BOŞANMAMADDİ VE MANEVİ TAZMİNATÖLÜMTEDBİR NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 169 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 174 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından, tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesi gereğince boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminata, evliliğin boşanma ile sona ermesi halinde hükmedilebilir. Evlilik birliği boşanma ile değil, davacının 04.06.2010 tarihinde ölümüyle sona erdiğine göre, ölen davacının mirasçısı olan anne ve babası lehine Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2- Davacı, boşanma davası devam ederken 04.06.2010 tarihinde ölmüştür. Ölüm halinde, tahakkuk eden ve muacceliyet kazanan nafakaları talep hakkı ölenin mirasçılarına intikal eder....
müşterek çocuk RIFAT DOĞAN HANÇER için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL TEDBİR NAFAKASININ karar kesinleşinceye kadar davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, KARARIN KESİNLEŞMESİ İLE BİRLİKTE TEDBİR NAFAKASININ SONLANDIRILMASINA, Müşterek çocuk RIFAT DOĞAN HANÇER için talep edilen İŞTİRAK NAFAKASI talebinin REDDİNE," karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tedbir nafakası yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasi ile tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davalı kadına yüklenen piyasaya borçlanarak müşterek haneye icra takiplerinin gelmesine sebep olması vakıasına davacı erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulüne uygun olarak dayanılmadığından davalı kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta yatırılmayan aşağıda yazılı onama harcının...
Medeni Kanun'un (Geçici Önlemler) başlığını taşıyan 169. maddesinde; (boşanma veya ayrılık davası açılınca Hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır) düzenlemesine yer verilmiştir. Sözü edilen tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi ile sona erer. Takip dayanağı ilam da bu madde hükmüne göre verilmiş tedbir nafakasını kapsamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, somut olayda davalı eş ve müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası .boşanma hükmünün kesinleştiği 30.05.2002 tarihine kadar devam edeceğinden ve borçlunun da herhangi bir ödeme iddiası bulunmadığına göre alacaklının bu miktar için takibe devam etmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesince kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve miktarı yerinde olmakla birlikte tarafların boşandıkları, boşanma kararının da 17.12.2020 tarihinde kesinleşmiş olması nedeniyle tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşme tarihi olan 17.12.2020 tarihine kadar devam edeceğinden erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 1. ve 2. bendinin kaldırılmasına, yerine davacının davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren başlamak üzere kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine, nafakanın tarafların boşanma tarihi olan 17.12.2020 tarihinde sona ermesine karar verilmiştir. Belirlenen nafaka miktarı hakkaniyete uygun olduğundan kadının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01.04.2022 NUMARASI : 2021/1727 ESAS, 2022/501 KARAR DAVA KONUSU : YOKSULLUK NAFAKASI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesinin 2013/541 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiğini, boşanma kararında davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiğini belirterek davacı kadın lehine dava tarihinden itibaren tedbir olmak üzere aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ve her yıl ÜFE- TÜFE oranında artış uygulamasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili ibraz etmiş olduğu 05/03/2020 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, tarafların boşanmalarına, müvekkili için 500 TL, tedbir, boşanma sonrası yoksulluk nafakası olarak devamına, her bir çocuk için 500'er TL toplamda 1000 TL tedbir nafakasına, boşanma kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davalının müvekkilini aldatması göz önüne alınarak müvekkilinin ondört yıldır davalı ile aynı evi paylaşması ve davalıya yaptığı tüm katkılar değerlendirildiğinde müvekkilinin çekmiş olduğu acı, elem karşılığında 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili 30/11/2021 uyap tarihli, dilekçeler aşamasında ıslah hakkımızı kullanmadan iddia ve taleplerimizin genişletilmesinden ibaret dilekçesinde özetle; Davamızın Kabulü ile Tarafların Boşanmalarına, Tarafların müşterek çocukları Hazal ÇAVUŞ ve Alparslan ÇAVUŞ'un velayetlerinin müvekkile verilmesine, Müşterek çocukların bakım ve yararında kullanılmak üzere her ay müşterek çocuklar lehine 1.000 TL'den toplam 2.000 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay iştirak nafakası olarak ; Müvekkilin boşanma sebebiyle maddi olarak zor duruma düşecek olması nedeniyle müvekkil lehine ise 1.000 TL TEDBİR NAFAKASI olarak, kararın kesinleşme sonrası için ise her ay yoksulluk nafakası olarak davalıdan tahsiline; Davalının davranışları sebebiyle müvekkilin kırılan onuru ,zedelenen şeref ve haysiyeti dikkate alınarak içine düştüğü ağır yıkım karşısında 100.000 TL MANEVİ TAZMİNATA, 100.000 TL MADDİ TAZMİNATA dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte...
TEDBİR NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 186 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 197 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava dilekçesinde; tarafların 1987 yılından beri evli oldukları, davalı kocanın açtığı boşanma davasının reddedildiği, kararın Yargıtay'ca onanarak kesinleştiği, buna rağmen ortak yaşamın kurulamadığı, davalının başka bir kadınla birlikte yaşaması nedeniyle hiçbir maddi katkısının da bulunmadığı ileri sürülerek aylık 1.000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi istenilmiştir....
(Y2HD, 25.11.1993, 10530-11334) 4- DAVACI, KÜÇÜK EMİR MEHMET POLAT İÇİN “TEDBİR NAFAKASI” İSTEYEBİLİR Mİ? Davacı vekili dava dilekçesinde “iştirak nafakası” istediğini açıkça belirtmiştir. Başka bir anlatımla koşulları oluştuğunda TMK m. 182 f. II hükmüne göre velâyetin kullanılması kendisine “verilmeyen eş” çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu için davacı vekili tarafından ancak “iştirak nafakası” verilmesi istenebilir. Değerli çoğunluk davacının “tedbir nafakası” isteğinin bulunduğu düşüncesindedir. Boşanmış eşler hangi sebeple olursa olsun ortak çocukları için “tedbir nafakası” değil sadece “iştirak nafakası” isteyebilir. Açıkladığım gerekçelerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....