakları bulunmaktadır. Sağ kalan eşin, bu düzenlemelerde yer alan haklarını diğer mirasçılara karşı kullanabilmesi için ayrıca bir dava açması zorunlu olmayabilir. Çünkü, sağ kalan eş ve diğer mirasçılar, dava açılmadan, yasal düzenlemeye uygun şekilde mirası taksim edebilirler.... dayalı miras taksimi olmaz ise sağ kalan eş, haklarını kullanmak için her zaman diğer mirasçılara karşı ayrı bir dava da açabilir. Bu yüzden, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, eşinin ölümünden sonra da devam etmektedir. Yasanın amacı sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamaktır....

        Bu esnada taraflardan birinin ölümü halinde velayet sağ kalana geçer.(TMK 336. md.) Ancak, boşanma halinde mahkemece velayet kendisine verilen ana veya babanın ölmesi halinde velayet sağ kalan eşe kendiliğinden geçmez. Küçüğün TMK'nin 314. maddesi uyarınca evlatlık edinene ait olan velayet hakkı sona erdiği için Velayetin Aile Mahkemesince düzenlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlık yönünden küçüğün velayeti ya da vasi tayini konusunda görevli mahkeme Büyükçekmece 1 Aile Mahkemesi'dir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Küçükçekmece 1 Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davalı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, T1 Tempel'in sağ kalan eşinin mirasçılarının yok edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinaf eden tereke temsilcisi sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; benzer şekilde T1 Tempel'in sağ kalan eşinin mirasçılarının yok edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İstinafa cevap veren davacılar vekili, istinaf isteminin reddini savunmuştur. HMK'nun "İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu nedenle dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ve mahkemece resen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırılık oluşturan sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır....

          (TMK.nun 225/1.madde) Türk Medeni Kanununun 240 ve 652. maddeleri uyarınca sağ kalan eş birlikte oturulan konutun, katılım alacağına ya da miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Davacı, 09.02.2010 tarihinde vefat eden eşi Eyüp Durmuş'un sahibi olduğu 5038 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki meskende eşiyle birlikte oturduklarını, aile konutu olduğunu ve başkaca oturacak evi olmadığını ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 240. maddesi gereğince, araç üzerindeki hakkının, miras payı ve katılma alacağına mahsuben konutun mülkiyetinin kendisine bırakılmasını istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sağ kalan eşe ev eşyaları üzerinde mülkiyet hakkı tesisi istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından, 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 18.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/360 E. 2020/756 K. sayılı dosyasında 16/09/2020 tarihli kararına karşı mirasçı T1 18/10/2020 tarihli istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle hazırlanan inceleme raporu ile yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; TALEP: Davacılar 31/08/2018 tarihli dava dilekçelerinde özetle; Antalya ili, Muratpaşa ilçesi, Sinan Mah. 14 cilt, 555 aile sıra, 5 sıra numarasında nüfusa kayıtlı, Yasin ve Meryem'den olma, 01/07/1926 doğumlu TC kimlik numaralı muris T3 26/07/2018 tarihinde vefat ettiğini, murisin sağ kalan eşi Azime Karasu'ya 29/10/2006 tarihli, murisin kendi el yazılı vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını vasiyet ettiğini, murisin sağ kalan eşi Azime Karasu ile Antalya 16.Noterliğinin 24/07/2009 tarih ve 13984 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Mal Ortaklığı Sözleşmesi"nin 13.maddesi ile ortak malların %75'inin sağ kalan eşe, %25'inin de sağ kalan eşe veya onun mirasçılarına verileceğinin sözleşildiğini, sözleşmenin 14.maddesi ile ortaklık...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 16.11.2009 gün, 2008/8317-2009/19864 sayılı, 6.Hukuk Dairesinin 03.05.2010 gün, 2010/12818-5294 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava; tereke malları arasında bulunan bağımsız bölümün aile konutu olduğu iddiasıyla miras hakkına mahsuben Medeni Kanunun 652.maddesi uyarınca sağ kalan eş adına tescili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 2.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 2.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Maddesine göre, eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Bu tür işlerde görev sulh hukuk mahkemesine aittir. (TMK 658.madde) Somut olayda; davacının, murisle sağlığında birlikte yaşadıkları konut üzerinde miras hakkına mahsuben TMK 652. maddesi uyarınca kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını talep ettiği, TMK'nun 652. maddesine dayanılarak açılan davalarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmış olmakla, uyuşmazlığın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince ... 2....

                  UYAP Entegrasyonu