Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi bicimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. md. 4). Ayrıca, TMK'nun 327/1 maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından sağlanır....
Dava, TMK 197.madde gereğince önlem nafakası davasıdır. Davacı taraf dava dilekçesinde, tedbir ve yoksulluk nafakası talep ettiğini belirterek aylık 5.000,00 TL nafakanın davalıdan alınmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince gerekçeli karar başlığında dava türü olarak yoksulluk nafakası gösterilmiş, gerekçeli karar içeriğinde nafaka bağlanması davası olarak nitelenmiş, kararda ise yardım nafakasına hükmedilmiştir. Olayları anlatmak taraflara hukuki nitelemeyi yapmak hakime aittir. Davacı tarafın dava dilekçesi, tarafların hali hazırda evli oldukları, aralarında herhangi bir boşanma davası olmadığı da dikkate alındığında, davacının talebi, tarafların evlilik birliği devam ederken davacı kadının haklı nedenle ayrı yaşamasından kaynaklı TMK 197.madde kapsamında önlem nafakası davasıdır. İlk derece mahkemesi kararında yardım nafakası olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. TMK 197.madde gereğince davacı kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatla yükümlüdür....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3- Davalı-davacı kadının birleşen Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı nafaka davası hakkında olumlu, ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu sair bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.09.2015(Salı)...
(TMK md.197/son) Taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ediyor olması, çocuklarla ilgili gerekli önlemlerin alınmasına engel değildir. Davacı-davalı kocanın, tanık anlatımlarından başka bir kadınla yaşadığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında; Türk Medeni Kanununun 197/son maddesi kapsamında bir önlem olarak, geçici velayet düzenlemesi yapılması gerekirken, bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 2-Talep edilen nafakanın Türk Medeni Kanununun 197. maddesi mahiyetinde olduğundan, davalı-davacı kadın eşin ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakalarının hükmün kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesi doğru olmamıştır....
(TMK m.197) Dosya incelendiğinde; tarafların 04/09/1989 tarihinde evlendikleri, 1990, 1992, 1999, 2001 doğumlu müşterek çocuklarının olduğu, tarafların bir süredir fiilen ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Dinlenen tanık beyanları ile; davalının, davacının maddi ihtiyaçlarını karşılamadığı, müşterek konuttan ayrılarak bir daha konuta dönmediği, bu suretle birlik görevlerini ihmal ettiği sabit olmakla TMK 197. maddesi gereğince davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ve davalının bu duruma kusurlu hareketleri ile sebebiyet verdiği hususunu ispat ettiği anlaşılmaktadır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) birlikte değerlendirildiğinde davacı kadın lehine TMK 197. maddesi gereğince dava tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı yönünden hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi doğru ise de;müşterek çocuklar yönünden hükmedilen nafakaların iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. ve 3. bentlerinde yer alan “...iştirak nafakasının..." ifadelerinin çıkarılarak yerine "...tedbir nafakasının..." ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 31.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı (kadın) yönünden hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi doğru ise de; müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükümde yer alan “...iştirak nafakasının..." ifadelerinin çıkarılarak yerine "...tedbir nafakasının..." ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Tedbir nafakasında eslerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması veya davacının çalışması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ortak giderlere ( elektrik, su, telefon, kira, yakıt parası vs.) katılma yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz. Bu durum sadece nafaka miktarının takdirinde etkili olabilir. Davacı kadının gelirinin bulunması ona tedbir nafakası bağlanmasını engelleyici bir hal değildir. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir....
Aile Mahkemesinin 2014/680 esas -2015/319 karar sayılı dosyasında 16.07.2014 tarihinde tedbir nafakası (TMK m.197) davası açtığı, davacı kadının eşine hakaret içeren mesajlar göndermesi sebebiyle tamamen kusurlu olduğu, ayrı yaşamakta davalı erkeğin kusurunun bulunmadığı, ancak davalı erkeğin aylık 150,00 TL tedbir nafakası ödemeyi kabul ettiği gerekçesiyle kadının davasının kısmen kabulüne, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına karar verildiği, kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilen hükmün Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.10.2015 tarih 2015/8897 esas - 2015/16664 karar sayılı ilamı ile onandığı, ... 7. noterliğinin 12.08.2014 tarih ve 10504 yevmiye numaralı evrakı içeriğinden ise, davacı erkeğin 12.08.2014 tarihinde davalı kadına eve dön ihtarında bulunduğu, eldeki davanın ise 07.12.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2023 NUMARASI : 2022/246 ESAS-2023/167 KARAR DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası (TMK md. 197) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak TMK'nın 197. Maddesi uyarınca davacı kadın ve müşterek çocuk için aylık 1.500,00'er TL tedbir nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir....