Medeni Kanun'un "Geçici Önlemler" başlığını taşıyan 169.maddesinde; "boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır" düzenlemesine yer verilmiştir. Sözü edilen tedbir nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erer. Takip dayanağı ilamda yer alan davacı ve müşterek çocuklar için aylık toplam 650,00 TL'de bu madde hükmüne göre verilmiş tedbir nafakası niteliğinde olup, boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam eder. Kesinleşme tarihinden sonra ise iştirak nafakası işlemeye başlar. Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür.(TMK. Md. 182) Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir....
BOŞANMA VE TEDBİR NAFAKASI DAVASIDAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 195 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 197 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 201 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 45 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının davacıyı dövdüğünü, bu nedenle ayrı yaşadıklarını belirterek 500 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, Gaziantep Birinci Aile Mahkemesi'nde 29.05.2009 tarihinde boşanma davası açtıklarını, her iki davanın birlikte görülmesi gereken davalar olduğundan birleştirme ilk itirazında bulunmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2022 NUMARASI : 2021/335 ESAS, 2022/26 KARAR DAVA KONUSU : TEDBİR NAFAKASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1999 yılında evlendiklerini, davalının ailesi ile aynı binada oturduklarını, davalının açtığı boşanma davasının Kocaeli 1....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, "davacı kadının kendisi için talep etmiş olduğu tedbir nafakasına dair talebin kısmen kabulü ile bu dava tarihinden geçerli olmak üzere lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen tedbir nafakasının, ilki hükmün kesinleştiği tarihten bir yıl sonra başlamak üzere her yıl ÜFE deki geçmişe dönük bir yıllık artış oranında artırılmasına, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yanında bulunan tarafların müşterek çocukları Emirhan Elçiboğa ve Muhammet Furkan Elçiboğa için talep etmiş olduğu tedbir nafakasına dair talebinin kısmen kabulü ile her bir çocuk için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00'er TL den toplam aylık 1.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen tedbir nafakasının, ilki hükmün kesinleştiği tarihten bir yıl sonra başlamak üzere her yıl ÜFE deki geçmişe dönük bir yıllık...
Davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı, tedbir nafakası davasının açılış tarihi ile, boşanma davasının açılış tarihi arasında tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, sonrası dönem için davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin müvekkilinin üzerinde bırakılmasının ve davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla; her ne kadar yerel mahkemece, derdestlik dava şartı yokluğundan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; davanın niteliğinin TMK 197.maddesi gereğince açılmış bağımsız tedbir nafakası davası olduğu, boşanma davasından farklı şartlara tabi olduğu gözetilmeden, sonradan açılan boşanma davasında çocuk yararına TMK 169.maddesi gereğince dava tarihinden geçerli olmak...
TMK'nun 169.maddesinde ön görülen tedbir nafakası boşanma ve ayrılık davaları için getirilmiş bir düzenleme olup, eldeki davanın bağımsız tedbir nafakası davası (TMK.m.195- 197) olduğu dikkate alındığında, mahkemece, bu konuda verilen nafaka usul ve yasaya aykırı olmuştur. 2- Kabule göre de, davacı kadının dava dilekçesinde kendisi ve müşterek çocuk için aylık 1.000'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ettiği halde yerel mahkemece (2) nolu hüküm fıkrasında çocuk için aylık 700 TL, kadın için 1.200 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, bu haliyle kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının HMK'nun 26.maddesinde öngörülen taleple bağlılık kuralına aykırı olduğu anlaşılmıştır. 3- Öte yandan, eldeki nafaka davasının kadın tarafından 07/01/2021 tarihinde açıldığı, dosya içindeki bilgiler ve Uyap kayıtlarına göre koca tarafından aynı mahkemenin 2021/38 esas sayılı dosyasında 18/01/2021 tarihinde geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açıldığı, nafaka davasında karar verildiği tarihte...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakasi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 78.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 17.04.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2019/180 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuğunun velayetinin kendisine verildiğini, boşanma aşamasında davalının müşterek çocuğun ihtiyaçlarıyla ilgileneceğini belirttiğini ancak ilgilenmediğini, kendisinin çalışmadığını, gelirinin bulunduğunu, maddi imkanları kısıtlı olan ailesinin katkılarıyla çocuğuyla birlikte ailesinin yanına sığındığını, davalının ise maddi imkanlarının iyi olduğunu, 6.000,00 TL yi aşkın gelirinin bulunduğunu, kira vermediğini, büyümekte olan çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta sıkıntı yaşadığını belirterek, kendisi için aylık 1.500,00TL tedbir-yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 1.500,00TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; ilk dava olan tedbir nafakası talebi hakkında boşanma konusunda verilecek olan kararda değerlendirme yapıldığından, tedbir nafakası davası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkek eşin, karşı boşanma davasının reddine, davacı kadın eşin karşı davaya karşı açtığı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, davacı için takdir edilen 650TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 50.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....
Davalı erkek vekili tarafından, müvekkilinin Çerkezköy 2.Aile Mahkemesinin 2020/103 E.sayılı dosyasında boşanma davası açtığını, birleştirme kararı verilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; TMK'nun 197. Maddesine dayalı olarak açılan tedbir nafakası davası ile, boşanma davasının birleştirlerek görülmesi gerektiği konusunda her hangi bir yasal düzenleme bulunmadığından, yerel mahkemece, bu davaya ilişkin deliller toplandıktan sonra, davalı tarafından açılan boşanma davası ile birleştirilme kararı verilmeden davanın karara bağlanmasında usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....