Bu geçici önlemlerden birisi de tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir....
Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. 1-#Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davalının hükmün Yargıtay'ca onanan kısmına yönelik karar düzeltme isteği yersizdir. 2-Davalının ve davacının nafaka ile ilgili bozmaya yönelik karar düzeltme taleplerine gelince; Mahkemece, davalının tedbir nafakası talebi hakkında hiç bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu yönde alınmış bir ara kararı da bulunmamaktadır. Durum böyleyken, hükmün "..davalı kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının az olduğundan" bahisle bozulması yanılgıya dayalıdır. Ne var ki davalı tedbir nafakası talebinde de bulunmuştur. Davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince dava tarihinden geçerli olmak üzere uygun tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu konuda bir hüküm verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
ve tedbir nafakası davalarına yönelik yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 440 TL tedbir nafakası ve 1.000 TL yoksulluk nafakası ile yine kadın yararına 40.000 TL maddî, 40.000 TL manevî tazminata hükmedilmiş, yine kadının birleşen tedbir nafakası davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Kadının tedbir nafakası davası yönünden Türk Medeni Kanununun 197. maddesi koşulları oluşmuştur. Bu nedenle ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası davasının kabulü ile kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tedbir nafakası davasının kabulü ile TMK'nın 197. Maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakaları ile tahsilde tekerrüre yol açmamak üzere davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesisi cihetine gidilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı-davalı kocanın, müşterek çocuk 16/04/1986 doğumlu Hatice için tedbir-iştirak nafakası, müşterek çocuk olmadığı anlaşılan 23/01/2000 doğumlu Fatma Nur için tedbir nafakası takdir edilmesine ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Kahramanmaraş 1....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin bağımsız tedbir nafakası davası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "107.090,00 TL" olarak belirlenmiştir. Somut olayda davalı- davacı kadın kendisi için aylık 4.000 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiş, kadının bağımsız tedbir nafakası davası kısmen kabul edilerek kadın yararına aylık 500 TL bağımsız tedbir nafakasına hükmedilmiştir....
Bu nedenle Dairemizin 06.02.2012 tarihli 2010/18253 esas ve 2012/2026 karar sayılı onama ilamının davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasında mahkemece davalı-davacı kadın için verilen 450 TL tedbir nafakası hükmüyle sınırlı olarak kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece re'sen karar verme yetkisinin bulunmadığı dava ve taleplerde mahkeme, talepten fazlasına hükmedemez (HUMK m. 74; HMK m. 26) Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davalarında tedbir nafakasına re'sen karar verilemez. Mahkemece yukarıda açıklandığı gibi davalı-davacı kadının kendisi için talepten fazla tedbir nafakasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Bu nedenle Dairemizin 06.02.2012 tarihli 2010/18253 esas ve 2012/2026 karar sayılı onama ilamının davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasında mahkemece davalı-davacı kadın için verilen 450 TL tedbir nafakası hükmüyle sınırlı olarak kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece re'sen karar verme yetkisinin bulunmadığı dava ve taleplerde mahkeme, talepten fazlasına hükmedemez (HUMK m. 74; HMK m. 26) Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davalarında tedbir nafakasına re'sen karar verilemez. Mahkemece yukarıda açıklandığı gibi davalı-davacı kadının kendisi için talepten fazla tedbir nafakasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Tedbir nafakası talep eden eşin belirli bir gelirinin bulunması, hatta gelirinin, davalı eşin gelirinden fazla olması, davalı eşi, ortak giderlere katılma yükümlülüğünden kurtarmaz. Kadının gelirinin bulunması nafaka takdirine engel değildir. Zira; tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği davalı eş, aile birliğinin ortak giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Diğer taraftan hakim, tedbir nafakasının miktarını tayin ederken eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir....
Aile Mahkemesinin E.2019/641, K.2021/445 sayılı kararında, "tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına" şeklinde kurulan hüküm, tedbir nafakasına ilam mahiyeti kazandırmadığını, ilam mahiyetine haiz olan ve ilamlı takibe konu edilebilecek nafakanın, yoksulluk nafakası olduğunu, mahkemece bu husus göz önüne alınmadan hüküm kurulduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Ankara 13. İcra Müdürlüğünün 2021/7153 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı Pınar Bingöl tarafından, borçlu T1 hakkında Ankara 7. Aile Mahkemesinin 2019/641 E., 2021/445 K. sayılı kararında hükmedilen tedbir nafakası alacağına dayalı ilamlı takip yapıldığı görülmüştür. Ankara 7....