Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Asıl davanın kabulüne, tarafların TMK.nın 166/1 maddesi uyarınca BOŞANMALARINA, Tarafların ortak çocuğu Kevser KARABACAK'ın velayetinin davacı anneye VERİLMESİNE, karar kesinleşinceye kadar tedbiren ve kararın kesinleşmesinden sonra sürekli olmak üzere, ortak çocuk ile baba arasında KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA, Müşterek çocuk yararına Mahkememizin 12/11/2019 tarihli ön inceleme duruşmasının 6 no'lu ara kararıyla dava tarihi olan 14/05/2019 tarihinden itibaren hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar AYNEN DEVAMINA, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren 100,00 TL artırılarak aylık 600,00 TL iştirak nafakasının davalı kocadan alınarak velayeten davacı anneye VERİLMESİNE, nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında ARTIRILMASINA, Davacı kadının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE, TMK m.174/1 gereğince 30.000 TL maddi tazminatın davalı-karşı davacı kocadan alınarak davacı-karşı davalı kadına...

İddia, tanık anlatımları, uzman raporu müşterek çocuğun beyanı ve dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre çocuğun boşanma ile velayetinin davalı anneye verildiği ve davalı anne ile birlikte yaşamaya devam ettiği ,davacının iddiasına konu olayların boşanma davası devam ederken yaşanmaya başlandığı zira çocukla kişisel ilişki tesisine konu icra dosya esasının 2014 yılına ait olduğu ,ceza dosyasına konu olaylarında boşanma davası sürecinde gerçekleştiği, boşanma davasının kesinleştiği 04.01.2018 tarihinden itibaren davacının müşterek çocukla görüşmek için iki kez icra yolunu kullandığı , çocuğun anne yanında kalma iradesi,, davalı annenin müşterek çocukla ilgilenmediği, velayet görevini ihmal ettiğine dair delil bulunmadığı, değişen durum ve şartlara göre velayet değişikliği hususunda her zaman dava açılabileceği dikkate alınarak mahkemenin velayet değişikliği davasının kabulüne ilişkin kararı usul ve esas yönünden yasaya aykırı bulunduğundan davalının istinaf itirazının kabulü ile...

Tarafların anlaşmalı boşanma sırasında ortak velayeti talep etmelerine rağmen boşanma sonrası yaşanılan süreçte, ortak velayetin amacına uygun olarak davranmadıkları, çocukla ilgili kararların alınma süreci ve çocukla ilgili konularda karşılıklı ve sağlıklı bir iletişimlerinin olmadığı, ortak velayet kavramının gereği olan, çocuğun gelişim ve yararını gözeten bir tutumlarının bulunmadığı, aralarında var olan çatışmanın çocuğa yansıdığı, taraflar arasında velayet konusunun çekişmeli hale geldiği, ebeveynler arasında sağlıklı bir iletişimin bulunmadığı bu hali ile ortak velayet düzenlemesinin çocuğun yararına uygun olmadığı, çocuğun yaşı gereği anne bakım ve sevgisine muhtaç olduğu, annenin velayet görevini yerine getirmediği veya velayet konusunda ihmal gösterdiğine ilişkin somut bir delil bulunmadığı, yine velayetin anneden kaldırılmasını gerektirir bir olayın da ispat edilemediği, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, anne bakım ve sevgisine muhtaç olması da gözetildiiğinde, ilk derece mahkemesinin...

Velayet, kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemece uzman incelemesi de yaptırılıp, gösterilen deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle velayet hakkında düzenleme yapılması gerekmektedir. Ayrıca Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri ile Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 12. maddesi uyarınca velayet düzenlemesi yapılırken çocuğun beyanına da (idrak çağındaki) değer verilmesi gerekmektedir. Tarafların müşterek çocuğunun yaşı, dosya kapsamında bulunan Sosyal İnceleme Raporları, çocuğun anne bakımına muhtaç hali ve anne ilgisine olan ihtiyacı dikkate alınarak, müşterek çocuğun velayetinin annesine verilmesine ve babası ile aralarında şahsi ilişki kurulmasına karar vermek gerekmiştir. 3- Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2021 NUMARASI : 2020/281 ESAS, 2021/252 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Değiştirilmesi KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların yıllar önce boşandıklarını, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, tarafların boşanma sürecinde müvekkilinin baskı atında kalarak müşterek çocukların velayetini davalıya vermek zorunda kaldığını, davalının velayet hususunu kötüye kullandığını, müşterek çocukların müvekkili ile görüşmelerine engel olduğunu, davalının, müşterek çocuklarla uzun süre Diyarbakır'da yaşadıklarını, daha sonra davalının müşterek çocukları da alıp İstanbul'a...

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/11/2020 NUMARASI : 2020/433 2020/625 DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/125 Esas 2009/224 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile müşterek çocuk Ayşe Ravza'nın velayetinin davalıya verildiğini, çocuğun davalının yanında kaldığı sırada amcası tarafından cinsel tacize uğradığını, meydana gelen olay nedeniyle çocuğun şuan devlet koruması altında olduğunu, bu nedenle küçüğün velayetinin davalıdan alınarak kendisine verilmesine, yargılama giderinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş olup, davaya cevap verilmemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Düzenlenmesi - Kişisel İlişkinin Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 10.08.2010 tarihinde kesinleşen ilamla Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi gereğince boşanmışlar, karar tarihinde müşterek çocuk dünyaya gelmediği için boşanma kararında velayet düzenlemesi yapılmamış, müşterek çocuk Tarık boşanma kararı kesinleştikten sonra 27.01.2011 tarihinde doğmuştur. Davacı baba, öncelikle velayetin tarafına verilmesini, bu mümkün olmadığı taktirde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep etmiş, yargılama sırasında ise velayetin nezi veya değiştirilmesi talebinden feragat etmiştir....

    Davacının bu açıklamasına rağmen değerli çoğunluğun temyizi velayet ile sınırlayarak hükmün boşanma bölümünü kesinleştirmesi anlaşmalı boşanma kavramı ile bağdaşmamaktadır. Zira davacının iradesinin sakatlanması hakim huzurunda alınan beyanın tümünü sakatlar. Kaldı ki fer’i hükümlerin “tamamında” bir çekişme yoksa anlaşmalı boşanma hükmü kesinleşebilir. İradesinin sakatlandığını açıklayan “davacı” eşin bu anlatımına rağmen hükmün boşanma bölümünü kesinleşmiş kabul edebilmek mümkün değildir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; UYAP'tan yapılan kontrolde dosya davalısı T2 tarafından Bodrum Aile Mahkemesine 2020/587 Esas sayı ile 22.07.2020 tarihinde boşanma davası açıldığı, davanın halen derdest olduğu, her iki davanın taraflarının ve konusunun aynı olması, bu itibarla her iki davanın birisinde verilecek kararın diğer davayı etkiler nitelikte bulunması nedeniyle Bodrum Aile Mahkemesinde 2020/587 esas sayılı dosyasının davacısının söz konusu dosya davalısı olduğu görülerek davalı vekilinin derdestlik itirazının reddine, mahkemede görülen boşanma davasının Bodrum Aile Mahkemesinin 2020/587 esas sayılı dosyasında görülen boşanma davası ile birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına, yargılamaya Bodrum Aile Mahkemesinin 2020/587 esas sayılı dosyasında üzerinden devam edilmesine, birleştirme kararı verilmiş olmakla davalı tarafın konusuz kalan yetki itirazının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafın tedbiren velayet olmadığı takdirde...

      Bununla birlikte ,Velayet düzenlemesine yönelik kurulan hükmün, çocukların yüksek yararını yakından ilgilendirmesi ve kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, taraflarca açıkça temyiz/istinaf edilip edilmediği veya temyiz/istinaf edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen temyiz/istinaf incelemesine tabi tutulması gerekmektedir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 27.02.2018 gün 2016/12729 esas 2018/2696 karar ) Her ne kadar ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 7.bendinde tarafların müşterek çocukları Nilay Turan ve T3'ın velayetlerinin "tedbiren" anneye verilmesine karar verilmiş ise de; nihai hükümde velayetlerin "tedbiren" verildiğinin yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı değerlendirilmekle, mahkememizce bahsi geçen maddi hata düzeltilerek velayet hükmündeki "tedbiren" ibaresinin hükümden çıkarılmak suretiyle velayete yönelik yeniden hüküm tesis etmek sonuç ve kanaatine varılmıştır....

      UYAP Entegrasyonu