Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerekçede tedbir nafakası olarak değerlendirme yapılmasına rağmen hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinde "karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak aynen devamına" ve "yardım nafakası olarak aynen devamına" ibarelerinin kullanılması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir....

    (TMK m.178) Yoksulluk nafakası, boşanma davası sonuçlandıktan sonra, bir yıllık süre içinde ayrı bir dava ile de istenebilir. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; yoksulluk ve iştirak nafakası talepli bu davanın 22.05.2012 tarihinde açılmış olduğu, ... 1.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesine 2010/553 Esas sayılı dosya ile 14.09.2010 tarihinde açılan davanın tedbir nafakası talepli olduğu ve 01.03.2011 tarihinde kadın ve müşterek çocuk için ayrı ayrı 400 TL nafakaya hükmedildiği, kararın 27/12/2011'de kesinleştiği anlaşılmaktadır. ... 2....

      Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

        Hançer'in velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakası, davalı erkeğin, ortak çocuğun ihtiyaçlarına katılma gücü olmadığından iştirak nafakası talebinin reddine, kadın yararına aylık 100,00 TL tedbir nafakası, davacı kadının ekonomik durumunun davalı erkekten daha ... olduğu dikkate alınarak yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

          İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili; tedbir nafakası davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile velâyet yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli ve 2022/1019 Esas, 2022/1027 Karar sayılı kararıyla; davalı-davacı erkek vekilinin tedbir nafakası davasında çocuklar lehine hükmedilen nafakalara yönelik istinaf itirazlarının kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle usulden reddine, kadın için tedbir nafakası davasında hükmedilen nafaka ve boşanma davasında hükmedilen nafakaların miktarı ve velâyete yönelik itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....

            olarak aynen devamına karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı erkek tarafından, kusur tespiti, ortak velâyet konusunda hüküm kurulmaması, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası, reddedilen boşanma davası ,kabul edilen karşı boşanma davası yönünden, davalı karşı davacı kadın tarafından ise kusur tespiti, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir....

              Maddesi gereğince, yoksulluk nafakası yönünden HMK 362/1- a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından tedbir nafakası davasında kendisi yönünden reddedilen tedbir nafakası talebine yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır. Temyize konu kadın tarafından açılan asıl tedbir nafakası davasında, kadın yönünden reddine karar verilen tedbir nafakasının yıllık miktarı 7.200,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 72.070,00 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....

                Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasında yazılı bulunan “200 TL yoksulluk nafakası ile 175 TL ve 150 TL iştirak nafakası" rakamlarının silinerek yerine sırası ile “150 TL yoksulluk nafakası ve her iki çocuk için ayrı ayrı 125'er TL iştirak nafakası” rakamlarının yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.10.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....

                  Ancak davada, davacı eş ayrı yaşama hakkı bulunduğunu ileri sürerek kendisi ve yanında kalan müşterek çocukları için nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar tedbir nafakası niteliğindedir. Bu itibarla mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu müşterek çocuklar için "iştirak nafakası" olarak hüküm oluşturulması doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2 ve 3. bentlerindeki “iştirak nafakası” ifadeleri çıkarılarak yerlerine “tedbir nafakası” ifadesinin ayrı ayrı yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 42.25 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 12.04. 2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu