(TMK m.197) Dosya incelendiğinde; dinlenen davacı tanık beyanları ile; davalının, davacı kadının ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığı, onlardan ayrı olarak Hatay ilinde yaşadığı, bu suretle birlik görevlerini yerine getirmediği ve TMK'nın 197. maddesi gereğince tedbir nafakası koşullarının oluştuğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md. 4) birlikte değerlendirildiğinde davacı kadın lehine 1000,00 TL, ortak çocuk yararına 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle karar usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında, eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Hakim, eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesini ayrı yaşamaları halinde de korunması gerektiğini gözetmelidir. Somut olayda; davacı, ayrı yaşamakta haklılık iddiasına dayalı olarak tedbir nafakası istemektedir. Davacı ev hanımı, davalı yurtdışında yeni mezun, giderleri düşüldükten sonra aylık net:2.318,43 TL geliri olan bir işte çalışmakta olup, üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkul de bulunmamaktadır....
Tedbir nafakası isteklerinin her gün doğan ve işleyen haklardan olduğu nazara alınarak feragat tarihinden itibaren davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde 09.08.2011 tarihinden itibaren davalı yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı kadın, boşanma davasının açıldığı 9.8.2011 tarihinden önce, 5.8.2011 tarihinde açmış olduğu tedbir nafakası davasından ilk celse feragat etmiş ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Kadının tedbir nafakası davasından feragat etmesi, kocasının kusurlarını boşanma davasına yönelik olarak affettiğini göstermez. Zira davalı kadın, tedbir nafakası davasından feragat etmekle birlikte boşanma davasında kocanın kusurlarına yönelik iddialarını ileri sürüp, bu iddialarını kanıtlamak için delillerini de sunmuştur....
TMK.nun 197. maddesi uyarınca, ayrı yaşamda haklı olan eş diğerinden tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği karı-koca birliğin giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK. md.186/son). Dosyada taraflar hakkında yapılan ekonomik sosyal durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, Bulgaristan’dan emekli olduğu, 130,00 TL emekli maaşı aldığı, kendisine ait evde oturduğu, Çorlu’da bir adet evi olduğu tespit edilmiş, davalının ise emekli olduğu, aylık 1.200,00 TL maaşı olduğu, kızı ile kaldığı, kira ödemediği, üzerine kayıtlı iki evi çocuklarına devrettiği tespit edilmiştir....
Yukarıda ifade edilen taleple bağlılık ilkesi gereğince nafaka artırım davası açılmadığı,davacı tarafından TMK 197'ye dayalı tedbir nafakası talep edildiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasında görülen ve redle sonuçlanan Denizli 2.Aile Mahkemesi'nin 2010/258 Esas 2011/1017 Karar sayılı ilamı ile dava tarihi olan 23.03.2010 tarihinden itibaren davacı ve müşterek çocuklar için aylık 200'er TL tedbir nafakasına hükmedildiği,bu nafakaların karar tarihi olan 04.11.2011 tarihi itibariyle aylık 250'şer TL'ye yükseltildiği anlaşılmakta olup,kararın kesinleştiği 16.11.2012 tarihi itibariyle tedbir nafakalarının kalktığı sabittir.Bu dava tarihi itibariyle TMK 197'ye dayalı olarak ilk kez bağımsız tedbir nafakası talep edilmiş olmasına rağmen,mahkemece yanılgılı değerlendirme ile arttırılmış bedel üzerinden hüküm kurulmuş ise de;nafakaların dava tarihinden itibaren takdir edilmiş olmasında ve miktar itibariyle hükmolunan nafakalarda bir isabetsizlik görülmemiştir....
Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumu da nazara alınarak uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. (TMK m..336) Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. (TMK m.197/1-son) Somut olayda, davacı kadın tedbir nafakası yanında ortak çocuğun geçici velayetinin de kendisine verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından tarafların ayrı yaşadığı sabittir....
DAVA TÜRÜ :Boşanma - Aile Konutu Şerhi Konulması - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm karşılık tedbir nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle 4.3.2008 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 3.1.2012 olarak gösterilmesi, yazım hatası niteliğinde olup, mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına, davalı-davacı kadın ve müşterek çocuk yararına karşı dava tarihi olan 7.5.2008 tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedildiğinin (TMK. md. 197) ve boşanma davasında Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince takdir edilen nafakalarla aynı dönemler için mükerrer olarak tahsil edilmemek üzere verildiğinin anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
Ancak; taraflar evli olup, davada ayrı yaşamda haklılık nedeni ile davacı eş ve yanında bulunan müşterek çocuk lehine nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre, mahiyeti itibariyle istenilen nafaka tedbir nafakası niteliğindedir (TMK. md 197).Bu nedenle mahkemece, hüküm altına alınan nafakaların “yoksulluk” ve “iştirak” olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2.bendinde yer alan “yoksulluk” ve “iştirak” kelimelerinin çıkartılarak yerlerine ayrı ayrı “tedbir” kelimesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 38,25 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 10/12/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 02.11.2017 gün ve 2016/6609 esas, 2017/12138 karar sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Erkek tarafından açılan boşanma davası (TMK m. 166/1-2) ile kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda mahkemece erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen bu karara davalı-davacı kadın tarafından boşanma davası ve ferileri ile tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 02.11.2017 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadın tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur....