Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Sağ Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki aile konutunun sağ eşe özgülenmesi davasının yapılan muhakemesi sırasında tedbir istenmesi üzerine, bu tedbir talebinin mahkemece reddedilmesine dair 08.10.2012 tarihli kararın temyizen incelenmesi, tedbir isteyen (davacı) tarafından temyiz edilmekle, tedbire ilişkin evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Dava dilekçesinin içeriğine göre dava TMK'nın 240. maddesinden kaynaklanan aile konutunun sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup karar aile mahkemesince verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen Geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Özgüleme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir. Ne var ki, Yargıtay Kanunu'nda 6644 sayılı kanunla yapılan ve 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik gereğince dosyanın bu Daireye değil, işbölümü uyuşmazlıklarını çözmekle görevli Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece; 796/20 parselde 8 nolu bağımsız bölüm olan aile konutunun sağ eşe özgülenmesine, 129/4 parseldeki davacı hissesinin iptaline ve diğer mirasçılar adına tesciline, 125/25 ve 130/19 parselin satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 652 maddesi; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir....

        Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının bu yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. Toplanan delillerden dava konusu 162 ada 5 parselin müteveffanın ölümüne kadar aile konutu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, dava konusu taşınmazın mirasbırakanın ölüm tarihinde aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken bu hususta ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

          TMK.nın 613 maddesinde ‘’Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı sağ kalan eşe geçer’’ hükmü yer almaktadır. Somut olayda murisin altsoyu davacılar, mirası reddettiklerine göre bunların payı torunlarına değil sağ kalan eşe gececeğinden, bu gerekçe ile kararın onanmasına karar vermek gerekirken yanılgılı gerekçe ile onanması doğru görülmemiş, hükmün belirtilen bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ve Dairemizin 01.03.2016 tarih ve 2015/8948 Esas - 2529 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, hükmün yukarıda yazılı gerekçeler ile ONANMASINA, istek halinde yatırılan karar düzeltme harcının iadesine, 11.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            TMK'nın 240. maddesine göre, mal rejimi ölüm nedeniyle sona erdiğinde, sağ kalan eşin bu rejimden kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir. Yani edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını öngörmektedir. TMK'nın 652. maddesinde ise, eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, sağ kalan eşin, tereke malları arasında yer alan konut veya konut eşyası üzerinde mirastan kaynaklanan ayni hakkını düzenlemektedir. TMK'nın 240. maddesi gereğince sağ kalan eşin, konut ve ev eşyası üzerinde ayni hak isteğinde bulunabilmesi için bazı koşulların varlığı aranmaktadır. Örneğin, eşler arasında katılma rejiminin bulunması, katılma rejiminin ölüm nedeniyle son bulması, sağ kalan eşin olması, sağ kalan eşin katılma alacağının doğması ve sağ kalan eşin ayni hak talep etmesi gibi koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir....

              İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararına uymak suretiyle, olayda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun hükümleri uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimi çerçevesinde, sağ kalan eşe ait olduğu kabul edilen mallar ayrıldıktan sonra kalan tereke üzerinden mirasın paylaşılacağı, mirasçılar tarafından verilecek veraset ve intikal vergisi beyannamesinde sağ kalan eşe ait malların beyan edilmeyeceği, olayda, idarece dava konusu işlemin dayanağı olarak davacının müteveffadan miras kalan malların hangi mallar olduğunun ve terekenin tespit ettirilmemesi ile beyannamede intikal ettiği gösterilen menkul malların ve diğer servet unsurlarının edinim tarihlerinin açıkça belirtilmemesi ileri sürülmüş ise de, davalı idarenin uhdesinde bulunmadığı anlaşılan davacının dosyaya ibraz ettiği murisin terekesinin tespitine ilişkin belge ile davacının bahse konu veraset ve intikal beyannamesi birlikte incelendiğinde, beyannamenin...

                Davacı, dava konusu konutun miras hakkına mahsuben özgülenmesi için aile konutu olduğunun belirlenmesini talep etmiştir. Türk Medeni Kanununun 652. maddesinde; eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa sağ kalan eşin bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Davacının bu yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının olduğu açıktır. O halde, mahkemece dava konusu taşınmazın miras bırakanın ölüm tarihinde aile konutu olup olmadığının tespiti amacıyla tüm delillerin toplanarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken murisin ölümü nedeniyle evlilik birliğinin sonlandığı ve aile konutundan söz edilemeyeceği şeklinde hatalı gerekçe ile bu hususta ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması ve Konutun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 20.10.2014 gün ve 21830-20195 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu