Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, TMK'nun 652.maddesi gereğince miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nun 652. maddesine göre; eşlerden birisinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Medeni Kanunumuz bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları bu eşyalar ile ilgili olarak sağ kalan eşe mal rejimi hükümleri dışında mirastan bir takım haklar tanımıştır....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Sağ Eşe İntifa Hakkı Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunda miras payına mahsuben sağ kalan eşe intifa hakkı tanınmasına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.03.2013 (Pzt.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, sağ kalan eşin miras payına mahsuben ev eşyalarının özgülenmesi isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Asliye Hukuk Mahkemesi," Davanın, Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesine dayanan “aile konutu ve ev eşyalarının sağ kalan eşe özgülenmesine”ve evlilik birliğinde edinildiği iddia olunan mal varlığına ilişkin olarak mal rejimin tasfiyesi ile kalan terekenin tespiti ve paylaştırılmasına ilişkin olduğu anlaşılmakla davacının eşi olan murisinin 05/08/2018 tarihinde vefat ettiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652 maddesi uyarınca “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceği, Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesinde yer alan tereke mallarından birinin mirasçılardan birine miras hakkına mahsuben özgülenmesi, paylaştırma niteliğinde...

      Somut olayda destek evli ve iki çocukludur, bu durumda desteğin kendisine %34, sağ kalan eşe %34 ve çocuklara %16'şar pay ayrılarak hesaplama yapılmalı, çocuklardan biri desteklikten çıktığı zaman eşe %40, desteğe %40 ve çocuğa %20 şeklinde pay ayrıldıktan sonra bütün çocukların desteklikten çıktıktan sonra sağa kalan eşe %50, desteğe %50 olacak şekilde pay dağıtımına gidilmelidir. O halde, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda destek tazminatı hesaplanarak davacıların alacağı tazminat miktarlarının belirlenmesi gerekirken yanlış ilkeler benimseyen, denetime açık olmayan, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        TMK'nun 652. maddesinin 1. fıkrası; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Kanun koyucu, bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları ev eşyası ile ilgili olarak; mal rejimi türü ne olursa olsun sağ kalan eşe (mirastan ayrı olarak) mülkiyet hakkını dava yoluyla talep edebilme hakkı tanımıştır. Somut olayda; davalı, anılan kanun maddesine dayanarak eşi olan muris ile birlikte yaşadıkları konut üzerinde mülkiyet hakkının tamamının kendisine tanınmasını dava yoluyla talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar 26.12.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda davalı, TMK. nun 705/2 maddesi uyarınca davacının da taraf olduğu tescile ilişkin mahkeme ilamı ile taşınmazın mülkiyetini edinecektir....

          İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davalı T6 sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosyadaki tebligatların yasaya uygun yapılmadığını, dava konusu taşınmazda kendisinin yokluğunda yapılan keşfin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davalı T4 tarafından açılan aile konutunun özgülenmesi davasının tüm miras paylarını ilgilendirmesi sebebiyle davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı T4 istinaf dilekçesinde özetle; sağ kalan eş olarak aile konutunun özgülenmesi davasının sonucu beklenmeden karar verildiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu ayrıca keşif günün kendisine bildirilmediğini ve dosyadaki tebligatların yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

          Taraflar arasındaki sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınmasına ilişkin davada ... ... 18. Sulh Hukuk Mahkemesi ve ... ... 1. Sulh Mahkemelerince (Ahkamı Şahsiye ile görevli) ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben aile konutunda mülkiyet hakkı tanınması istemine ilişkindir. TMK'nin 658. maddesine göre bu davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. ... ... 18. Sulh Hukuk Mahkemesince, talebin Ahkamı Şahsiye mahkemelerinde görüleceği belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... ... 1. Sulh Hukuk (Ahkam-ı Şahsiye) Mahkemesi ise, davanın ahkamı şahsiye işlerinden olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ... ilinde Hakimler ve Savcılar ......

            Bu bakımdan istek olsun ya da olmasın sağ kalan davacı eşe ait miras payının katılma alacağından düşürülmesi katılma alacağına hakim olan ilkeler ile miras hukukuna hakim olan ilkelere aykırı düştüğü kanısındayım. O halde, öncelikle davacının katılma alacağının terekenin öncelikli borcu olarak terekeden ödenmeli, ondan sonra mirasçılar kalan net terekeyi aralarında miras payları oranında paylaşmaları gerekecektir. Davacının terekeye olan borucu ancak terekenin tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurulmalı ve terekeye olan borcu miras payından düşürüldükten sonra kalan miras payı varsa kendisine ödenmelidir. Öte yandan, mirasçıların birbirlerine karşı rücu davasını açarak alacaklarını tahsil etmeleri de mümkündür....

              Bu bakımdan istek olsun ya da olmasın sağ kalan davacı eşe ait miras payının katılma alacağından düşürülmesi; katılma alacağına hakim olan ilkeler ile miras hukukuna hakim olan ilkelere aykırı düşer. O halde, öncelikle davacının katılma alacağının terekenin öncelikli borcu olarak terekeden ödenmesi, ondan sonra mirasçıların kalan net terekeyi aralarında miras payları oranında paylaşmaları gerekecektir. Davacının terekeye olan borcu ancak, terekenin tasfiyesi sırasında gözönünde bulundurulmalı ve terekeye olan borcu miras payından düşürüldükten sonra kalan miras payı varsa kendisine ödenmelidir. Öte yandan, mirasçıların birbirlerine karşı rücu davasını açarak alacaklarını tahsil etmeleri de mümkündür. Tüm bu açıklamalar sonunda Mahkemece tereke borcu ve miras payı dikkate alınmaksızın açıklanan Daire görüşüne uygun şekilde artık değerin yarısı oranında katılma alacağına hükmedilmesi usul bakımından doğru olmuştur....

                UYAP Entegrasyonu