10.264,80- TL ve geçici irtifak hakkı tesisi bedelinin 11.320,21- TL olmak üzere, irtifak hakkı tesisi bedelinin toplam 21.585,01- TL olarak tespitine, 4) İrtifak hakkı tesisi bedeli olarak tespit edilen toplam 21.585,01- TL'den acele el koyma kararıyla belirlenen irtifak hakkı bedeli olan 10.970,64- TL düşüldükten sonra kalan 10.614,37- TL'nin, neması ile birlikte davalıya (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) derhal ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına, 5) 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı yasanın 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.11.2010 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil olmazsa tazminat (temliken tescil) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tescil talebi yönünden reddine, ağaçlara yönelik davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan karar başlığında davacının ölmesi nedeniyle mirasçılarının gösterilmemesinin mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre ve temyiz edenin sıfatına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.10.2009 gününde verilen dilekçe ile muvazaa ve inançlı temlike dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa TMK 723.maddesince tazminat, TMK'nun 724.maddesince temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, davacı ...'in tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 24.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 18.09.2012 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Dava konusu taşınmazın tapuda tarafların müşterek murisi ve babaları ... adına kayıtlı olduğu, davacının bu durumu bilerek taşınmazda bina inşa ettiği anlaşıldığından temliken tescil davalarında aranan sübjektif koşul olan iyiniyet koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği aranmaksızın temliken tescil davasının reddi gerekir. Mahkemece temliken tescil talebinin reddine karar verilmesi doğru olduğundan bu yöne ilişkin davacının temyiz istemi yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı temliken tescil olmadığı takdirde taşınmaz üzerine inşa edilen binanın kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini de talep etmiştir....
Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. TMK’nin 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır: a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK’nin 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nin 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur....
Bu iki koşulun varlığı halinde taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısımın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını istiyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi,ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluylada ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağıda kuşkusuzdur....
Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur. Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. TMK’nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.3.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleşen davada ise temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen 16.5.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., 666 ada 3 parsel sayılı taşınmaz maliki davalı ...’in duvar ve kömürlüğünün 666 ada 2 parsel sayılı taşınmazına tecavüzlü olduğunu ileri sürerek, tecavüzlü kesimin yıkılmak suretiyle elatmanın önlenmesini istemiştir. Birleşen davada ise ..., yapıların iyiniyetle yapıldığını, imar uygulaması nedeniyle tecavüzlü hale geldiğini ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 725. maddesi uyarınca temliken tescil istemiştir....
Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. TMK’nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....
Bilindiği üzere üst ..., başkasının taşınmazı üstünde veya altında inşaat yapma veya önceden yapılmış bir inşaatı koruma yetkisi sağlayan ve inşaat üzerinde irtifak ... sahibine mülkiyet ... kazandıran bir irtifak hakkıdır. Üst hakkına ilişkin hükümlerin Türk Medeni Kanunun 726 ve 826-836 maddeleri arasında düzenlendiği görülmektedir. Olağanda üst ... tesisi önce tarafların üst ... kurulması konusunda yazılı veya sözlü anlaşmış olmaları, ilgili tapu siciline giderek iradelerini resmi senet düzenlemeye yetkili olan memur huzurunda açıklayıp üst ... kuruluş senedi yapmaları, sonrada resmi memurdan üst hakkını bir irtifak ... olarak taşınmaz kaydına şerh edilmesini veya tescil talebinde bulunmalarını istemeleri suretiyle kurulur....