Öte yandan, eşin ayrı yaşamı için bağımsız tedbir nafakası ayrı yaşamada haklılık varsa verilebilir. Bağımsız tedbir nafakası davasında kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Tedbir nafakası istenen eş kusursuz olsa bile, diğer koşullar gerçekleşmişse tedbir nafakası verilebilir. Başka bir anlatımla bağımsız tedbir nafakası davasında dikkate alınacak ölçü; tarafların kusur durumları değil, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır. 20....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı (kadın) ve müşterek çocuk ... için takdir edilen nafakaların, dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakası (TMK md. 169), boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren ise davacı (kadın) için yoksulluk nafakası (TMK md. 175), müşterek çocuk için ise iştirak nafakası (TMK md. 182/2) olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına...
Ancak; taraflar halen evli olup, davacı eş ayrı yaşamda haklılık nedeniyle kendisi ve fiilen baktığı müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle talep edilen nafakalar davacı kadın ve müşterek çocuk yönünden tedbir nafakası niteliğindedir. (TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı (kadın) ve müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın bakım nafakası olarak nitelendirilmesi doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükümde yer alan “...bakım nafakasının..." ifadesinşn çıkarılarak yerine "...tedbir nafakasının..." ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi uyarınca karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davada, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak; davacı eş ve müşterek çocuk ... için ayrı ayrı aylık 350 TL tedbir nafakası istenilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı eş için aylık 200 TL, müşterek çocuk için ise aylık 100 TL nafakaya hükmedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyada davacı hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında; ev hanımı olduğu, çalışmadığı, gelirinin bulunmadığının tespit edildiği, müşterek çocuğun ise ..... .... ..... .....t Bölümü .... sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmıştır. Davalının ise;...... emeklisi olduğu, emekli maaşının aylık 1300 TL olduğu, babasına ait evde kira ödemeden oturduğu, üzerine kayıtlı 2011 model aracının bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. TMK.nun 197. maddesi uyarınca, ayrı yaşamda haklı olan eş diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-koca birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....
Mahkemece; müşterek çocuklar için aylık 150'şer TL iştirak nafakasının karar kesinleştikten sonra, davacı için de aylık 150 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Tedbir nafakası; boşanma davası dışında, tarafların ayrı yaşadığı sürece devam eden TMK.197.maddesine dayanılarak verilmiş bir nafakadır. İştirak nafakası ise TMK.182.maddesi hükmünce velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Dava konusu uyuşmazlıkta; tedbir nafakası istemine ilişkindir. Bu nedenle, mahkemece müşterek çocuklar için hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İlk derece mahkemesince; asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına (TMK md. 166/1,2), müşterek çocuğun davalı/davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, velayeti anneye verilen çocuk için 21.07.2020 dava tarihinden itibaren tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davalı/davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmiştir. Davalı/davacı kadın vekili; müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik hükümde miktar belirtilmemesinin infazda güçlüğe yol açacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ve birleşen dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere (elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2013/729-2014/871 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
Taraflarca delil olarak dayanılan Yalvaç Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2017/466 esas ve 2018/215 karar sayılı kararınından ve dosya içeriğinden; kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispat edememesi nedenine dayalı tedbir nafakası davasının ( TMK md. 197) reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, tedbir nafakası davasından sonra tarafların yeniden bir araya gelmedikleri, tedbir nafakası davası sırasında kadının, erkeğin evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini yerine getirmediği iddiasının kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan; davalı kadın, tedbir nafakası davasında fiziksel şiddet gibi önemli bir vakıaya ilişkin iddiada bulunmamıştır. Bu sebeple görülmekte olan bu davada dinlenen kadının tanıklarından bir kısmının ifadelerinde geçen "erkeğin kadına tokat attığı" şeklindeki beyanları inandırıcı bulunmamış ve bu vakıa erkeğe kusur olarak yüklenmemiştir....