HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : İPTAL - TESCİL - TEMLİKEN TESCİL -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, satın almadan kaynaklanan şahsi hakka dayalı iptal-tescil, olmazsa temliken tescil istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 08/09/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kabule göre de; Davalı ve karşı davacı ... ..., 14.10.2002 tarihli dilekçesinde Türk Medeni Kanunu'nun 725. maddesine dayanarak temliken tescil isteminde bulunmuştur. Karşı davacının irtifak ... tesisine ilişkin talep ve davası yoktur. Davalılardan ...’nün ise, ne temliken tescil, ne de irtifak ... tesisine ilişkin birleştirilen veya karşı davası yoktur. Usulünce açılmış bir dava bulunmadığından savunma yoluyla mahkeme önüne getirilen bu hususta dava varmış gibi yararına irtifak ... tesisi HUMK.nun 72 ve 74. maddelerine aykırı olmuştur. Bunların dışında, Türk Medeni Kanunu'nun ... yapılara ilişkin 725. maddesinin 2.fıkrası ... yapı sahibine ya taşan kısım için bir irtifak ... kurulması veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesi yetkisi tanımıştır....
Davalılar-karşı davanın davacıları vekili; asıl davanın reddini savunmuş, karşı davalarında; dava konusu yere murisleri tarafından iyiniyetle ev yapıldığını belirterek temliken tescil, mümkün olmadığı takdir de irtifak hakkı kurulmasını talep etmiştir....
Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. TMK'nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a)Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK'nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK'nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.8.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil olmazsa temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.7.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine, özellikle davacınında 3194 sayılı İmar kanunun 17.maddesinden yararlanarak bir hakkı bulunmadığı halde 10 parseldeki belediye hissesini satın almasına ve bu payın halen uhdesinde bulunmasına aynı yolla davalının kazandığı 11 parseldeki belediye hissesini ondan talep etmesinin Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde hükme bağlanan dürüst davranma kuralına uygun düşmemesine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ ve TESCİL Dava, tapulu taşınmaza el atmanın önlenmesi ve 4721 sayılı Medeni Kanun'un 724 ve 725.maddesine dayalı olarak açılan temliken tescil ya da irtifak hakkı kurulması istemine ilişkin olup, dosyada da 14.Hukuk Dairesinin bozma ilamı mevcut olduğundan 6110 sayılı Kanun ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi ve Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı kararı gereğince temyiz inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar vekili istinaf dilekçesiyle, davalıların dava konusu taşınmaza bilerek ve isteyerek müdahalede bulunmadıklarını, dava konusu taşınmazın davalıların murisi tarafından yaptırıldığını, kötü niyetli olmalarının mümkün olmadığını, muris Ayşe Duymuş'un imim nikahlı yaşadığı eşi ile birlikte taşınmazın kullanıldığını, murisin imam nikahlı eşinin davacı tarafın murisi Abdil Ulusoy olduğunu, bu durumun dahi davalıların iyi niyetli olduğunun kanıtı olduğunu, yerel mahkeme tarafından cevap dilekçesiyle talep ettikleri temliken tescil talebi ve taşan kısım yönünden irtifak hakkı kurulması taleplerinin değerlendirilmeksizin reddedilidğini, dava konusu yapının değerinin 119.000,00 TL edebileceği, tecavüzlü kısmın inşaat değerinin 68.440,00 TL olabileceğinin bilirkişi raporuyla belirlendiğini ve bilirkişinin tecavüzlü kısmın yıkılmasının uygun görülmeyeceği kanaatinde olduğnu, temliken tescil talepleri ile irtifak hakkı tesisi taleplerinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken...
Bu iki koşulun varlığı halinde taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısmın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarıda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi, ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağı da kuşkusuzdur....
Bu iki koşulun varlığı halinde taşkın yapı maliki uygun bir bedel ödeyeceğini bildirerek açacağı yenilik doğurucu nitelikteki temliken tescil davası ile taşkın kısmın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebilir. Ayrıca, iyiniyet savunmasının yukarıda açıklanan niteliği dikkate alınıp, bu savunma içerisinde temliken tescil isteğinin de bulunduğu kabul edilerek, tescil talebi, ayrı bir davaya gerek olmaksızın açılan davada savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Esasen bu kuralın uyuşmazlıkların en kısa sürede sağlıklı biçimde çözümlenmesi ve dava ekonomisi yönünden büyük yarar sağlayacağı da kuşkusuzdur....
Bu haliyle, ifrazen tescil olanağı bulunup bulunmadığını aramaya gerek yoktur. O yüzden mahkemece, davacının Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil isteminin incelenmesi gerekir. Değinilen husus bir yana bırakılarak salt taşınmazın ifraz olanağı bulunmadığından söz edilmek suretiyle bu isteminde reddi doğru olmamıştır” gerekçesi ile bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamımıza uyularak tekrar davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.Mahkemece bozma ilamımıza uyulmuş fakat bozma gerekçemizde taşınmazın ifraz edilebilirliğinin araştırılmasına gerek olmadığı belirtildiği halde, temliken tescil isteminin ifraz yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....