Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T.: Aile Hukuku, C. 2, 15. Bası, İstanbul 2013, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir....
Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; tarafların boşanmalarına karar veren mahkemece yapılan yargılama esnasında tedbir ve yoksulluk nafakasının tartışılması neticesinde boşanmaya karar verilip bu kararın kesinleştiği, bu durumda davacının kendisi için artık nafaka talep edemeyeceğinden davacı için talep edilen yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak iştirak nafakasının davalı tarafından ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır....
Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....
Davacı, dava dilekçesinde; müşterek evi terkeden davalıdan öncelikle tedbiren, daha sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere aylık 3.500 TL nafaka talep etmiştir. İş bu davanın açıldığı 29.01.2015 tarihte taraflar arasında devam eden bir boşanma davası bulunduğundan davacının talebinin ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekir. ....... Ancak; davalı tarafından açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp temyizen bozulduğu ve derdest olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı halde mahkeme, kendisi için 3.500,00 TL yoksulluk nafakası talep eden davacı yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermiştir. Mahkemece, talep yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir....
Aksi düşünce, yoksulluk nafakası alacaklısının haklarının ileriye dönük olarak kaybedilmesine sebep olur. Yoksulluk nafakası yükümlüsünün ekonomik durumu, ancak nafaka miktarının belirlenmesinde dikkate alınır. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kusursuz olduğu belirlenmiştir. Yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasından, davacı kadının düzenli ve yeterli gelirinin olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları davacı kadın bakımından oluşmuştur. Davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
kararı ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışındaki temyize konu hükümlerin onanmasına karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi'nin 24/02/2020 tarih, 2020/68 Esas 2020/1493 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmasının yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmasına engellemeyeceği, yoksulluk nafakası yükümlüsünün çalışmasına bedensel veya ruhsal bir engeli bulunmadığı sürece düzenli bir gelirinin bulunmaması onu yoksulluk nafakası yükümlülüğünden kurtarmayacağı, aksi düşüncenin yoksulluk nafakası alacak kişinin haklarının ileriye dönük olarak kaybedilmesine sebep olacağı, somut olayda TMK'nun 175. maddesindeki koşulların davacı kadın bakımından oluştuğu, davacı kadın yararına az da olsa bir yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerektiği anlaşıldığından; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının 3 nolu hüküm fıkrasının tüm sonuçları ile ortadan kaldırılarak davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine oybirliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Manevi Tazminat-Tedbir ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; boşanma davasının reddi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, ihtiyati tedbir kararı ve vekalet ücretine yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; tedbir nafakası miktarı, yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.04.2015 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Hal böyle iken davacı kadının dava dilekçesi ile talep ettiği yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacı kadın lehine yoksulluk nafakası, çocuk yararına iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2018(Salı) .......
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, yoksulluk nafakası miktarına yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı erkeğin kusur belirlemesine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan muhakemesi sonucunda ilk derece mahkemesince taraflar eşit kusurlu bulunarak her iki davanın kabulüyle davacı-karşı davalı kadın...