WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

“Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13.maddesi; “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır” “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21.maddesinin birinci fıkrası; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa...

    Mahkeme borçluya çıkartılan icra emrinin tanınmadığından iade edildiği dolayısı ile kendisine tebliğ edilmiş bir icra emri bulunmadığından bu aşamada şikayet ve itirazda hukuki yararının olmadığı gerekçesi ile istem reddedilmiştir. HMK'nun 114. maddesi (h) bendinde dava şartları arasında, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması gerekliliğine yer verilmiştir. Somut olayda, takip dosyası ve tebliğat parçası incelendiğinde, borçlunun mernis adresine icra emri ve kıymet takdiri raporunun tebliğe çıkartıldığı, muhatabın yurtdışında olduğundan tebliğ edilemeden iade edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine İcra Müdürlüğünce ...'...

      Sk., No:4, İç Kapı No:4, Kuşadası/ Aydın'' adresine tebliğe çıktığını, ve yurtdışında olduğu şerhi ile iade edildiğini, sonrasında müvekkilin aynı adresine TK. 21/2 maddesine göre ödeme emrinin 29/12/2021 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 10. ve 21. maddesine aykırı gerçekleştiğini, iade edilen tebligatın adreste tanınmadığı/ taşındığından dolayı mı yurt dışında bulunmasından dolayı mı iade edildiğinin net olarak anlaşılmadığını, bu hususta eksik inceleme yapıldığını, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusu ödeme emri tebliği işleminin usulsüzlüğü nedeniyle icra müdürlüğü nezdindeki itirazının süresinde olduğunun tespitine yöneliktir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. Maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır....

        Erden’e tebliğ edilmiş, daha sonra ise yargılama sırasında Av.... adına düzenlenen vekaletnameye dayalı yetki belgesi sunan Av. ...'ın 26.11.2015'de tebligatın usulsüzlüğü itirazlarını da içeren temyiz dilekçesi sunması üzerine aynı gerekçeli karar yeniden Av. ...'a 18.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosya içerisinde Av. ... Erden’in azil veya istifasına yönelik herhangi bir belge yoktur. Davalı şirketin gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihte Av. ... Erden’i azlettiğine dair azilnamesi olup olmadığı ve Av.... Erden’in vekalet görevinin devam edip etmediği araştırılarak, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 17/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Somut olayda vekile yapılan tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmemiştir. Bu sebeple borçlu asile yapılan tebligatın takibin kesinleşmesi ve devamıyla bir ilgisi bulunmayıp, sadece İİK'da düzenlenen ceza hükümlerinin uygulanabilmesi yönüyle geçerliliği vardır. Borçlu vekiline tebligat yapıldığına ve bu tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmediğine göre, borçlu asile yapılan tebligatın usulsüzlüğünün ve öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitinin istenmesinde bu aşamada hukuki yarar bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle Mahkemece istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı 06/07/2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira akdine dayanarak 04/10/2012 tarihinde tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile peşin ödenmesi gereken bir yıllık kira bedelinin tahsilini istemiş, ödeme emri 10.10.2012 tarihinde borçluya tebliğ edilmiştir. Borçlu, ödeme emrinin tebliğine rağmen itiraz etmediğinden takip kesinleşmiştir. Ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayete tabi olup, şikayet olmadan hâkim ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Ödeme emri tebliğ tarihi şikayet ile düzeltilmediği müddetçe geçerlidir. Bu nedenle davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

              Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir'' hükmüne yer verildiği, aynı Kanun'un 297/c maddesinde ise; kararın, ''Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri'' içermesi gerektiği belirtilmiştir. Banka tarafından gönderilen ihtarnameye ilişkin tebligatın borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği hususunun borçlu tarafından takipten itibaren yasal itiraz ve şikayet süresi içinde ileri sürülmesi gerekir. Yapılan tebligatın usulsüzlüğü borçlu tarafından ileri sürülmeden icra mahkemesince resen incelenerek icra emrinin iptaline karar verilemez....

              Dava konusu icra takibinde, davacı adına çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği açıktır. Davacı eldeki davayı açmakta haklı olup, dava dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini istediği, davalının tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle tebligatın yeniden çıkarılmasını istemediği hususları ile, HMK'nın 326. maddesi de gözönünde bulundurularak, davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerinde takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

              İcra Hukuk Mahkemesince müvekkiline gönderilen dava dilekçesi ve tensip zaptının usulsüz olarak tebliğ edildiğini, müvekkilinin ödeme emrini işbu tebligat ile öğrenemediğini, işbu tebligat incelendiğinde tebligatın işyeri çalışanı Naci Yıldırım'a tebliğ edildiği görülse de tebligatta bulunan imzanın Naci Yıldırım'a ait olmadığını, bu hususta Naci Yıldırım'ın suç duyurusunda bulunacağını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Davacının, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

              UYAP Entegrasyonu